Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2488.33
BIST 100
9470.92
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Bilimsel Bilginin Önemi ve Tarihȋ Duyarlılık

Kamuda çalışan bir grup samimi dostun; dostluklarını geliştirmek, pekiştirmek, bürokrasiye adım atan gençlerin ellerinden tutmak, onlara bilgi ve tecrübelerini aktarmak, ülke meselelerine kafa yormak ve çözümü noktasında karınca kararınca katkıda bulunmak üzere 2010 yılında Ankara’da kurdukları Kamu Yöneticileri Derneği (KAYDER), kurulduğu günden beridir pek çok önemli ve hayırlı faaliyete öncülük etmeye devam etmektedir.

Üniversitelerden mezun olan gençleri meslek seçiminde doğru bilgilendirmek için ihtiyaç duyulan konularda zaman zaman akademik seminerler düzenlemesi, yabancı dil öğrenmelerini sağlamak için üniversitelerle protokoller yapması, onları yüksek lisan ve doktora yapmalarına yönlendirmesi bu faaliyetlerden bazılarıdır.

KAYDER’in bir diğer önemli faaliyeti ise üyelerinin yılda en az iki defa dostlarıyla yaptıkları geniş katılımlı aile kahvaltıları ve dost ziyaretleridir. Geçtiğimiz cumartesi günü yapılan ziyaretin adresi yedi yüzyıl boyunca cihana hükmetmiş bir devletin temellerinin atıldığı Bilecik’ti.

Birçoğumuzun Bilecik ile ilgili bilgileri “Diriliş Ertuğrul” dizisinden edinilen bilgilerden ibarettir. Yine birçoğumuz için Bilecik’in sadece turistik bir değeri vardır. Ne yazık ki orada oturanlar için de durum aynıdır. Hatta bu mekânın ve ilin daimȋ insanları, gözlemlediğimiz kadarıyla bir turist kadar bile oradaki yaşanmışlıklara meraklı değillerdir. Düzenli bir eğitim alamamış sıradan insanlara ve esnafa değil, orada çalışan bürokratlara, üniversite eğitimini almış insanlara hatta bazı eğitimcilere bile Şeyh Edebali, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi veya Orhan Gazi’nin hayatı ile ilgili bir soru sorduğunuzda verecekleri cevap iki üç cümleyi geçmez ve bu bilgiler kulaktan dolma bilgilerdir.

Dışarıdan biri olarak geldiğinizde Osmanlı Devleti’nin Bilecik’teki kuruluş hikâyesini kısmen de olsa öğrenebilmeniz ve anlayabilmeniz için turistik amaçlı düzenlenen mekândaki tarih şeridini gezmeniz ve orada yapılan dokuz dakikalık sinevizyon gösterisini seyretmeniz gerekir. Osmanlı devletinin otuz altı padişahına ait özet bilgilerin, resimlerinin ve her biri zamanında yapılan belli başlı bir iki mimari eserin fotoğraflarının sergilenmesi bu açıdan önemlidir. Osmanlı devletinin kuruluşu ile ilgili dokuz dakikalık üç boyutlu sinevizyon gösterisi ve mekânın kapısında bir alpın o döneme ait giysiler içinde ve kılıçla nöbet tutması özellikle gençler için heyecan vericidir. Ne var ki sinevizyon gösterisinde verilen bilgilerde ve yapılan tanıtımlarda aşırı derecede hamaset vardır. Sinevizyon gösterisinde Dede Korkut’un bir sözüne atıf yapılırken onun kehanetinin ortaya çıktığının iddia edilmesinde ise hamaset değil, apaçık bir hakaret vardır. Aksine Dede Korkut’un söylediği varsayılan bu sözün gerçekleşmesi bir kehanet değil olsa olsa bir keramettir.

Bir şeyler yapmak zor ama eleştirmek kolaydır. Burada kolay olanı yaptığımızın farkındayız. Ancak amacımız yapılanların daha değerli hâle getirilmesine katkıda bulunmak, hemen fark edilebilecek eksikliklere ve kusurlara işaret edip daha sonraki çalışmalarda daha hassas davranılmasını sağlamaktır. Çünkü Bilecik, yukarıda ifade edildiği gibi yedi yüz yıllık bir devletin temelinin atıldığı yerdir. Bu dönemle ilgili bilgilerin doğru bir şekilde ortaya konması, bir sonraki nesle aktarılması için buradaki yaşanmışlıkların çok özel bir yeri ve değeri vardır.

Şunu ifade edeyim ki gün boyunca mihmandarlığımızı yapan ve ikramlarda bulunan Bilecik’in biricik valisi Sayın Bilal ŞENTÜRK, bunun değerinin farkındadır. Kendisiyle yaptığımız sohbetlerde sürekli olarak Bilecik’in tarihinin, dokusunun, yaşanmışlıklarının bilimsel veriler ışığında yeniden ortaya konmasının öneminden ve gerekliliğinden bahsetti. Bu hususta üniversitelerdeki öğretim üyeleri ve diğer konu uzmanlarıyla yaptığı görüşmeleri anlattı. Bu duyarlılığından ve gayretinden büyük heyecan duyduk ve ümitlendik.

Bilecik, Sayın Vali’nin vali olarak atandığı ilk görev yeridir ve atanmasının üzerinden henüz birkaç ay geçmiştir. Bu kısa sürede Bilecik’in tarihȋ kimliğinin bilimsel bilgiler ışığında ortaya konması için Sayın Vali’nin göstermiş olduğu bu duyarlılık ve gayret eminim hem Bilecik hem ülkemiz için büyük bir şanstır.

Yeni bir medeniyet kurmak ya da kadim medeniyetimizi yeniden inşa etmek için bu tür gayretler önemli ve değerlidir. Özellikle genç nesillerin bu ruhu hissedebilmeleri için Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu Şeyh Edebali’nin, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin ve diğerlerinin hayatlarını iyi bilmeleri; Osmanlı Beyliğinin ilk merkezi Söğüt’te Ertuğrul Gazi tarafından 1281’den önceki bir tarihte yapıldığı tahmin edilen Ertuğrulgazi Mescidini, 1322’de yapılan Orhangazi Camii’ni gezmeleri ve Millȋ Mücadele Dönemi’nde Yunanlılar tarafından işgal edilen kuruluş şehri Bilecik’te bu iki eser dışındaki mimari yapıların nasıl yerle bir edildiğini görmeleri gerekir.

Son söz olarak böyle bir gezi düzenleyip Bilecik’i bu gözle görmemize ve bu duyguyu yaşamamıza vesile olan KAYDER Yönetimine müteşekkiriz. Ayrıca ve özellikle nezaketi ve mihmandarlığıyla gün boyu yanımızda olan Bilecik Valisi Sayın Bilal ŞENTÜRK’e, eş ve çocuklarımızı yalnız bırakmayan değerli eşi Hanımefendiye, Özel Kalem Müdürüne, Kültür Müdürüne ve emeği geçen bütün ev sahiplerine ve alplarına bu vesile ile gönülden teşekkür ederiz.