Al sana tevekkül dersi!
De ki: “Allah’ın yazdığından/takdir ettiğinden başkası başımıza gelmez. O, bizim Mevla’mızdır. (Öyleyse) müminler, yalnızca Allah’a tevekkül etsinler.” (9/Tevbe 51)
Bundan birkaç ay önce İstanbul-
fındıkzade’de ülfet derneği, misafir ettiği Arap bir âlimin ‘dualarımız neden
kabul olmuyor?’ başlıklı bir konferansına beni de davet etmişlerdi… Güzel
nasihatlerinin sonuna geldiğinde o geceye damgasını vuran bir kıssa anlattı…
Birçok konferansımda dinleyicilerimle
paylaştığım yaşanmış bir kıssayı sizlere anlatmaya karar verdim ve
bilgisayarımın başına geçtim…
Lafı fazla uzatmadan anlatayım;
Dubai’de zengin bir adam yemek
yedikten sonra evinden dışarı yürüyüşe çıkar… Biraz yürüdükten sonra iki rekât
namaz kılmak için bir mescide girer. O mescidin bir köşesinde bir adamın
hıçkırıkla ağladığına şahit olur. Dayanamaz ve o adamın neden ağladığını sorar.
5000 riyal (yaklaşık 2000 tl.) bir
borcunun olduğunu ve bu sıkıntıdan kurtulmak için Allah’a yalvardığını söyler…
Zengin olan Müslüman bu rakamın
kendisi için sorun teşkil etmeyeceğini bildirir ve o an cebinden 5000 riyali
çıkarır verir… Para ile birlikte olası ikinci bir ihtiyaç durumunda kendisini
araması için kartvizitini de verir…
Adam parayı alır ama kartı iade eder…
Sebebini sorması üzerine ömür boyu unutamayacağı şu harika sözü işitir:
“İkinci kez borçlandığım durumda yine
Allah’a yalvaracağım. Seni aramayacağım… Çünkü O seni bana gönderdi, senden
başkasını da bana gönderir!”
Subhanallah!
O kıssayı dinledikten sonra uzun uzun
düşündüm ve bazı dersler çıkardım.
1-
O adam Allah’ı
görür gibi iman etmiş ve ihsan kavramını yakalamış.
2-
O kartviziti
almamakla Allah’a olan tevekkülünü ispat etmiş oldu.
3-
O kartvizitin
kendisine uzatılması tam anlamıyla bir imtihandı. Ve o imtihanı başarılı bir
şekilde geçti.
4-
Allah dualara
icabet edendir.
5-
Ummadığınız
yerden rızıklandırırım’ ayetinin tecellisini görmüş olduk.
6-
Allah bu adam
üzerinden bizlere tevekkül dersi vererek o adamı vesile kıldı. Allah’u âlem o
adam sadık kullardandır. Her ne kadar kendisini tanımıyorsak da onu çok sevdik…
Bu kez de ‘o kartviziti almış olsaydı
neler olabilirdi?’yi düşündüm…
1-
Yalancı bir
ağlama olduğunu anlardık.
2-
Kartviziti veren
kişi mescitten çıkınca düşünür ve üçkâğıtçı olduğunu zannedebilirdi.
3-
İkinci aramasına
cevap vermeyebilirdi. Ya da ona’ neden Allah’tan istemiyorsun?’ derdi.
4-
Kartviziti alınca
o an aldatıldığını zanneder belki de 5000 riyali geri isterdi…
Ama
o adam tevekkül imtihanını Allah’ın yardımıyla başarılı bir şekilde verdi… Ve
belki de binlerce okuyucu bu kıssayı başkalarıyla da paylaşacak ve dinleyen
herkes Allah’a olan tevekkülünü gözden geçirecek…
Rabbim
böyle bir tevekkül anlayışını bizlere de nasip etsin…