Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2432.17
BIST 100
9779.86
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


ALMANYA İZLENİMLERİ -2(CAMİLER)

Kitap fuarı vesilesiyle gittiğim Almanya’da birkaç camide de yurttaşlarımızla birlikte olma, programlar yapma imkânı buldum. Camilerin beş vakit namaz dışında bir okul gibi kullanılması kaynaşma ve bir araya gelme mekânı olması çok hoşuma gitti.

Sosyal ve kültürel ihtiyaçların giderilmesi muhabbet ve sohbetlerin yapıldığı bir yer olması gurbetin soğuk yüzünü hafifletiyordu. Aynı duyguları paylaşan nice gönlün bir arada olması bir terapi idi de aslında. Çünkü ortak payda vatandı ona hasretlikti. Kendi dilinle hâl hatır sormak, birbirinin derdiyle dertlenmek idi.

“ Kocaman gep geniş cami mekanları beş vakit namaz dışında da birtakım çalışmalara ev sahipliği yapabilmeli işlevselliği çoğaltılmalıdır ”derdim hep.

“Cami” adı cem eden, toplayan anlamıyla; çocukları, gençleri, yetişkinleri, aileleri bir araya toplama imkanlarını da taşımalıdır. Kapısından ayakkabılar hiç eksilmemelidir. Dolup taşmalıdır örnek çalışmalarla.

Orada birçok cami yönetimi ile sohbette bulunduk. Çok güzel işler yapılıyordu. Gönüllü kişilerin caminin ayrılan bölümünde üyelere lahmacun yapıp satması ayrı bir güzellikti. Cami yönetiminden aldığım bilgilerle bazı hususlara ihtiyaç duyuyorlardı.

* Gelen hocaların pedagoji eğitimi almış olmaları.

*Tarih ve dil bilgilerinin iyi olması.

*Çocuklara, gençlere yaklaşımlarda yeterlilik

*Sadece dini hususta değil, bir çok alanda donanımlı olmaları

*Eğitimci konumunda hoca sayısının çoğaltılması

Kuran eğitimi ile beraber çocuklara gezi kültür programlarını fazlaca yapmak istediklerini Alman kültürünün baskın olduğunu ve çocukları sahiplenmek için her türlü inceliğe başvurduklarını ifade ettiler. Ve çocukların sevgisini kazanabilmek için büyük bir sabırla eğitim verdiklerini söylediler. Daha az öğrenciyle ilgileniyor olmalarının bir avantaj olduğunu bizim hocalarımızın daha çok çocukla ilgilenmesi ilgi kaybına ya da birtakım etkinliklerin eksikliğine sebep olduğu belirtildi.

Sekiz yüz elli yedi tane D.İ.T.İ.P’e bağlı cami olduğu belirtildi. D.İ.T.İ.P açılımı ise’ ’DİYANET İŞLERİ TÜRK İSLAM BİRLİĞİ’’

Almanya da bir Türk okulunun olmaması bir eksiklik olarak beyan edilirken resmi olmasa da bir kolej girişimi yapılabilir denildi. Camilerde bir hocayla beraber bir öğretmen kadrosunun olmasının çocukların gelişimine katkı olacağı üzerinde duruldu.

Hocalarımızın birkaç alanda profesyonelleşmesi, çocukların eksik kalan yönlerini bu vesilelerle daha iyi tamamlanacağı, sosyal ve kültürel yönü kuvvetli kişilerin gelmesinin bu yüzden çok önemli olduğu belirtildi.

Gelen hocaların camiye gelenden hariç gelemeyenlerle de ilgilenmesinin önemine vurgu yapıldı. Almanya da nüfusun %10’unundan fazla Türk’ün yaşadığı belirtilirken camilerde yapılan lahmacun satışıyla elde edilen gelirin o çevrede bulunan çocukların eğitimi ve cami giderleri için kullanıldığı söylendi.

Türkiye’den yurtdışındaki gurbetçilerin büyük beklentileri olduğunu gelen kişilerle çocuklarda ve gençlerde daha çok devlet, bayrak sevgisi oluşturabileceğinin altı çizildi. Bilhassa istenen bir şey vardı Avrupa’ya sosyal kültürel eğitim alanında bir birim oluşturulsun ve direkt cumhurbaşkanlığına bağlı olsun ki işlevi daha aktif daha görünür ve etkili olsun.

Ben Almanya’da fuar sürecince eğitimci yazar olarak bulundum. Ebeveyn aile eğitim çocuk üzerine seminerlerle beraber kullanılan kıymetli mekan camilerde yavrularımıza masallar anlattım, unutulan değerlerimizi, oyunlarımızı hatırlatma çabasında oldum.

Hikayeler okuduk. Çay eşliğinde dertleştik.Gördüm ki onlar Türkiye’den giden kendilerine kol kanat olanlara daha çok gökyüzü oluyor, bağrını açıyor.

Yurttaşlarımızın dil,din,kültür yozlaşmasına karşı bizden istedikleri çok şey değil aslında.Yerinde ve zamanında buluşmalar.Ben masallarımla Kaf dağına çıkardığım çocukların ebeveynlerin kalbine çıkmışım vesselam.