Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

19 May 2022

Eğitimde açlık/tokluk mevzusu…

Eğitimin kalitesinin arttırılması için belli aralıklarla saha çalışmaları yapılıyor. Bu saha çalışmaları bazen yerel, bazen ise bölgesel veya ülke genelinde gerçekleştiriliyor. Yapılan çalışmalar sonrası oluşturulacak raporda muhakkak çözüm önerileri veya farklı alternatif yöntemlere yer verilmesi gerekiyor. Eğitimin kalitesi arttırılacak ise eğer, eğitime dair örneklemler üzerinden bazı varsayımlara ulaşmak ve öneriler sunmak bu kalite serüvenine muazzam katkılar sunacaktır.

Bahsini ettiğim saha çalışmaları, örneklemler, varsayımlar ve çıkarımlar yönündeki çalışmaları zaman zaman MEB yetkilileri, zaman zaman Sivil Toplum Kuruluşları, zaman zaman bağımsız eğitim kurumları veya araştırma şirketleri tarafından yapılıyor.Yapılan çalışmalar çoğu zaman kamuoyu ile paylaşılıyor.

Geçtiğimiz günlerde basında önüme düşen bir çalışmaya göre okullarda öğretmen ve öğrencilerin aç kaldığı sonucuna ulaşılmış.Yapılan çalışmada öğretmenler veya öğrencilerin alım güçlerinin düşük olması nedeni ile aç kalmalarından bahsedilmiş miydi tam hatırlamıyorum ama basında okuduğum kısmında geçmiyordu. Belki raporun bütünü içerisinde yer veriyordur bilemiyorum. Benim karşılaştığım ve okuduğum kısmında okulların fiziksel ve sosyolojik olarak böyle bir imkanı kendi içerisinde barındırmadığı yönünde. Başka bir ifade ile söylemek gerekir ise okullardaki kantinlerin, yemekhanelerin veya yemek yeme alanlarının yetersiz ve işlevsiz olduğuna değinilmişti.

Elbette yapılan çalışmalar ve örneklemler kendi içerisinde bir emeği barındırıyor, bu emeğe saygı duyuyorum; yalnız ben de elinde kalemi ve gönlünde eğitimi taşıyan bir birey olarak gördüklerimi, yaşadıklarımı, duyduklarımı ve izlenimlerimi yazmak durumundayım. Eğitimi son 20 yıldır yakından takip ediyorum. Öncesinde öğrencilik vs derken zaten fiilen eğitim sisteminin bir paydaşı idik. Son 20 yıldan bugüne dek yakından takip ettiğim eğitim sisteminin tamamı için olmazsa bile kantinlerin, yemekhanelerin yetersiz olması ve öğrencilerin ile öğretmenlerin aç kalması konusunda çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki her yıl bir önceki yıla göre çok daha iyi duruma getirilerek ilerleme söz konusu.

Mevcut kantinler ve yemekhaneler yeterli mi, elbette ki değil, bütün okullarda kantinler olmalı yemekhaneler açılmalı, öğrenciler ve öğretmenlere yeme ve içme hizmeti verilmeli. Ama durumun yetersiz olması, çalışmaların yapılmadığı ve durumun kötüye doğru gittiği anlamına gelmiyor ve bu yönde yapılan çalışmalar da gerçeği yansıtmıyor.Bazı okullarda yemekhanelerde üretilen fazladan yemekler çalışan personellere veriliyor, fakir ailelere dağıtılıyor, ücretsiz bir şekilde öğretmenler de faydalanıyor. Bazı okullarda kantinlerden öğrenciler çok uygun fiyatlara alışveriş yaptıkları da oluyor. Güzel uygulamaların olduğu okullar da var. Ama tabii madalyonun diğer yüzü de var; kantinlerin ve yemekhanelerin olmadığı, öğrencilerin ve öğretmenlerin aç kaldığı okullar da var.

Özetle şunu ifade etmeye çalışıyorum; fazladan yemeklerin olduğu, kantinin çok iyi işletildiği ve uygun fiyata ürünlerin olduğu okullar da var kantini hiç olmayan yemekhanesi hiç bulunmayan ve öğretmenler ile öğrencilerinin aç kaldığı okullar da var. Bu belki de birazcık da o okulun bulunduğu jeopolitik konumuna, oranın ekonomik ve kültürel seviyesine de bağlı. Gelişmiş iller, gelişmiş ilçeler, gelişmiş cadde ve sokaklardaki okulların durumu ile daha az gelişmiş ve kırsal bölgelerdeki okulların durumu bir olabilir mi? Elbette ki hayır. Bu nedenle senkron bir uygulama beklemek de yanlış olur. Yalnız yapılması gereken satılan ürünler ve fiyatlar konusunda yöneticilere büyük sorumluluklar düştüğü… İyi bir denetim yapmaları ve fiyatlar, hijyenlik, sağlıklı ürünler gibi konularda uygulamaya dönük kararlar almaları.

Ve tabii ki kantinlerin, yemekhanelerin az/çok olması öğrencilerin aç/tok olması kadar da önemli bir konu bazı STK’ların yaptıkları araştırmalardaki verileri kendi işlerine geldiği gibi kullanarak MEB’i yıpratmaya çalışacak bir algı oluşturmaya çalışmaları. Bu tür çalışmalara prim vermemek gerekiyor.

Son olarak bir yerde eğitimdeki başarıdan söz edeceksek eğer oradaki öğrencilerin de öğretmenlerin de karınlarının tok olmasından, aç olmamalarından da bahsetmek gerekiyor. Bir öğrenci/öğretmen aç ise, eğitimde başarı yakalanamaz. Açlık motivasyondan tutun güdülemeye, psikolojiden tutun sağlığa kadar eğitim paydaşının her türlü yapısını etkilemekte.