Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2435.96
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Ocak 2023

Aileden hayati dersler ve çocuklar

‘Anne ve babamın uyarıları hürriyetimi kısıtlıyor’ diyen Murat, defalarca evi terk etmek istedi lakin gidecek yeri yoktu. Ailesiyle bundan başka bir sorun yaşamasa da bilhassa babasının uyarıları onu evi terk etmeyi göze almaya sevk etmişti.

Neticede 24 yaşına giren Murat evden ayrılma kararı aldı. Babasının:

‘Dış kapıyı açık bırakmayın,

Dişinizi fırçalarken suyu açık bırakmayın,

Gündüz ortası salonun ışıkları neden açık?

Sehpayla işiniz bitince onu yerine bırakın...’ gibi ikazlarına artık dayanamıyordu Murat. Özgür olmak, evde dilediği gibi hareket edecek, ortalığı istediği gibi dağıtacak bir hayat istiyordu.

Ancak önce çözmesi gereken bir sorun vardı: Evden ayrıldıktan sonra geçimini sağlayacak bir iş.

Bu sorununu çözmeliydi Murat, bunun için pek çok yere başvurdu ancak netice alamadı.

Bıkmadı, sonunda uygun iş ve uygun maaş bulmuş, sabırsızlıkla beklediği mülakat günü gelmişti.

Murat sabah erken evden çıktı.

Heyecanlıydı, çok istediği bu işe girebilse artık aileden ayrılıp kendi hayatını yaşayacaktı.

Sabah, babası onu kapıda uğurladı. Murat’ın aklından geçenlerden habersiz:

‘Dikkat et oğlum! Soruları iyice dinle’ dedi.

Murat mülakat için gittiği kurumun bahçe kapısından girince kapıda bekçinin olmadığını fark etti. Bahçe kapısı da açıktı, üstelik sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı ve kurumdan çıkan da bahçeye giren de bu demire değiyordu.

Murat durumu fark edince önce kilit sürgüsünü geri çekip içeri girdi, sonra kapıyı kapattı. Biraz ilerleyince kurumun bahçesinde bulunan hortumdan boşa akan suyu gördü, derhal hortumu alıp sulaması için usulünce bahçedeki bir ağacın dibine bıraktı.

Kurumdan içeri giren Murat bomboş avluda çalışan bir vantilatör gördü. Babanın uyarılarından dolayı alışkanlık olmuş ya, gidip vantilatörü kapattı. Kurumun bahçesinden içeri girdikten sonra bu yaşadıklarına anlam veremedi.

Neyse,

Murat avluda biraz yürüdükten sonra üzerinde ok işareti bulunan ve ters bir şekilde duvara asılı olan kâğıdı düzeltti. Görüşme salonunun bekleme yerine geldi. Orada diğer adaylar oturup sıralarını bekliyorlardı. Murat salonda ışıkların yandığını gördü, hâlbuki gün-düz ışığı her yeri yeterince aydınlatıyordu. Önce boş yere yanan ışıkları söndürmek istemedi fakat babasının her zamanki sesini duyar gibi oldu. Sanki babası, “Boşa yanmasın çocuğum, kapatın bu ışıkları” diyordu. Biraz bekledi ancak kulağında çınlayan babasının sesi Murat’ın dikkatini dağıtıyordu. Dayanamadı, gidip boş yere yanan salon ışıklarını kapattı.

Epey vakit bekledi Murat,

Mülakatı yapan yetkililer adayları çağırmakta acele etmiyorlardı, bu yüzden mülakat sırası çok ağır ilerliyordu. Herkes oturduğu yerde oflayıp dururken Murat sabırsızlanacak gibi olsa da sükûnetini bozmuyordu çünkü annesinin bu tür durumlarda sık sık:

‘Sabırlı olmayı öğrenin, aceleden hayır gelmez!’ sesini duyar gibiydi.

Derken mülakat sırası geldi. Murat görüşme odasına çağrıldı.

Masanın öbür tarafında oturanlardan biri Murat’tan evraklarını istedi. Görevliler evrakları inceledikten sonra hiçbir soru sormadan:

‘Murat, işe ne zaman başlayabilirsin?’ dediler.

Murat kekeledi. Duyduğum sözler işe alındığım anlamına mı geliyor yoksa… yoksa ne?

Murat’taki tedirginliği fark eden kurum yetkilisi:

Bak Murat,

‘Biz burada kimseye soru sormadık çünkü adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ters kâğıt, salon ışıkları ve mülakata geç çağırmalarımızın tümü imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide sadece sen geçtin. Belli ki ailenden iyi bir terbiye ve gerekli eğitimi almışsın, sorumluluklarının bilincinde olduğuna inandık. İşin hayırlı olsun’ dedi.

Kulaklarına inanamadı Murat.

Kurumdan ayrıldı şaşkındı, işe alınmasının sevinci şaşkınlığının gölgesinde kalmıştı. Evden ayrılmaya sebep kıldığı anne ve baba öğütleri onun mülakatta başarılı olmasına vesile olmuştu. Babasının disiplinine ve sürekli ikazlarına kızması geldi aklına. Bin pişmanlık duydu Murat ve çok istediği bu işteki başarısını sadece anne ve babasının tembih ve uyarılarına borçlu olduğunu anladı.

Eve çok mutlu döndü, babasına sarılıp gözyaşlarıyla ellerinden öptü. Annesi de geldi sarıldı Murat’a. Murat, anne ve babasına kendisine öğrettiklerinden dolayı teşekkür etti.

Not: Kur’an-ı Kerim Kavramları yazılarımızı sürdüreceğiz lakin sıkıcı olmasın diye bazen farklı yazılarla sizlerle çıkacağız.