Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Sosyal medya teröristlerine alet olmayın!

Sanal dünyanın suçsuzluk alanı gibi gösterildiği söyleyen Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol, "Halbuki bir insana hakaret ettiğinizde normal bir ceza alıyorsanız, sanal dünyada bu ceza 1/3 oranında artıyor. Suç teşkil eden ne olursa olsun, bunu yaymakta da bunu yapmakta da bir fark yok" ifadelerini kullandı.
Sosyal medya teröristlerine alet olmayın!
27 Ekim 2017 10:02:00
Sanal dünyanın suçsuzluk alanı gibi gösterildiği söyleyen Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol, "Halbuki bir insana hakaret ettiğinizde normal bir ceza alıyorsanız, sanal dünyada bu ceza 1/3 oranında artıyor. Suç teşkil eden ne olursa olsun, bunu yaymakta da bunu yapmakta da bir fark yok" ifadelerini kullandı.

Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA

Türkiye'de kullanılan yabancı merkezli sosyal medya Türkiye karşıtı çalışmalarda kullanılabildiğini belirten uzmanlar buradaki kişisel bilgilerin istenildiği zaman bu devletler tarafından alındığını belirtti. Sosyal medyada doldurma hesaplarla binlerce yüzbinlerce takipçiye geliniyor diyen Sosyal medya fenomeni Melih Esat Açıl, "Sonrasında farklı görüşlerden görünüp farklı söylemlerle algı yapıyorlar" şeklinde konuştu.

TÜRKİYE'YE KARŞI KULLANIYORLAR

Terör örgütlerinin ve Türkiye karşıtı yapıların sosyal medyadaki/sanal dünyadaki yapılanmaları ve bu alanda Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen oyunlarını konunun uzmanlarına sorduk. Uzmanlar sanal dünyanın da gerçek dünya gibi bir yasal karşılığı olduğunu ortaya koyarak ceza kanunlarımızda bu alanlarda gerçekleştirilen suçlarında cezası var, dedi. Cezalar olmasına rağmen uygulamaların yurtdışından kullanılabilmesi ile birçok terör propagandası yapılmasına fırsat verildiğini söyleyen uzmanlar, denetleyici bir mekanizmanın olması gerektiğini belirterek "küçük yaştaki çocuklarımızın bu mecraları kullanırken çok dikkatli olmaları gerek" uyarısında bulundu.

"Sanal Dünya'da daha fazla ceza var"

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol, sanal dünyanın kamuoyunda suçsuzluk alanı gibi lanse edildiğini belirtti. Burada yapılan eylemlerin, söylenen sözlerin, hakaretlerin cezası yokmuş gibi bir algı olduğunun altını çizen Varol, "Halbuki bir insana hakaret ettiğinizde normal bir ceza alıyorsanız, sanal dünyada bu ceza 1/3 oranında artıyor" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Başkalarının twit'ini RT ediyorsanız, bu onunla aynı görüşteyim anlamına geliyor. Şayet kendi imkanınızla kötüyü, iyiyi anlayamıyorsanız, sanal dünyaya girmemeniz gerekir. Suç teşkil eden ne olursa olsun bunu yaymakta da bunu yapmakta da bir fark yok. Algı oluşturmak isteyenler var. Toplumu galeyana getirmek, kin ve nefrete yönlendirerek kışkırtmanın ceza kanununda maddeleri var. Bunu sosyal medyada yaparsanız, halkı sokağa çağırırsanız; ceza alırsızın. Burada insanlarımız şunu karıştırıyor. Siyasi düşünce söyleme ayrı bir şey, halkı hukuksuzluğa sürüklemek ayrı bir şey."

Türkiye'ye ayrımcılık uyguluyorlar

Yurtdışından açılan hesaplarla gerçekleştirilen algı oyunlarına Türkiye'den müdahale edilemediğini belirten Varol şunları söyledi: Denizaşırı olduğu zaman genelde yargı sadece o siteye erişimi engelliyor, faali bulmak çok zor. Türkiye bu konuda diğer ülkelere göre dezavantajlı bir konumda. Almanya'dan twitter'a 100 isim gidiyor 40'ı veriliyor. Türkiye'den 100 isim gidiyor 10'u veriliyor. Kendi sosyal medyamızı kurmamız lazım. Twitter, Facebook gibi sosyal medyaları kullanırsanız, kontrol tamamen Amerika'da olur. Ama burada kendi haberleşmenizi sosyal medyanızı oluşturabilirseniz, o zaman insanlarımız kullanmaz oraları. FETÖ, 15 Temmuz sürecine kadar sosyal medyayı çok etkin bir şekilde kullanıyordu. 'Herkes 10 tane hesap açsın. Twitleri iki katına çıkarın. Fake (Sahte) hesaplar oluşturun' şeklinde bir sürü yazışma ortaya çıktı. Sonuç olarak, siber suçlarla mücadele güçlendirilmeli. Türkiye'nin bu konu ile ilgili çok büyük bir çalışma yapması lazım. Bu sistemler kimin kontrolündeyse onlara hizmet ediyorlar. Bunu inkar edemezsiniz."

"Farklı görünüp algı yapıyorlar"

Sosyal Medya Fenomeni Melih Esat Açıl, sosyal medyanın tamamen yok olması gerektiğine inandığını ama orada iyi insanlarında olması gerektiğinin altını çizdi. Açıl, "kavga çıktı diye kaçamayız" ifadesini kullanarak sözlerini şöyle sürdürdü: Hepimizin sosyal medyada adeta birer siber polis olmamız gerekiyor. Orası bir gündem sonuçta, istediğin kadar görmemeye çalış. Orada gençlerin bir gündemi var. Orada doğru paylaşımların, doğru içeriklerin üretilmesi gerekiyor. Doldurma hesaplarla binlerce, yüzbinlerce takipçiye geliniyor. Sonrasında farklı görüşlerden görünüp farklı söylemlerle algı yapıyorlar. Ünlü insanların hesaplarını yönlendiriyorlar. Sonuçta onlarda yönlendirilmeye açık insanlar. Otomatik olarak yüzlerce yorum attırabiliyorlar. Otomatik birçok şeyi yaptırabiliyorlar. Art niyetli yapıların gücü fazla. Gezi sürecinde, 17-25 Aralık'ta kötü niyetli algı operasyonlarını hatırlayın. 16 Nisan Referandumunda atılan twitlerin yüzde 75'i 'Hayır' yönünde oldu. FETÖ'nün organize ettiği, yurtdışında açılan hesaplar var. İsviçre'den veya Amerika'dan onlarca hesap açıyor, bunu sadece tek tıkla yapılabiliyor. Orada isteği gibi hakarette bulunuyor. 15 Temmuz sonrası 10 bin 15 kişi yurtdışına kaçtı. Oradan da manipüle ediyorlar insanları. Nerede açık bir hakaret veya tenkit varsa bakın, o hesap Türkiye dışındadır. Burada hepimizin bir siber polis olması gerekiyor. Gördüğümüz her yanlışı yetkililere bildirmemiz gerekiyor."

"Anadolu irfanına sahip bir dönüşüm şart"

Dijital Medya Uzmanı Okan Özbay ise terör örgütlerinin sosyal medyada savlarını güçlendirmeye çalıştığı değerlendirmesinde bulundu. "Bu terör örgütlerinin akilleri kandırılmış ekip değil, her şeyin ne olduğunu gayet iyi biliyorlar" diyen Özbay şunları söyledi: "Konjonktürel olarak insanların hafızasının çok kolay unuttuğunu ve yeni oluşan güce karşı mukavemetinin az olduğunu düşünen seküler bir bakış var. Terör örgütleri 'yarın bu güç dengeleri değişir, biz insanları bizim savlarımızla hareket etme noktalarına getiririz' diye düşünüyorlar. Sosyal medya bir araç, insanlar güce tapmaya devam ettiği sürece belli bir ölçekte geçerliliği olmaya devam edecek. Dijital medyadaki sorun; bir kimlik kazanmadan, kendi benliğini oluşturmadan dijital bir kimliğe bürünen çocukların dijital kimliklerinin gerçek kimliklerinin önüne geçmesidir. Çünkü dijital dünyada inşa ettikleri kimlikle; doğru, kaliteli, merhametli gerçek kimlik inşa edemeyecekler. Batı'nın seküler aklıyla yanlış kimlikler inşa edecekler ve kaybedilmiş bir nesil olacak. Çocuklar hidayete eremeyecek şekilde abluka altındalar. Batı, şu anda çocuklarla hidayetin arasında dijital örgü örüyor. Kalplere merhametin ulaşmasını engellemeye çalışıyorlar. Bunun önlenmesi gerekiyor. Bunun için Dijital Dönüşüm Bakanlığı gerekli. Bu işe kafa yoran bir kitle olmak zorunda. Çünkü 30-40 yıldır çok ciddi ihanet altında bu alan. Sanal dünyada 'Batı Hayranlığı' nedeniyle toplumu bir yerlere entegre ettiler. Son 15 yıldır da FETÖ bu alanda bizi Amerika'ya teslim etti. Yeni bir kamu aklına ihtiyaç var. Batı normları dışında Anadolu irfanına sahip bir dönüşüm gerçekleştirilmesine ihtiyacımız var."