Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2324.75
BIST 100
9093.53
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Haklı mücadelemiz kirletiliyor

İdlib’te TSK’ya yönelik saldırıyı değerlendiren uzmanlar, “Hedefleri Türkiye’yi bölgeden çıkarmak. Fakat Türkiye’nin haklı mücadelesi kirletilemeyecektir. Türkiye, masada güçlü olmak için sahada gücünü artırarak devam edecektir” dedi.
Haklı mücadelemiz kirletiliyor
04 Şubat 2020 00:02:00
İdlib’te TSK’ya yönelik saldırıyı değerlendiren uzmanlar, “Hedefleri Türkiye’yi bölgeden çıkarmak. Fakat Türkiye’nin haklı mücadelesi kirletilemeyecektir. Türkiye, masada güçlü olmak için sahada gücünü artırarak devam edecektir” dedi.

Ezgi ÇELİKANKARA

İdlib’te rejim unsurları tarafından yapılan yoğun top atışları neticesinde 5’i asker 1 sivil personel şehit oldu ve 8 asker yaralandı. Türkiye’den saldırıya yönelik peş peşe sert açıklamalar gelirken, İdlib’te tespit edilen bölgeye 122 fırtına obüs atışı ve 100 havan mühimmatı ile karşılık verildiği ve 46 rejim hedefinin ateş altına alındığı duyuruldu. Uzmanlar, İdlib’te yaşanan saldırının perde arkasını ve saldırının neticelerini gazetemize değerlendirdi.

TSK, doğrudan hedef alındı

Fırat’ın doğusunda ve İdlib bölgesinde daha öncede rejim unsurlarının çeşitli sahiplerle ve çeşitli gerekçelerle yapmış olduğu harekatlarla karşı karşıya kaldığımız aktaran Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, “Bu saldırılar sahanın kendi dinamikleri içerisinde süspanse edilerek ve resmi bir açıklama olarak kendisini göstermemişti. İlk defa rejim unsurlarının, TSK unsurlarını hedef aldığını görüyoruz. Bu hedef karşılığında Cumhurbaşkanı Erdoğan, 122 fırtına obüs atışı, 100 havan mühimmatı ile karşılık verdiğimizi ve 46 rejim hedefini ateş altına aldığımızı duyurdu. Son derece ciddi bir olayla karşı karşıyayız. Türkiye ve Suriye rejiminin karşı karşıya kaldığı risk fotoğrafı kendisini ortaya koymuş durumda. Bu noktada Sayın Erdoğan Ruslara, ‘Aramızda durmayın, bu rejimle aramızda bir hesaptır’ diyor. Burada en önemli soruda şu: Ruslar bu mesaja nasıl karşılık verecek” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın tavrı önemli

Rejim harekatını Rus generalin yürüttüğünü aktaran Ağar, “Bu temel fotoğraf içerisinde Rusya’nın ortaya koyacağı tavır oldukça önemli. Mesele İdlib’te ki askeri karşıtlaşmalar gibi gözüküyor ama aslında jeopolitik bir fotoğraf var. Çünkü mesele sadece Türkiye ile rejim arasında muhaliflerle Şii milisler arasında yaşanan bir fotoğraf değil. İşin içinde ABD ve Araplarda var. Çünkü Heyeti Tahrir Şam yakın zamana kadar diğer grupların bölgede faaliyet göstermesine izin vermiyordu. Ama sahadaki fotoğrafı takip eden kişiler şunu gördü: Heyeti Tahrir Şam yakın zamanda ABD eğit-donat örgütlerinin sahaya girmelerine müsaade etti. Sahada rejim unsurlarına karşı güdümlü tank savar füzeleri kullanılmaya başlandı. Heyeti Tahrir Şam’ın arkasında kimler olduğunu biliyoruz” dedi.

Haklı mücadele kirletiliyor

Ağar, “Türkiye’nin sığınmacılarla ilgili büyük bir sorunu var. Bu rejimin yapmış olduğu hamlelerle beraber sığınmacılarla ilgili büyük risk kendisini göstermiş durumda. Çünkü sınırda ciddi bir hareketlilik ortaya çıktı. Rejimin ve Rusya’nın yapmış olduğu hamlelerle iş farklı bir noktaya gidiyor. Türkiye hem radikal kabul ettiği unsurlarla aynı safta yer almaya zorlanıyor hem de Türkiye’nin haklı mücadelesi kirletiliyor, illegalleştirilmeye çalışılıyor. Bir diğer tarafıyla bu unsurlar, sahadaki fotoğrafı Türkiye’nin aleyhinde geliştirmeye çalışıyor. Türkiye’nin kendisinin de terörist olarak kabul ettiği yapılarla aynı eksende bir mezhep savaşına zorlandığını görüyorum. Bir hata yapmamamız ve çok soğukkanlı davranmamız gerekiyor. Çünkü birileri Türkiye’yi mezhep savaşı dâhil olmak üzere ülkemizi teröristlerle işbirliği yapan, himaye eden ve kollayan bir ülke pozisyonuna sokmak istiyor. Bu büyük bir risk. O yüzden Türkiye’nin bu mücadeleyi meşruiyet ve hassasiyetler üzerinden yaparak kazanması gerekiyor. Rusların bizi anlamasını sağlayacak diplomatik hamlelerin yapılması da son derece önem kazanmış durumda” değerlendirmesinde bulundu.

Sahada güçlü olan Türkiye

Gaziantep Üniversitesi Küresel Siyaset ve Uluslararası Bölüm Başkanı Doç Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, “Türkiye, masada var olmak için sahada çok güçlü olmak zorunda. Bu çerçevede elimizde üç bölge bulunuyor. İdlib Afrin bölgesi, El Bab ve Tel Abyad bölgesi. Suriye, Esed ve PYD bölgesine baktığımızda sahada güçlü bir şekilde duruyorlar. İran dağınık ama bu üçlü karşımızda güçlü. Peki, hedefleri ne? Türkiye’yi bölgeden çıkarmak. Bu asla kabul edilemez. Türkiye, gerek Rusya’ya gerek Esed’e en güçlü mesajları vermelidir. Gelinen süreçte artık vekâlet savaşları bitmiş ve bir üst aşamaya geçilmiştir. Tabiri caizse Türkiye, Esed’le Rusya ve ABD ile karşı karşıya gelebilir. Peki, bunu göze alabilirler mi? Asla… Şu anda sahada en güçlü olan Türkiye’dir” dedi.

İdlib’te saldırılar durmalıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in görüşmelerinin önemine dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, “Bugün Esed’in saldırısı sürecin devamıdır. Türkiye, saldırılara karşılık vermeye devam edecektir. Türkiye ile Rusya bu konuyu Erdoğan ve Putin noktasında çözmezse sorun daha da büyüyecek ve büyük çatışmalara yol açacaktır. Çözüm yolu Erdoğan ve Putin zirvesinin yapılmasıdır. Ayrıca İdlib’ê yönelik saldırıların durması gerekmektedir. Çünkü burada insani bir hareket var. Türkiye’nin 12 gözlem kulesi var ve şehitler vererek aldığı yerler var. Türkiye, masada güçlü olmak için sahada gücünü artırarak devam edecektir” ifadelerini kullandı.

ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan