Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2434.80
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 Mart 2023

Adalet hürriyet ve demokrasiyi CHP'den beklemek!

Hukukçu Ömer Faruk Uysal

CHP Türkiye’de adaletsizliğin, anti demokrasinin, boğulan hürriyetlerin partisidir. Öyle olmakla birlikte, paradoksal olarak, adalet demokrasi ve hürriyetin kendince ihya edileceği iddiasına cüret etmektedir. Bunun delili, emaresi nedir? Helalleşme! Bir sözcük neye tekabül eder ki?

Öncelikle CHP bu milletin haram dediklerine haram, helal dediklerine helal dememektedir. Temel referansı kadim kültür ve medeniyetimiz ve İslam değildir. CHP’nin temel referansı, Avrupa, modernizm ve laisizmdir.

Bir asır sürmüş yaygın ve şedid bir zulüm uygulaması, çerçeve ve içeriği belirsiz, delilsiz, hatta metinsiz bir kuru kelime ile asla telafi edilemez. Tam da seçim sathı mailinde, propaganda döneminde, yüzeysel, güncel, tatlı sözler ciddiye alınmazlar. Nitekim bu radikal ve etkin propagandanın halkta hiçbir karşılığı olmamış, CHP oyları iki puan olsun artmamıştır.

Şöyle bir çelişki nasıl giderilebilir? Millet CHP’nin suçlarını ve günahlarını affedecek, helal edecek, peki CHP buna karşı ne yapacak? Hiçbirşey! Millet verecek, CHP alacak! Helal edecek de millet, iktidar edecek de millet! Bu tipik bir CHP cingözlüğü.

En vahimi ise, helalleşme sözünün genel başkan dışında hiçbir yetkili tarafından asla ve kat’a telaffuz edilmemesi. Tabanda ise ademe mahkumiyeti. CHP kendi içinde bu konuyu ne görüşmüş, ne müzakere edip bir karara varmıştır.

CHP, hayır sadece Kemal bey, diyor ki; gelin bir çürük ipe hülyalar dizin! Helalleşme diyerek, pek maliyetsiz, külfetsiz, muhtevasız, ucuz, hakikatsiz bir, “bir parmak bal çalma”yı ciddi bir politika değişikliği, tarihi bir makas değişikliği gibi lanse ediyor!

Bir defa, muhalefette bu tür hoş sözler kolay ve sık söylenir ancak bunlar geçersiz ve temelsizdir. Yakın tarihimizde özgürlük ve demokrasi vaatlerini bizzat iktidar sahipleri, muktedirken söylediler. Hiçbirşey daha iyi olmadığı gibi daha da kötü oldu. Mesela 1908'de Abdülhamit tarafından Meşrutiyet ilan edildi, millet Mutlakiyeti arar oldu! 1923’te iktidar sahibi Cumhuriyet ilan etti, Saltanat günleri aranır oldu! Bu dönem tüm tarihimizin insan hakları ve hürriyetler bakımından en karanlık dönemi olmuştur. Dolayısıyla muhalefetteyken ağza çalınan bir parmak ballar hükümsüzdür.

Kemal bey, 20 yıldır mebus, 12 yıldır genel başkan. Adalet, hürriyet ve demokrasiyi CHP'ye getirebilmiş mi ki, Türkiye’ye getirsin! Baykal, M.İnce ve ekibinden, muhaliflerinden, tek bir kimse bıraktı mı partide? Kaldı ki Kemal bey, Parlamenter sisteme dönüp etkisiz ve yetkisiz Cumhurbaşkanı olacağına göre, tek başına ne vaadinde bulunuyor!

Nihai olarak, CHP gerçek anlamda değişmedi değişmez. Değişen sadece vitrin ve laflardır. Sosyalist Profesör Baskın Oran’ın da dediği gibi: ”CHP değişmez, değişirse CHP olmaz”. Farzımuhal CHP gerçekten de değişmiş olsun! Onca parti alternatifi içinden niye ille de CHP’ye kuru bir ümit bağlansın ki? Türkiye dindarları, hürriyetçileri ve demokratları, ah CHP bir değişse de ona oy versek diye mi bekliyorlardı!

CHP halka, tarihimize, karşı suç işlemiş, sabıkalı bir partidir ki, af dileyip, helalleşme diyor! Niye sabıkasız partilerden daha fazla tercihe şayan olsun ki! CHP bir asır süren zulmünün cezasını çekti mi? Elbette çekmedi. Her zaman, millet nezdinde değilse de, Devlet nezdinde itibar gördü. Önce cezasını tamamlasın bakalım. Veya etkin pişmanlık adımları attığını görelim!

Tam bu noktada şunu soralım; Eğer gerçekten değiştiyse, bunu neye borçluyuz? 20 yıldır,mahalli ve genel seçimlerde ve referandumlarda defalarca alınan, ağır tarihi yenilgilerine! Ve Kemal bey’e mahsus bu değişim başarısı dolayısıyla, Akparti ve Erdoğan’ı tebrik etmek gerekmez mi?

Değişmiş olduğunu farz ederek CHP den en fazla ne beklenebilir ki? En fazla eski suçlarını, günahlarını tekrar işlemeyeceğini bekleyebiliriz. Bütün ufkumuz,vizyonumuz, beklentimiz bu mudur? Biz,en yüksek gür sadanın İslamın sadası olacağı bir dünya beklemiyor muyuz? Cennet-asa bir bahar sevdamızdan, beklentimizden, vaz mı geçtik? Menderesten başka İslam kahramanımız yok mu, olmayacak mı? Dindar ve dine hürmetkar demokratlar tarihe mi gömüldü? Yoksa yeni İslam kahramanımız Kılıçdaroğlu mu? Dindar ve dine hürmetkar demokratların yerini, Halkçılar mı aldı?

Affa müstehak olmak için samimi bir pişmanlık ve artık suç işlememe şartı aranır. CHP zaten dine ve dindara yapageldiği zulümleri yapma kabiliyet ve kuvvetinden mahrumdur. Bu sebeple başörtü yasağı gibi günahları işleyebilmesi artık pek zordur. Ancak CHP şimdilerde başka türlü suçlar işlemeye devam ediyor. Milli harp sanayi İHALAR, SİHALAR, muazzam şehir hastaneleri, benzersiz köprüler, tüneller, metrolar, havaalanları vs vs… Hiçbirine en ufak bir destek veriyor mu? Destek kalsın, durdurucam, dağıtıcam dan başka bir şey söylüyor mu? Türkiye’nin baş belaları, küresel maşalar, FETÖ, PKK, DHKPC gibi hain terör örgütleriyle mücadele edeceğim diyor mu? Yoksa onlarla açık gizli bir işbirliği halinde mi?

Başörtüsü, Kürd açılımı, İmam-Hatipler, Ayasofya vs. hangi özgürlük açılımına ağız ucuyla olsun destek verdi, engellemeye çalışmadı! Suriye kapsamlı operasyonlarımız, Azerbaycan ve Libya zaferlerimiz, PKK’yı bitirme, Doğu Akdeniz mücadelemiz vs. Hangi milli meselede Türkiye haklıdır deyip yanımızda durdu! Bütün bu meselelerde,hasımlarımızı destekleyip, Türkiye’yi suçladı! Küresel emperyalizm ve piyonları ile aynı dili kullanıp, benzer siyasetler yaptı. Türkiye’nin doğal gaz keşiflerine bile sevinemedi, hatta üzüldü, aşağıladı! Necip Fazıl der ki: ”CHP bir parti değil. Türk’e dinini, dilini, ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir.”

Farzımuhal artık değiştiği kabul olunsa dahi, mutlak güven gerektiren önemli makamlara hiçbir şekilde sabıkalı olanlar değil, sicili temiz olanlar getirilmelidir!