Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Baş spekülatör

Hiçbir öngörüsü tutmayan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın reel sektöre maliyeti 40 milyar TL oldu.
Baş spekülatör
11 Şubat 2015 12:36:00
Hiçbir öngörüsü tutmayan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın reel sektöre maliyeti 40 milyar TL oldu.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Ağustos 2013'ten bu yana 'beklenti yönetmek' yerine 'beklenti yaratarak' piyasayı alt üst ediyor. Çok konuşan ve hiçbir hedefi tutturamayan Başçı'nın söylemleriyle çıkan dolar kurunun reel sektöre maliyeti 40 milyar TL.
Sabah Gazetesi'nden Dilek Güngör'ün haberine göre; Bir merkez bankası başkanı düşünün... Dalgalı kur politikası uygulanan ülkede dolar kuru tahmininde bulunuyor, ama tutmuyor. "Faiz silahını çekmem" diyor, 6 ay içinde rekor artışa imza atıyor. "Ara toplantı yaparım, faizi indiririm" mesajı veriyor, 15 gün geçmeden toplantının iptal edildiğini duyuruyor. Yani asıl işi beklentileri yönetmek olan ülkenin Merkez Bankası'nın başındaki isim piyasada 'beklenti' yaratarak birilerinin ekmeğine tabiri caizse yağ sürüyor. Önce elini belli ediyor, sonra söylediklerini inkar... Piyasaya yön vermek yerine, piyasanın yönlendirdiği biri haline dönüşüyor. Bir başka merkez bankası başkanı düşünün... Bırakın sağda, solda, yolda mesaj vermeyi, yaklaşık 1.5 yıldır yapacağı faiz artırımının zamanlamasını piyasaya belli etmemek için 'makul' kelimesini kullanıyor. Tek bir kelimeyle dünyaya yön veriyor.
KEHANETİ TUTMADI
Yukarıdaki ilk örnek çok konuşan, hedef tutturamayan ve belirsizlik yaratarak piyasayı bozan başkan olarak anılacak olan Erdem Başçı. Herkes hatırlar, en önemli fiyaskosu dolardı. Bugüne kadar hiçbir merkez bankası başkanının yapmadığını yaparak, 27 Ağustos 2013'te dolar 2.03 TL iken çıkıp "Kur yıl sonunda 1.92 TL olursa şaşırmayalım" dedi. Dolar ise yılı 2.14 TL'den tamamladı. İşte o dönemde Başçı'nın söylemine inanarak döviz açığını kapatmayan şirketlerin maliyeti yüzde 5'in üzerinde arttı. Reel sektörün Ağustos 2013 sonunda 168.3 milyar dolarlık açık pozisyonu bulunuyordu. Doların Başçı'nın dediği gibi 1.92 TL'ye inmeyip, aksine 2.14 TL'ye çıkması reel sektörün kur farkı zararını 18.5 milyar TL artırdı.
ASLAN KEDİYE DÖNDÜ
27 Ağustos 2013'te "TL'nin değerini aslanlar gibi koruyacağız. Üstelik bunu yaparken, faiz silahını kullanmayacağız" sözleriyle para politikasını açık edince lobi, dolar kuruna yüklendi. Kur, 2014 başında 2.32 TL'yi geçti. Paniklediğinden mi bilmiyoruz! Ama Başçı hemen 28 Ocak'ta olağanüstü toplantı yaparak faizi 5.5 puan artırdı. Türkiye'de yatırımları durdurup büyümeyi aşağı çeken, işsizliği çift haneye yükselten, reel sektörün finansman maliyetlerini artıran bu faiz operasyonunun bedeli hala ödeniyor. Başçı'nın faizleri rekor oranda artırmasının etkisiyle ticari kredilerin Temmuz 2013'te yüzde 7, Ocak 2014'te 11 olan yıllık maliyeti, 14'e kadar çıktı. Faizlerdeki artış KOBİ'lerin 4 ayda kullandığı kredilerin maliyetini yaklaşık 500 milyon TL artırdı.
LOBİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜ
Bu operasyonun kaymağını ise her zaman olduğu gibi faiz lobisi yedi. 3 ay vadeli mevduatın ortalama faizi yüzde 7.63'ten 11.30'a kadar çıktı. Mevduattan elde edilen faiz gelirleri geçen yıl yüzde 31.1'lik artışla 52.5 milyar liraya çıkarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bu gelirin yaklaşık 37 milyar lirasını, bankalarda 1 milyon liranın üzerinde mevduatı bulunan 77 bin 210 kişi cebine attı. Tüketicilerin ve şirketlerin kredilere ödediği faiz ise, kredi hacminin yüzde 18 artarak 1 trilyon 240 milyar liraya çıktığı 2014'te, yüzde 27'lik yükselişle 106.5 milyar liraya ulaştı.
SON SKANDAL PPK
20 Ocak'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yarım puan indiren Başçı, ders kitaplarına konu olacak bir operasyona daha imza attı. Enflasyon Raporu'nun tanıtıldığı 21 Ocak'ta, "Enflasyon 1 puan veya daha fazla düşerse PPK'yı olağanüstü toplarız" diyerek elini belli etti. "İndirim mesajı"nı alan lobi yeniden harekete geçerek doları 2.46 TL'ye kadar yükseltti. Enflasyon 1 puan değil de 0.93 puan düşünce bahaneyi bulan Başçı, PPK'yı toplamaktan vazgeçti. Lobinin tehdidine boyun eğdi. Bu operasyonun faturası da reel sektöre çıktı. Kurda bir haftada yaşanan artış, reel sektöre 21.6 milyar liralık kur farkı zararına mal oldu.
YELLEN TEK KELİMEYLE DÜNYAYI YÖNETİYOR
Yukarıdaki ikinci örnek Fed Başkanı Janet Yellen... Mayıs 2013'ten bu yana faiz artırım sinyali veren ABD Merkez Bankası'nda, başkan Yellen Şubat 2014'te görevi Ben Bernanke'den devraldı. Tüm dünya o tarihten bu yana ABD'nin faiz artırımlarının ne zaman başlayacağını tartışıyor. Yellen, her toplantının ardından yükselişin zamanlamasına ilişkin 'makul' kelimesini kullanarak dünyaya yön veriyor. Euro Bölgesi'ni resesyondan kurtarıp ekonomiyi canlandırmayı temel misyon edinen Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ise bu amaçla kullandığı 'parasal genişleme' tanımını hiç değiştirmedi. Draghi 22 Ocak'ta 1.1 trilyon euroluk parasal genişleme programını açıkladı. Euronun tedavüle girdiği tarihten bu yanaki en düşük seviyeye gerilemesi de Süper Mario'ya geri adım attırmadı.
TÜRKİYE'Yİ RESESYONA REVA MI GÖRÜYOR?
Söylemleriyle piyasada belirsizlik yaratan, hem faiz hem dolar cephesinde oynamalara neden olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, önceki gün G20 toplantısında ABD'nin 1979 model politikalarını örnek vererek bir anlamda Türkiye'yi resesyona reva gördüğünü de açık etti. Başçı, ABD'de enflasyonun yüksek faizle düştüğüne işaret ederek, "1970'li yıllarda enflasyon çift haneye çıkmıştı. Volcker faizi yukarı çekti, enflasyon 1 yılda düştü" demişti. Başçı'nın örnek verdiği Fed'in eski Başkanı Paul Volcker, petrol krizi sırasında yani 1981'de faizleri yüzde 10'dan 20'ye çıkarmıştı. Bu sert faiz hareketiyle ekonomi bir kez daha resesyona girmişti. Enflasyon ancak 2 yıl sonra düşerken, ekonomik durgunlukla işsizlik yüzde 10.8'e çıkmıştı.
SADECE KUR ZARARI 40 MİLYAR TL
Sözün kısası Başçı, Ağustos 2013'ten bu yana söylemleri ve eylemleri ile ekonomiye 40.6 milyar liralık fatura çıkarmış durumda. Bu sadece dolar kurundaki artışın reel sektöre getirdiği yük. Belirsizlik yaratan açıklamaların faizdeki yansımalarının faturasını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Dolar kurundaki yükselişin bir başka etkisi de birkaç ay sonra enflasyonda hissedilmeye başlanacak. Kurdaki artış enflasyonu yükseltmeye başlayacak. Böylece faiz indirimlerini öteleyen Başçı'nın elinde yeni bir bahane oluşacak.