Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2496.46
BIST 100
9436.31
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Dünyanın daiş gafleti

Dünya, her gün Ortadoğu'daki gelişmelerle sarsılmaktadır. Eskiden el-Kaide denildiğinde zihninde bir şablon beliren dünya kamuoyu, bugün DAİŞ denilince ortaya çıkan gelişmeler ve katliamlarla sarsılmaktadır. El-Kaide, imajıyla dünyada gündem oluştururken, DAİŞ, eylem ve istilalarıyla dünya gündemini sarsmaya devam etmektedir.

Dünya, DAİŞ olgusunun ciddiyetini Musul, bu çetenin eline düştüğü zaman anladı. DAİŞ'e karşı Irak ordusunun eğitilmesi, silah ve lojistik yardımın yapılması konusunda ABD ve müttefikleri, programlar yaptı ve politikalar geliştirdi. Haziran ayı içinde Musul'u DAİŞ istilasından kurtarmak için Irak hükümeti, büyük bir kurtarma operasyonunun hazırlıklarını yaptı. Ancak Musul'u kurtarma operasyonunun hazırlıklarının yapıldığı bugünlerde, dünya yeni bir haberle sarsıldı. DAİŞ, Suriye'de Esad rejimi çetelerinin kontrolündeki tarihi Palmira kentini ele geçirmiş, Irak'ta da Enbar eyaletinin başkenti olan Ramadi'yi işgal etmiştir. Suriye'nin yarısının fiilen DAİŞ'in İslam Devleti dediği yapılanmasının bir parçası olduğu şeklinde bir tablo ortaya çıkmıştır. Irak'ta ise DAİŞ, Bağdat'a doğru her gün egemenlik alanını genişletmeye devam etmektedir.

DAİŞ'in Suriye'nin yarısını işgal etmesi ve Ramadi'yi işgal etmesi, Türkiye açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Başbakan Davutoğlu'nun ifadesi ile "Türkiye, IŞİD ile komşu olan tek NATO ülkesi" konumundadır. IŞİD denilen bir yapı ile komşu olmak, Türkiye için sosyal, siyasal, ideolojik, diplomatik, ekonomik ve jeo-stratejik açılardan ciddi bir düşmanla karşı karşıya kalmak demektir. DAİŞ, önümüzdeki yıllarda Türkiye için ciddi problemlere neden olacak bir tehdit olarak gelişmeye devam edecektir. IŞİD'e komşu olmak, Türkiye'yi her açıdan huzursuz etmektedir.
DAİŞ, İslam Devleti dediği yapılanmayla uluslararası bir hegemonya alanı oluşturmuş bulunmaktadır. Afganistan, Nijerya, Etyopya ve daha birçok ülkede DAİŞ, kendi adına faaliyete geçecek yapılar oluşturmaktadır. Son olarak DAİŞ, Suudi Arabistan'da Şiilere ait bir camiye bombalı saldırı düzenledi. DAİŞ'in İslam Devleti, dünya ülkelerinde kendisini temsil edecek elçilikler açmamakta, kendi adına savaşacak çeteler meydana getirmektedir.

DAİŞ, artık Suriye'de veya Irak'ta olan bir yapı değildir. DAİŞ'in eylemleri ve işgalleri, birlikte ele alınmaktadır. Ramadi veya Palmira'yı ayrı ayrı ele almanın hiçbir anlamı kalmamıştır. Palmira ve Ramadi istilaları, fiilen Irak ve Suriye'nin ortadan kalktığının tescillenesi anlamına gelmektedir. DAİŞ, Ortadoğu'yu sistematik ve kapsamlı bir Şii-Sünni savaşının eşiğine getirmiş bulunmaktadır. Ortadoğu'nun mevcut durumda yaşadığı en büyük tehlike, kendisini giderek bir mezhep savaşı bataklığının içinde bulması ve bu bataklığa gömülmesidir.

Ortadoğu'da DAİŞ'le mücadele edecek askeri güç, bulunmamaktadır. Irak ordusu, 200 kişilik DAİŞ çetesine Ramadi'yi teslim ederken, Esad rejimi çeteleri de bilinçli bir manevra ile Tenef sınır kapısını ve Palmira'yı DAİŞ'e ikram etmişlerdir. Askeri güçler, DAİŞ'e karşı direnmek için hiçbir moral ve motivasyonu kendilerinde bulmamaktadırlar. DAİŞ militanları ise, İslam Devleti ideolojisi uğruna mücadele etmek için her türlü duygusal, ideolojik ve lojistik donanıma sahip bulunmaktadırlar. DAİŞ'e karşı sahici anlamda mücadele eden ve direnen grup olarak Kürtler karşımıza çıkmaktadır. Kürtlerin Kobani'de DAİŞ'i yenmesi, DAİŞ efsanesinin yıkılmasını, DAİŞ'in moral ve motivasyonunun darmadağınık edilmesini sağlamıştır. Kobani mağlubiyetinin yarattığı ezikliği DAİŞ, Ramadi ve Palmira istilalarıyla gidermeye çalışmaktadır. Kobani hezimetiyle kaybettiği psikolojik üstünlüğü DAİŞ, Ramadi ve Palmira istilalarıyla tekrar elde etme çabasındadır.

ABD, AB, BM ve Rusya, DAİŞ olgusunu kavramakta ve olup biteni anlamlandırmakta zorlanmaktadırlar. Bağdat veya Şam'ın DAİŞ tarafından işgal edilmesi halinde neler olabileceğini, hiçbir güç kestirememektedir. Bağdat ve Şam merkezi hükümetlerinin DAİŞ'e direnecek güçleri olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Suriye'de Esad'la devam etme şeklinde uluslararası düzeyde ortaya çıkan eğilim, DAİŞ'le devam etme şeklinde yeni bir değişim geçirebilir.
Palmira'nın DAİŞ'in eline geçmesi dünyada büyük bir kaygı yarattı. Çöl Gelini olarak bilinen Palmira, çok kadim bir tarihe sahip antik bir kenttir. Kitab-ı Mukaddes'te adı geçen ve Hz. Süleyman tarafından inşa edildiği iddia edilen Palmira, UNESCO'nun dünya insanlık mirası listesinde bulunmaktadır. DAİŞ, Musul'u işgal ettiği zaman Musul müzesini yağmalamış ve tarihi eserleri tahrip etmişti. Dünya, DAİŞ'in Palmira'yı tahrip etmesinden kaygı duymaktadır. DAİŞ, işgal ettiği yerlerde bulunan tarihi eserleri satarak büyük paralar kazanmaktadır. DAİŞ istilası yüzünden binlerce insan mülteci durumuna düşmüş veya hayatını kaybetmiştir. İnsanlık mirası olarak kabul edilen Palmira'nın DAİŞ tarafından tahrip edilmesine duyarlılık gösteren dünya kamuoyu, Esad rejimi ve DAİŞ tarafından hayatları söndürülen insanlar konusunda da duyarlı olmalıdır. Dünya, DAİŞ'e karşı insan ve insanlık mirasını birlikte ele alan bir perspektif temelinde bir araya gelen ortak bir direniş koalisyonu oluşturmalıdır.