Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2282.44
BIST 100
8984.39
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Bilim İnsanları Yeterince Özgür Mü?

Galileo dünya güneşin etrafında dönüyor dediği için kilise tarafından ölüm cezası ile yargılandı. Galileo ev hapsine razı olmak adına sustu, iddialarını geri çekti. Kendisinden önce Copernicus kitabında güneş dünyanın etrafında değil dünya güneşin etrafında dönüyor bilgisini paylaşmıştı. Lakin yargılanamadan ölmüştü. Kendisinin fikirlerini savunan İtalyan filozof Bruno engizisyon tarafından yargılanmış ve diri diri yakılarak idam edilmişti.

Orta çağ karanlığı denilen tarihi süreç Avrupa’da yaşandı. Benim gibi bir kadın hekimin sizlere yazı yazması şöyle dursun diri diri yakıldığı dönemden bahsediyorum. Bir milyona yakın kadın şifacı, eczacı, ebe zeki ve çalışkan olmalarının bedelini diri diri yakılarak ödediler. Cadı… İnsanlığa şifa sunan bu kadınlara cadı denmiş ve ev ev, köy Köy dolaşılarak toplanıp kilise kararı ile yakılmışlardır.

İlk kurban 1384 yılında verilmeye başlanan bilim insanı kadın yakılmaları 18.yüzyıl sonlarına kadar devam etti. Son kurban 1944 yılında İskoçyalı Helen Duncan olmuştur.

Bugün beyin göçü verdiğimiz Avrupa kıtasında bilime bakış buydu. Cadı avı yasası resmi olarak 1951 yılında Churcill tarafından kaldırılmıştır. Yanlış okumadınız. Bilim kadınları Avrupa’da 6 yüzyıla yakın cadı denerek yakıldılar.

İslam Dünyasında da dönem dönem gerilemeler yaşanmış ve alimler, bilim insanları toplumdan dışlanmış, farklı şekillerde cezalandırılmışlardır.

Günümüze gelirsek ABD. yaşayan prof. dr. Jhosef Nicolazi’nin seminerleri sabote edilmiş, cinsel kimlik üzerine yaptığı çalışmalar engellenmeye çalışılmıştır. Avrupa’da muayenehaneler zarar görmüş ve farklı düşünen ya da toplum faydası için faydalı yöntemler geliştirmeye çalışan hekimler meslek odalarına şikayet edilerek bezdirilmişlerdir.

Ülkemizde de durum çok farklı değildir. Ülkenin en çok ders çalışarak, nefsinden feragat eden bilim insanları uzman hekimler olduğu halde koruyucu hekimlik, beslenme, cinsel sağlık, cinsel kimlik, enerji ya da aşılar konusunda görüş serdetse farklı şekillerde yıpratılabilir. Yok sarı zarf, yok mahkeme yok acil basmalar yok medya da hakaretler, yok CİMERE, sağlık müdürlüğüne, tabip odasına şikayetler, yalan yanlış iftiralar.

Onurlu insanların bir ailesi, evlatları yok mu? Savunma yazmakla kaybedilen zamanlar.

Artık hepimiz mahalle baskısı ve sosyal medyanın linç kampanyalarından korkuyoruz öyle değil mi?

Ülkemizde şikayet edilmeyen, dava süreci yaşamayan, sözlü ya da bedensel şiddet görmeyen kaç hekim kaldı?

Nasıl olsa bu toplum bizim kıymetimizi bilmiyor, nasıl olsa bizi anlayan zaten yok. Neden uğraşıp duruyorum boşu boşuna. Kendini riske atmadan yaz ilacını sesiz sedasız günü tamamla ‘diyen hekimlere dönüştük her birimiz.

Bilim gelişti, medeniyet çok gelişti diye kendisini avutan insanlık kaybettiklerinin hala idrakinde değildir. Topluma hayat veren, diri tutan beyinleri kaybediyor.

Beyin ve algılar yönetiliyorsa zaten insan doğru ve yanlışı ayırt etmekte çok zorlanır.

İşte bu noktada bilim insanlarının beyinleri, algıları, gözlem ve çalışmaları hayat kurtarır. Tek bir bilim insanı tüm toplumu kurtarabilir. Allah-ü Teala bilimi de bilgiyi de bilim insanını da boşuna yaratmamıştır.

Bilim insanı eşsiz beyni ile üretir ama toplum ona sahip çıkmaz ise yalnızlaşır, mutsuzlaşır ve dünyadan anlaşılamadan göçer. Pek çok sanatçı, edebiyatçı, bilim insanı fakirlik ve acılarla imtihan olmuştur. Yapmak istedikleri yerince doğru anlaşılamamıştır.

Toplumumuza düşen şey nedir? Kendi özünden çıkan, kendi milletine samimiyetle hizmet eden ve Hakkı söylemeye çalışan bilim insanlarına her alanda sahip çıkması, destek olmasıdır.

Bilime, ilime, bilim insanına sahip çıkmayan her toplum refah ve mutluluğunu kaybetmeye mahkumdur.

Bu toplum 10 yıl öncesine geri dönebilir mi?

Geleceği değiştirebilmek adına hataları düzeltebilip, kaybettiklerini yerine koyabilir mi?

Önce istemek gerek. Tedavinin başarısı önce tedavi olmayı istemekle başlar.

Kendisini daima haklı gören ve iyileşmek istemeyen bireylere biz hekimler şifa sunamayız.

Toplumlar da böyledir. Nefsine ağır gelen farklı önerileri işitmek istemezler ise pozitif değişim asla mümkün olamaz. Beynini bilgiden yana kullanan insanlar zorbalıkla susturulur ise cehalet hakim olur.

Sağlıcakla kalınız.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan