Dolar (USD)
32.41
Euro (EUR)
34.97
Gram Altın
2326.59
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İnsanın Yaradılışındaki İhtişam

Çevrenizdeki insanların tümü annelerinin karınlarında geçirdikleri aylar sonrasında bugünkü hallerine geldiler. Her biri için aynı kusursuz sistem annelerinin vücutlarında eksiksiz hazırlandı, hepsi aynı aşamaları yaşadılar.
İnsanın Yaradılışındaki İhtişam
03 May 2013 00:00:00
Çevrenizdeki insanların tümü annelerinin karınlarında geçirdikleri aylar sonrasında bugünkü hallerine geldiler. Her biri için aynı kusursuz sistem annelerinin vücutlarında eksiksiz hazırlandı, hepsi aynı aşamaları yaşadılar.

HAZIRLAYAN: SABRİ GÜLTEKİN

Doğum olayı son derece büyük bir mucizedir. Anne karnında hazırlanmış olan özel korunaklı odasında gelişen bebek bir süre sonra dünyaya gelir. İşte bu mucizevi olaydaki detaylar, düşünen her insanı çok önemli sonuçlara götürecektir. Bu sonuca, bebeğin gelişiminde etkili olan detaylardan birini ele alarak birlikte ulaşalım.

Plasenta döllenmiş yumurtanın rahim duvarına yerleşmesi için vücut tarafından oluşturulan etli bir dokudur. Bebeğe ait yumuşak kan damarlarını içerir. Bu damarlar bir ağacın kolları gibidir. Plasenta besin taşıyan dokularla birleşerek besin, vitamin, mineraller, su ve oksijen gibi anneden gelebilecek her türlü maddeyi bebeğe taşır. Plasentanın bu görevi son derece önemlidir. Çünkü bu doku, hem bebeğin bütün ihtiyaçlarını gidermeli hem de bebeği korumak için seçici olmalıdır. Aslında bu görevleri yapmakla Plasenta bebek için, akciğer, mide, bağırsak, karaciğer ve böbrek gibi organların görevlerini yüklenmiş olur. Plasentanın bu alışverişi gerçekleştirmesini sağlayan "korion" adı verilen ince bir zardır. Bu zar anne ile bebeğin kan dolaşımını birbirinden ayırır. Bu zar sayesinde annenin kanı kesinlikle çocuğun damarlarına geçmez. Bebek oksijen ve besinlerini bu zar aracılığıyla alır.

Doğum mucizesi

Bu arada bebeğin ilk aylarda ihtiyaç duyduğu gıdalar ile sekizinci ve dokuzuncu aylarda ihtiyaç duyduğu gıdalar birbirinden farklıdır. Plasentanın besin alımında bunu da dengelemesi gerekmektedir. Nitekim bütün bunları plasenta kusursuz bir şekilde yerine getirir. Her zaman neyi ne kadar alacağını çok iyi bilir, hep seçici ve dikkatlidir.

Burada sorulması gereken bazı sorular ve unutulmaması gereken noktalar vardır. Öncelikle sadece hücrelerden oluşan bir doku olan plasentanın tüm bu hesaplamaları nasıl yaptığı sorusunun cevabı verilmelidir. Bunun yanı sıra bebeğin ihtiyaçlarından plasentanın nasıl haberdar olduğu sorusu da cevap beklemektedir. Düşünen bir insan bunları plasenta denen et parçasının kendi kendine yapamayacağını ya da bu özellikleri plesantanın tesadüfen kazanmış olamayacağını hemen görecektir. Bu durumda karşımıza çıkan gerçek yine son derece açıktır: Plasenta dokusunu anne karnındaki bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek özelliklere sahip olarak Allah yaratmıştır. Doğum mucizesi Allah'ın yaratma sanatındaki ihtişamın sergilendiği örneklerden sadece biridir. Allah Kuran'da sonsuz kudretini şöyle haber verir:

"Ey insan, 'üstün kerem sahibi' olan Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir? Ki O, seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' ve seni bir itidal üzere kıldı. Dilediği bir surette seni tertib etti." (İnfitar Suresi, 6-8)

BİR AYET

"İnsanlar sadece "inandık" demeleriyle bırakılıvereceklerini ve kulluk sınavından geçirilmeyeceklerini mi sandılar? Ant olsun ki kendilerinden öncekileri de sınava tabi tuttuk. Allah, elbette iman iddiasında samimi olanlarla yalancı olanları belirleyip ortaya koyacaktır." (Ankebut 29/2-3)

BİR HADİS

Sana, arşın altından, Cennet hazinelerinden bir söze delalet edeyim mi? Şöyle dersin: "La havle vela kuvvete İlla Billah" (Allah'tan başka ne men edecek ve ne de yapacak bir kuvvet vardır.) O zaman Allah buyurur ki: "Kulum teslim oldu ve selamet buldu." (Ramuz el-Ehadis-1, s. 166/3)

EBU DERDA'NIN DUu00c2SI

Canımı iyiler arasında al

"Allah'ım! Ruhumun ve aklımın dağınıklığından sana sığınırım Allah'ım! Canımı iyiler arasında al. Beni kötüler arasında bırakma. Allah'ım ben azabından korkup sana sığınan bir kimseyim. Beni azabından koru. Senin fadlına(iyiliğine) muhtaç bir dilenciyim. Beni fadlından rızıklandır. Güçlü de değilim ki, sana karşı geleyim, ancak suçunun bağışlanmasını dileyen bir suçluyum. Allah'ım! Bana kötü amel işletmek suretiyle beni deneme ki, kötü bir kimse olarak tanınmayayım. Allah'ım! u00c2limlerin kalplerinin bana lanet okumalarından Sana sığınıyorum. Allah'ım! İçine herhangi bir şey karışmayan şerden Sana sığınırım. Allah'ım! Amelimden, utanılacak bir şeyi kardeşim Abdullah b. Revaha'ya göstermekten Sana sığınırım."

KISSADAN HİSSE

Kimi seversen onunla berabersin

Büyüklerle beraber olmak için, onları sevmek yeter. Ancak, hiçbir ibadet yapmayan ve hiçbir günahtan sakınmayan büyükleri asla sevemez. Seven sevdiğine itaat eder.

Onlar gibi olamayız ama elimizden geleni yapmamız şarttır. Dinin emir ve yasaklarına hiç uymadan sadece, seviyorum demesi yalan olur. Çünkü onda cevher yoktur. Sevgi yukarıdan gelir. Büyükler onu sevmez ki, o büyükleri sevebilsin.

Ashab-ı kiramdan bir tanesinin çok üzüldüğünü gören Peygamber Efendimiz(s.a.v.) ona sordu:

- Bu kadar niye üzülüyorsun?

Şahıs dedi ki:

- Ya Resulallah bizim ne olacak halimiz sizin bu anlattıklarınızı tam yapamıyoruz. Böyle çok meyus ve mükedder iken Peygamber Efendimiz orada bir müjde bildirir:

-Üzülme burada kimi seversen ahirette onunla berabersin.

Demek ki kim olduğumuz değil, kimi sevdiğimiz önemli.

NÜKTE

Altın yerine dayak isteyen mascara

Padişah III. Murat'a oynadığı oyunu bitirdikten sonra kendisine bahşiş verileceği sırada maskara, şöyle der:

"Bugün altın istemiyorum, padişahım. Onun yerine yüz değnek vurulsun."

III. Murat, bu isteği oyunun bir parçası zannederek isteğin yerine getirilmesini emreder.

Elli sopa yedikten sonra maskara:

"Hele bir durun," der. "Geride kalan elli sopayı da ortağıma atın."

Padişah haklı olarak:

"Ortağın da kim?" diye sorar. Maskara:

"Her zaman beni buraya çağıran saray bahçıvanı 'benim yüzümden para kazanıyorsun' diyerek kazandığımın yarısını elimden alıyor. Bu yüzden bugünkü kazandığımın yarısını da o alsın istiyorum."

Konuşmadaki ince espiriyi anlayan padişah onun bu isteğini de yerine getirtir.

ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan