Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Şubat 2023

​Dava Adamı

İnsan sağlam ahbaplar edinmeli, dava adamları biriktirmeli, güzide insanların muhitine girmelidir. İstanbul’a geldiğim günden bu yana mükemmel dostluğunu, ağabeyliğini gördüğüm mümtaz isimlerden biri de Ali Erkan Kavaklı’dır. Duruşunu hiç değiştirmeyen, ilkelerinden asla taviz vermeyen bir kalem erbabıdır. Hikâyecidir, romancıdır, fikir adamıdır, eğitimcidir. Ve samimi bir Müslümandır.

Konya’mızın bereketli topraklarında doğdu, yetişti. Elinde kutlu kalemi, yarım asırdır yazıyor. Gazetelerde, dergilerde düşüncelerini dile getirdi. Derdi olan seçkin bir aydın. Edebî eserlerinin dışında eğitime dair eserler kaleme aldı. 1976 yılında öğretmenliğe başlamıştı, hâlâ gençliği, toplumu eğitiyor. Birikimini, tecrübesini Milli Eğitim Bakanlığı’na aktarmaya çalışıyor, çeşitli tekliflerde bulunuyor. Liselerde okutulan edebiyat, dil bilgisi ve kompozisyon kitaplarını hazırlayan komisyonda bulundu. Maarifin aksayan yönlerini tespit edip çözüm için Yeni Akit gazetesindeki köşesinde yazılar yazdı.

Almanya’da bulunduğu sırada hem Almanların hem de Türklerin yaşayışını gözlemledi. Hiç boş durmadı, sürekli kendisini yetiştirdi. Almanca ve Arapçayı öğrendi. Bütün meselesi çocuklarımız, yegâne ıstırabı gençlerimizdir. Onların yerli ve millî anlayışla, İslami hassasiyetle yetişmesi için çaba harcıyor. O, doğru istikamet gösteren emin rehber, ulvi hedefleri işaret eden gerçek bir muallimdir.

Sanat anlayışının özeti: “Sade bir dille, insanların ve insanlığın problemlerini ele alan roman ve hikâyeler kaleme alıyorum. İnsanları kötüden iyiye, çirkinden güzele, inançsızlıktan imana doğru değiştirmeyi, barış ve kardeşlik duygularını güçlendirmeyi hedef edindim. İnsanları melekleştirebilirsek dünyayı cennete çevirebileceğimize inanıyorum. Bu maksatla yazıyorum. Gerilimli, heyecanlı ve vakaya dayalı roman ve hikâye yazıyorum. Başarı ve eğitim kitaplarıyla insanımızın başarısını artırmak için çalışıyorum.”

Yayımlanmış pek çok eserinden bazıları: Alman Doktor, Avrupalı Mevlevî, Başarı İnanç İşidir, Başarının Manevi Dinamikleri ve Bediüzzaman, Başarıya Götüren Yol, Başkaldırıyorum, Bilge Öğretmen, Cehennem Vadisi, Çığlık, Derin Çeteye Pusu, Ergenekon’un Şifreleri, Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları, Gecenin Siyah Kalbi, Gönüller Sultanı Hz. Muhammed’in (sav) Hayatı, Gönülleri Fethedenler, Gülü Koklayamadım, Hicran, İnsanlık Ayağa Kalk, İntikam, İslam’a Gönül Verenler, İtiraf Ediyorum, Kader Kapımı Çaldı, Mafya Kıskacında Vurgun, Matarama Kan Doldu, Umudun Rengi Soldu, Yemin, Yüreğini Ateşle.

FETÖ’nün ABD ve diğer emperyalist ülkelerin himayesindeki 15 Temmuz kalkışmasına direnen soylu yazarlardan. Kimi sözde edebiyatçılar, kahrolası ve utanılası bir suskunluğa girerken Ali Erkan Bey elinde bayrak mitinglere koştu, alçak darbecilere meydan okudu. Bir mahşerin yaşandığı o günlerde ESKADER ve TYB İstanbul, ortak bir faaliyet düzenlemişti. “1000 Yazar İhanete Karşı” bir araya gelmiş, ortak bildiriye imza atmıştı. Kızlarağası Medresesi’nde yürekli yazarlar buluşmuştu. Ayağa kalkıp en heyecanlı konuşmayı yapan, Ali Erkan Bey’di. Robotlara karşı kalemiyle savaştı. 15 Temmuz Diriliş Destanı’nı ve 15 Temmuzda Tankları Vuran Ebabiller’i yazdı.

Davet edildiği mekânlara giden ve mükemmel konuşmalar yapan yazarımızı, ben de ESKADER’in “Bâbıâli Sohbetleri”ne ve yazı kursumuzun mezuniyet törenlerine çağırdım. Hiç yüksünmeden kalkıp geldi, mekânlarımızı şereflendirdi, kıymetli fikirlerini dinleyicilerle paylaştı. Hitabet ustası, yüksek idealleri olan dava adamıdır. Dost meclisinde söylediği şu sözü unutamıyorum: “28 Şubat sürecinde köşe yazarı olmayı karar verdim. Askerin yeri kışlasıdır, bize bir şey dayatılması taraftarı değilim ve ayrıca ben son derece demokrat bir insanım.”

Bir toplantımızda eğitimci olduğunu vurgulayarak, “İnsan en iyi bildiğini yazmalı ve neyi biliyorsa onu yapmalı.” demişti. Mübarek annesinin vedaını unutmayan ve kaleme aldığı hüzünlü yazılarla hepimizi hislendiren vefalı bir adam. “Anneme Veda”da şu satırlar var: “Anneciğim, Rahim olan şefkatli Rabbimiz seni huzuruna kabul etti. Mekânın cennet olsun, kabrin nur ile dolsun. Kâinatın Efendisi komşun olsun. Hakkını helal et anne. Sen nefes alıp verirken sana ‘Hakkını helal et’, diyemedim, şimdi arkandan ve beni işitiyorsa ruhundan bu talepte bulunacağımı, hakkını helal et.” Ali Erkan Kavaklı manevi değerlerine ve ruh köklerine sımsıkı bağlı örnek bir münevverdir. Bütün eserleri okunmalı, sohbetleri dinlenmelidir.