Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2487.47
BIST 100
9540.7
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Ocak 2023

DSÖ: Totaliter, tıbbi ve bilimsel polis devleti

Dijital kimlikler, aşı pasaportları, zorunlu aşılar, seyahat kısıtlamaları, karantinalar ve daha fazlasını uygulamaya sokan DSÖ’ye şimdi de mutlak güç verecek bir anlaşma imzalanıyor.

Yazar ve araştırmacı James Roguski'ye göre bu anlaşma, DSÖ'yü bir danışma kuruluşundan çıkarıp, politikaları yasal olarak bağlayıcı olacak küresel bir yönetim organına dönüştürecektir.

Söz konusu “Uluslararası Pandemi Anlaşması” uygulanırsa bu sefer hepimizin temel hak ve özgürlükleri askıya alınacak.

Anlayacağınız, dünya çapında totaliter bir tıbbi ve bilimsel polis devleti oluşturma çabaları tam gaz devam ediyor.

Bilindiği gibi DSÖ, 1948'de -Rockefeller tarafından- bir dünya sağlık kurumu olarak PAHO (Pan Amerikan Sağlık Örgütü) modelini izleyerek kuruldu. PAHO ise 1902'de kurulmuştu.

DSÖ daha sonra, Rockefeller'in “Standard Oil” şirketinin parasıyla yani nüfuzuyla BM sistemine entegre edildi.

Bilindiği gibi o zamanlar Standard Oil, kelimenin tam anlamıyla petrol tedarikinde dünya tekeline sahipti.

Ellili yılların ortalarına kadar çoğu ilaç, bitki bazlıydı. Rockefeller bunu değiştirdi. Çünkü Rockefeller en büyük petrol üretim şirketinin sahibi olarak, bitki kimyasallarının petrokimyasallar tarafından kopyalanabileceğini ve bunun üzerine ayrı bir sektör kurabileceğini biliyordu.

Bu nedenle, Rockefeller'in petrol bazlı ilaç fikri gerçekleştiğinde, ihtiyaç olsun ya da olmasın az ya da çok tehlikeli olan her tür ilaç hızla arttı. Bu aynı zamanda Big Pharma'nın yükselişi demekti.

Tüzüğüne göre bir hastalık önleme örgütü olması gereken DSÖ, böylece büyük ölçüde iyileştirici ilaçlara dayanan ve bunları destekleyen bir kuruluş haline geldi.

DSÖ’nün bugün başında Etiyopya’da isyancı Tigray Halk Kurtuluş Cephesi eski liderlerinden tıp doktoru olmayan bir adam var. Adı, Tedros Adhanom Ghebreyesus.

Daha önce Bill Gates tarafından GAVI Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmişti.

Türkiye ise, DSÖ’nün kurulmasından bir yıl sonra 9 Haziran 1949 tarih ve 5062 sayılı Kanunla teşkilata resmen üye olmuştur. Bugün ülkemizde üç temsilciliği bulunmaktadır.

Bugün DSÖ'nün en az üçte ikisi veya daha fazlası özel sektör, özellikle ilaç endüstrisi ve Bill Gates Vakfı tarafından finanse edilmektedir.

DSÖ biliyorsunuz Covid’i ölümcül bir salgın ilan etti ve çok büyük bir korku yaydı. Ardından kısıtlamalar, maske zorunluğu, sosyal mesafe ve diğer insanlık dışı bir yığın önlemleri zorunlu hale getirdi.

Sonunda DSÖ, WEF'in ve WEF'in arkasındaki güçlerin ısrarı üzerine, daha önce hiç test edilmemiş genetik olarak tasarlanmış mRNA aşılarını zorladı. Hala bunun propagandası yapılıyor.

Anlayacağınız şu ana kadar her şey Rockefeller, Gates, Schwab ve Soros'un soykırım gündemine uyuyor. Hal böyle olunca DSÖ’nün uygulamalarına itiraz eden herkes, sosyal platformlar aracılığıyla sansüre uğradı.

DSÖ, uluslararası teyit sitesi olan IFCN ile yakın bir şekilde çalışmaktadır. IFCN, çoğu DSÖ'nün dikte ettiği ile ilgili olan 10.000'den fazla bilgi içeren bir veri tabanına sahiptir!

Yazar Peter Koenig’e göre IFCN, öncelikle ABD Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Demokrasi Vakfı (NED), Bill ve Melinda Gates Vakfı, Soros Açık Toplum Vakfı, Google ve Facebook tarafından finanse edilmektedir.

İsterseniz bizzat DSÖ’nün kendi sitesinden alarak yazayım. Şöyle diyor; “İçerik sağlayıcılara yönelik şirket politikası ve yönergelerinin amaca uygun olmasını sağlamak için sosyal medya politika departmanlarıyla birlikte çalışır.

DSÖ, Covid-19 içerik sağlayıcılara platformlarında virüsle ilgili tıbbi yanlış bilginin çoğalmasını engellemek için YouTube ile birlikte çalıştı.

Şubat 2020'den Ocak 2021'e kadar zararlı veya yanıltıcı Covid-19 bilgileriyle ilgili 850.000 YouTube videosunun kaldırılmasına yol açtı.”

Bakınız bir de utanmadan övünüyor! Daha ne yazayım…