Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2325.44
BIST 100
9142.4
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Bir garip ölmüş diyeler...

Bir garip ölmüş diyeler...
27 Aralık 2013 01:00:00

SABRİ GÜLTEKİN

Bu konuyu kaçıncı defa tekrarlayışım bilemiyorum. Fakat merhum u00c2kif'in sık sık bahsettiği "u00c2sımın Nesli"ne imkan buldukça bu hatırlatmayı yapmayı kendime görev telakki ediyorum. Vefatının 77. sene-i devriyesinin arefesinde İstiklal Şairi Mehmed u00c2kif Ersoy'u Edirnekapı Şehitliği'ndeki istirahatgahında ziyaret edip, son nefesini verdiği mekana doğru yöneliyorum.

***

Noel'i karşılama yarışına hazırlananlar, menzile varmak için nefes tüketen kalabalıklar İstiklal Caddesi'nden bendine sığmayan nehirler gibi aleme akıyor. "Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli: / Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli; / Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli, / Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli..." diyen merhum u00c2kif'in sözleri yerlerde sürünüyor.

Cadde-i Kebir, u00c2kif'in u00c2sım'ından yoksun gençlerle dolup taşıyor. İstiklal adeta bütün idealist duyguları yutuyor; gününü gün eden insancıklar doğuruyor. Renk cümbüşünün içinde ilerleyen ruhu katranlaşmışlar, İslam'ın güzelliklerini bastırıyor.

Galatasaray Sultanisi'ni geçtikten sonra kalabalık seyreliyor, atmosfer başka bir renge bürünüyor. Soğuğa rağmen yol kenarı müzisyenden geçilmiyor. Sokağa taşan bu festival ta Asmalı Mescid'e kadar uzanıyor.

***

Tünel'e doğru ilerlerken, Yapı Kredi Yayınları'nın ilerisinde, St. Antuan Kilisesi'nin berisinde 163 kapı numaralı, heybetli, makyajı yerinde, caddenin en gösterişli binalarından olan Mısır Apartmanı'na nihayet ulaşıyorum.

Hikayesi uzun... Benim için önemli olan asıl hikaye, Millu00ee Şairimiz Mehmed u00c2kif Ersoy'u misafir etmesi...

Mısır'da 10 yıllık uzlet günlerini tamamlayan Mehmed u00c2kif Ersoy, hastalığı ilerlemiş bir halde eşi İsmet hanımla 17 Haziran 1936 yılında İstanbul'a döner. Şair vapurla rıhtıma doğru yaklaşırken, şehrin siluetini uzun uzun seyrederek gözyaşları döker. Rıhtıma yanaşıldığında ise u00c2kif'i sadece birkaç dostu karşılar. Abbas Halim Paşa'nın ısrarlı daveti üzerine Ersoy, birkaç gün Maçka'daki evde misafir olur. Daha sonra Şişli Sıhhat Yurdu'nda kısa bir süre tedavi görür. Ve nihayetinde u00c2kif, Mısır Apartmanı'nın ikinci katındaki daireye yerleştirilir. Hizmetine bir hasta bakıcı verilir. Bu dönemde Abbas Halim Paşa, Mehmed u00c2kif'le çok yakından ilgilenir.

İlgilenenlerden birisi de u00c2kif'in üç u00c2sım'ından (Köse u00c2sım, Hafız u00c2sım, u00c2sım Şakir) biri olan Hafız u00c2sım'dır. Mısır dönüşü Üstad'ı hiç yalnız bırakmaz. Kur'an okuyarak teselli verir, na'tlarla coşturur, közlenmiş hatıraları harlandırır. Üstad'a belli etmez amma gözyaşlarını yüreğine akıtır.

Üstad da Hafız u00c2sım'ı sever amma o ümidlerini başka bir u00c2sım'a bağlar. O u00c2sım ki, Asr-ı Saadet'ten Üstad'a durmaksızın "u00c2sım'ın Nesli"ni fısıldar...

***

27 Aralık 1936 Pazar günü, gecenin gündüzü örttüğü saatlerde Mehmed u00c2kif Ersoy, Mısır Apartmanı'nda son nefesini verir. İstiklal Şair'inin ölümü kulaktan kulağa her tarafa yayılır. Dönemin devletlileri u00c2kif'e son görevlerini yapmak şöyle dursun, cenazeye katılımı engelmek için ellerinden geleni yapar. Fakat sevenleri ve binlerce üniversite öğrencisi onu son yolculuğunda da el üstünde tutarak Edirnekapı'daki ebedi istirahatgahına taşır.

Buradaki anılar da u00c2kif'le birlikte gömülür. "Mekanın ru00fbhu" derin bir uykuya dalar. Apartmanda hoyratlıklar, anadan üryan tablolar, şerefe kalkan kadehler birbirini kovalar.

Hala Mısır Apartmanı'nı çevreleyen ışıldaklardan zevksizlik fışkırıyor. Eğlence düşkünü kalabalıklar; basamaklardan bir iniyor, bir çıkıyor. Yorgunluklar, merhum Mehmed u00c2kif'in hasta yattığı odada kadehlerle unutuluyor!.

Oysa u00c2kif'i yaşatmak; bazen de onun ağladığı, güldüğü hatta öldüğü mekanları yaşatmaktır.

//////

BİR AYET

"Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır".

(u00c2Lİ İMRu00c2N - 28)

//

BİR HADİS

"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir. Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyin."

(Tirmizi, İsti'zan, 7)

///

NOEL BABA SAFSATASI

Yılbaşı, Hıristiyanlarca Hz. İsa'nın doğumu olarak kabul edilip kutlanır. "Noel" denilen bu yortuyu Katolik ve Protestanlar 25 Aralık'ta, Ortodokslar ise 6 Ocakta kutlarlar. Son yıllarda bu ayrılık giderilmeye çalışılmış, yılın son günü ve gecesi kutlanmaya başlanmıştır. Son yıllarda sosyal medyada ve televizyon ekranlarında halkın yılbaşı kutlaması ve Milli Piyango kumarına teşvik edilerek manevi bir faciaya yol açılmaktadır.25 Aralık'la başlayan ve yaklaşık bir hafta süreyle kutlanan Noel ve yılbaşı, başta Avrupa ve Amerika kıtası ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yöresindeki Hıristiyan topluluklarca kutlanmaktadır. 1 Ocak tarihindeki yılbaşı kutlamalarının Türkiye'de de özellikle son dönemlerde gittikçe artan bir ilgiyle kutlanmakta olduğu dikkati çekmektedir. Yılbaşı kutlamaları gibi bazı kutlamalar yıkım ve yozlaşmayı teşvik ediyor, unutmayı ve unutturmayı sağlıyor. Bazı kutlamalar da, her gün anılması ve kutlanması gereken değerleri bir güne sığdırıyor. Taklit ettiğimiz kutlamalar, israfı, tüketimi körükleyen bir oyun olmanın yanında adet ve geleneklerimize uymuyor; yozlaşmaya neden oluyor, bizi benliğimizden, kimliğimizden koparıyor, maddi manevi kayıplara neden oluyor. Benzeşmeler oluyor; değişip, başkalaşıp gidiyoruz.

Yozlaştırma Hareketi

Noel, Hıristiyanların inanç ve kültürü ile ilgilidir. Bizim yılbaşımız 1 Muharrem günüdür. Noel'in, Noel babanın bizim inanç ve kültürümüzle hiçbir ilgisi yoktur. O bir efsane ve hurafedir. O Hristiyanların babasıdır. Noel baba, barış elçisi olarak takdim ediliyor; hediye veren, dostluğu simgeleyen bir kişi olarak gösteriliyor. Kendini bilmez bazıları Noel baba soytarılığına soyunuyor. Bazıları çocuklarına aldığı hediyeleri: "Noel Baba aldı!" diye çocuklarını aldatıyor. İnancımızı, büyüklerimizi unutturuyor. Hani bizim Yunus'umuz, Mevlana'mız?..

Noel Baba bizim neyimiz olur?!

Batıda, Noel Baba üzerine söylenen yalanlar, artık batı insanını bile rahatsız eder hale gelmiştir. Buna rağmen Noel Baba teması, toplumların beyinlerini yıkayan hurafe olarak yaşatılmaktadır. Uyutuluyoruz, uyuşturuluyoruz. Başkalarının sefil hayatı bize sevimli gösterilip empoze ediliyor. İnancımıza, kültürümüze zıt olan şeylere bile tepki gösteremiyoruz. Neredeyse kendimizi inkar ediyoruz. Körpe dimağlar Noel Baba efsanesiyle dolduruluyor. Okullarda sınıflar süsleniyor. Evlerde sofralar kuruluyor. İşyerleri, evler çamlarla süsleniyor. Bugün yabancılaşmanın, yabancılaştırmanın ve misyoner faaliyetlerinin boyutu korkunçtur. Aile yuvalarımız çökertiliyor, müstehcenlik yayılıyor. Yavrularımız elden çıkıyor, evden uzaklaşıyor. Kendimize gelmemiz lazım, uyanık ve tepkili olmamız lazım ki, değerlerimizi ve kendimizi koruyalım. Yılbaşında yaşananlar iğrenç bir yabancılaşmadır. Biz önce şuna karar vermeliyiz; biz Müslüman mıyız, Hristiyan mıyız?

"Başka bir topluluğa benzeyen, onlardandır"

İnancımız, başkalarına benzemeyi, onların yaşayış biçimlerini benimsemeyi asla hoş görmez. Çünkü dış benzerlik, ruh benzerliğine, inanç benzerliğine kadar götürür. Onun için olumsuz yönde benzerliklerden kaçınılmalıdır. Dahası, Hz. İsa gibi büyük bir peygamberin doğum yıldönümünü içkiyle, kumarla ve gece alemiyle anmak, hem o yüce peygambere büyük bir saygısızlık, hem de başlı başına ve tam anlamıyla bir rezalettir. Bundan daha beteri ise Müslüman bir ülkede, bu melaneti işleyenlere özel mekanlar tahsis etmek, iç içe kendinden geçmiş, yolda kalmış sarhoş, ayyaş ve berduşları evlerine taşımak için ekipler kurmak, araç tahsis etmek gibi sözde hizmetler ise, rezalete çanak tutmaktır. İslam beldelerinde bu melanetler işlenirken Müslüman halkların buna katılım göstermesi, esef verici olmaktan ziyade utanç vericidir. Acizlik, çaresizlik göstererek yılbaşı eğlencelerine katılmak bir Müslüman için kendini red manası taşır.

////

NÜKTE

Haremdeki kadınlar...

Millu00ee Şairimiz Mehmed u00c2kif, Berlin'de gezerken, bir Alman kadın u00c2kif'i durdurup sorar: - Efendim, siz şairsiniz. Memleketinizin ahvalini de çok iyi biliyorsunuz. Sizin ülkenizde kadınlar hep haremlerde mahpus kalır, dışarı çıkamazlarmış. Bu konuda ne dersiniz? deyince, u00c2kif: "Ah madam! Keşke dediğiniz gibi olsaydı. Fakat size benzeyeceğiz diye kadınlarımızı bir dışarı saldık, şimdi ise dışarıdan içeri alamıyoruz" cevabını vermiştir.

////

ŞEHİR VE MEDENİYET

Fetih ordusunun karargahı

Feriköy: Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

Galata: Gala Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.

Okmeydanı: Fetih ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargahta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.

Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin Konağı' haline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.

///

DAĞARCIK

BEYİNSİZ HAYVAN

h İnsan 1 milyar kalp atışı 300 milyon mide kasılması 20 milyar göz kırpması 200 milyon soluk alıp verme kadar yaşar.

h İnsanlar beyinlerinin %10'nu kullanırlar.

h Bir insan yedi dakika içerisinde uykuya dalar.

h Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır.

h Yetişkin bir insan günde ortalama 23.000 kez nefes alır.

h Sarışınların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.

h Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler.

h Bir yılan 3 yıl uyuyabilir.

h Bal bozulmayan tek gıdadır.

h Ördeğin sesi yankı yapmaz.

h Denizyıldızlarının beyni yoktur.

h Üzüm mikrodalga fırında patlar.

h İnsan yılda en az 1460 rüya görür.

///

ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan