Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2408.44
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Mart 2021

Ahlaki Tembellik Üzerine

Sosyal medyada sıkça paylaşılan o meşhur karikatürü görmüşsünüzdür.

Platon, bir arkadaşına İdeal Devlet’i yazdığını söyler.

Arkadaşı ise “Nasıl olsa her başa geçen aynı şeyi yapacak” diye kayıtsızca hükmünü yapıştırır.

Platon koca kitabı boşuna yazdığı ile ilgili söylenir.

Karikatürde, Platon’un arkadaşı “böyle gelmiş böyle gider” demektedir.

Zaman zaman her insanda beliren bir duygudur bu. Ne var ki bunun böyle olması onun bir itikad düzeyinde kabulünü zorunlu kılmaz aslında. Bir meselede de belirtildiği gibi “Olsun hiç olmazsa yolunda ölürüm” diyen karıncalar da çıkacaktır kuşkusuz. Dolayısıyla yaygın bir duruma işaret, gerçekliğe bir ucundan dokunmuş olmak, durumun yaygın olması gerçekliğine rağmen Platon’un arkadaşını haklı çıkarmak için yetmez. Platon’un çabasının beyhudeliğinden de söz edilemez.

Gerçekliği çarpıtmamak, onunla yüzleşmek içinse elzemdir tabi. Ne var ki gerçekliği mutlak, meşru bir veri olarak görüp kıyamete kadar tüm arayışların önünü kesmek için kutsamak da yüzleşme maksadını değil mevcut gerçekliği, aleyhine işlediği kesimlerin itirazından kaçırmanın bir kurnazlığıdır.

Öte yandan Platon’un arkadaşı bir tembel de olabilir. Bu tür bir tembellik ilk aklımıza gelen türden bir tembellik değildir kuşkusuz. Bir işi yapmak söz konusu olduğunda görünen ve bilinen herhangi bir engel olmadığı halde birden beliren ve takatsizlik, mecalsizlik kılığına bürünen bir tembellik değil konumuz.

İnsan teklerinin biraradalığı ile meydana gelmiş bir topluluğun toplamından hasıl olan ve hasılatı her bir insan tekine sirayet eden ve neticesinde topluluğun “iyi” ve “kötü” ayırdını dumura uğratıp daha iyi arayışına yahut kötüye mani olma eylemliliğinden topluluğu ve fertlerini mahrum bırakan bir tür tembellikten söz edilebilir.

Böyle bir tembellik ahlaki tembellik olarak tanımlanabilir. Nitekim tanımlanmış da.

Ahlaki tembelliğin toplumsal bir karşılığı var.

Ahlaki tembellik, tek tek bireylerin tutumlarından ziyade tek tek bireylerin oluşturduğu toplamın ortalama vaziyet alışı ile ancak beliriyor ve gözlemleniyor.

Toplumların tarihlerinde kayıt altına alınan kimi kritik olay yıllar sonra araştırmacıların ve tarihçilerin önüne gelir. Olayın nasıl olup da vuku bulabildiği, nasıl olup da hiç kimsenin göz göre göre gelen felaketleri önceden sezip gerekli tepkileri vermediği ve akışa müdahale etmediği türünden sorular eşliğinde anlaşılmaya çalışılır.

Bu anlama çabasının ortaya çıkardığı tanılardan birisidir ahlaki tembellik.

Nedenleri muhtelif olmakla birlikte üzerinde akıl yürütülebilir.

 Gidişatın bireysel bir tutum almanın çok uzağında olduğunu varsaymak

 Gündelik işlere gömülmekten mütevellit genel gidişattan kopmak

 Ahlakı salt bireysel bir engizisyon aracına indirgemek bu nedenle onun toplumsal çağrışımlarına sağırlaşmak

Elmanın nasıl çürüdüğünü çoğu kişi biliyordur muhtemelen. Eğer bilmiyorsa, çürümüş bir elmanın neye benzediğini mutlaka görmüştür.

Bilmediğimiz ise insanı ve toplumu çürüten halin ne olduğu ya da buna neyin olduğudur.

Bugün insanın insana kıyıcılığı bu bilgelikten mahrum oluşumuzun bir kanıtı olsa gerek. Adaletten, hakkaniyetten, vicdandan yani kim olursa olsun her bir insan tekine karşı devredilemez sorumluluklarımızdan, duyarlılıklarımızdan alıkonmuş olmak bunun bir kanıtı olsa gerek.