Altın ve Döviz Rezervlerine Farklı Yorum
2002 yılında
57.Hükûmette Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak
görev yapmış olan Demokratik Sol Parti (DSP)’nin eski
Genel Başkanı Dr. Masum Türker ile
Türkiye’nin 2018 yılında altın
rezervini getirmesinin arka planında yaşananları konuştum.
Milat
Gazetesinde manşetten yayımlanan haberi birçok
televizyon ve internet haber sitesi hiçbir kaynak göstermeden kullandı.
Açıkça
basın meslek ilkeleri ile fikir ve sanat eserleri kanununu hiçe
sayan bu durum ilk kez yaşanmıyor.
Maalesef
sektörümüzde bolca intihal yapılıyor.
Haberin
kaynağını göstermek yerine kendisine mâl etmek isteyen kişilerin
umursamaz tavrının devamı özel içerik üretmemelerinden
kaynaklanıyor olsa da işin ekonomik bir boyutu olduğunu da söylemek
gerekiyor.
Haber
denilince vatandaşın ilgisini çekecek ve daha fazla tık
ile izlenme almayı öncelikli hedef edinen ve kaliteli
içerikten ödün veren bir medya ile baş başa kaldık.
Milat
Gazetesi gibi haberi sıkıp suyunu çıkaran
bir avuç gazete ve pek az gazeteci kaldı.
Umarım yakın
zamanda bu durum değişir ve “haber namustur” ilkesi ile hareket edilen günlere
ulaşılır.
Neyse...
Bu önemli
detayı paylaştıktan sonra haberde yazmadığım bazı detayları siz takipçilerim
için buradan paylaşmak istiyorum.
Masum
Türker bir ekonomist...
Türkiye’nin
2001 krizi sonrasında yaşadığı o karanlık günlerde kısa bir
süre de olsa ekonominin direksiyonuna geçmiş, Sol
merkezli siyasetin kalesi DSP’de görev almış bir
isim Masum Türker...
Haber
için aradım ama neredeyse bir saate yaklaşan derin bir sohbetin içinde
bulduk kendimizi...
O kadar
tane tane anlatıyordu ki araya girmemek için kendimi
zor tuttum.
Neyse ki
haberci kimliğimizi korumamız art arda soruları sıralama refleksi
olarak vuku buldu yine...
Makul,
ayağı yere basan cevaplar aldım Masum beyden.
ABD ve İngiltere’deki
altınları taşıma planının 1930’lara dayanan uzun ve eski bir mazisi olduğunu
belirten Masum Türker, bu zamana kadar araya giren tüm sorunlara rağmen
bunları bahane etmeyerek irade gösterinin sadece Recep Tayyip Erdoğan
olduğunu söyledi.
Bu önemli
bir detay...
Altınların
getirilmesi döneminde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
olan Berat Albayrak’ın etkisi olduğunu
da söyleyen Türker’in konuşmasında dikkat çeken bir
kısım da paranın altın karşılığı konusunda atılan adımların önemi
oldu.
Hemen hafızamı
yokladım.
Bu
dönemde Türkiye’de 10’dan fazla altın madeni açıldığı
aklıma geldi.
Türker
buradaki önemli noktanın altını şöyle çizdi: “Bu altınları yerli
firmalar çıkarmalı”
Kanal İstanbul’dan
mevcut ekonomik duruma kadar daha birçok konuyu uzun uzun konuştuk.
Bana
sorsanız telefonu açmam ile kapatmak bir oldu derim.
En yakın zamanda
yüz yüze görüşmek için sözleştikten
sonra telefonu kapatınca ne kadar meseleye girdiğimizi anladım.
Konuştuklarımızın
bazıları tabii ki of the record... (Kayıt dışı-Gazeteciler arasında dillere
pelesenk olan tabir bu)
Bunları
paylaşamam ama Masum beyin mantıklı çıkarımları olduğunu
söyleyebilirim.
Akılda
kalanları şöyle sıralayalım:
- Altın
rezervlerinin taşınması 1930 yılından beri planlanıyordu ama ancak Erdoğan gerçekleştirebildi.
- Pandemi
döneminde Batılı devletler gibi karşılıksız para basmak yerine
işsizlik fonu tarafından alınan devlet tahvilleri kullanıldı. Bu devletin borç
yükünü düşük tutmasını sağlayarak
gerektiği zaman adım atacak kaynağın temin edilebileceğini gösterdi.
- Devlet
genel olarak altın rezervini artırma politikasına girildi. Bu dönemde
aynı zamanda birçok altın madenine ruhsat verildi.
-
Dövizlerin büyük çoğunluğunun sıcak para olarak ele alınması gerektiği ve
bunların reel ekonomiye katkısının olmadığı vurgulandı.
- Berat
Albayrak ile Naci Ağbal’ın iyi işlere imza
attığından bahsedildi.
- CHP’nin
128 milyar dolarlık rezerv sorgulamasının ekonomik bir karşılığı olmadığını
ama siyasi bir argüman olduğuna değinildi.
- Ekonomide atılan adımların bazılarının sonuçlarının Türkiye’ye özgürlük kazandırdığı ve dış politikada daha cesur hareketlere imza atıldığının altı çizildi.