Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2415.42
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Mart 2023

​Ekonomi politikaları nasıl olacak?

Türkiye’de gündem artık neredeyse tamamen seçim hâline geldi. Seçim sonrasında yapılacaklar anlatılıp duruyor.

Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı depremzedelere konutların bedava verileceğini iddia etti. (Daha önce de çiftçilere bedava traktör vereceklerini söylemiş, kazandıktan sonra vermemişlerdi.)

Peki, depremzedelere konutlar nasıl bedava verilebilir?

Resmi açıklamalara göre depremde 650 bin konutun yıkılmış, ağır hasarlı veya yıkılacak olduğu belirtilmişti. Daha önceden de yaptığımız hesaplamalara göre alt yapı dâhil konut fiyatı bir milyon TL seviyesinde. Bu da demek oluyor ki 650 milyar TL sadece konut inşası için gereken finansman. Dükkânlar ve diğer yapılar için gereken finansman ihtiyacı hesaplandığında yine remi verilere göre 104 milyar dolar seviyesinde.

Peki, Cumhur İttifakı deprem konutlarını nasıl veriyor?

TOKİ sistemi uygulanıyor. Yirmi yıl vadeli, aylık kira öder gibi, memur maaşına endeksli ancak en fazla o oran kabul edildiği için TOKİ tamamen yansıtmıyor.

Muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı geçen aylarda İngiltere’ye gitmiş “Londra’dan Türkiye’ye temiz para getireceğim” vaadinde bulunmuştu. Kaldı ki TBMM kürsüsünden “Türkiye Londra'daki bir avuç tefeciye teslim edildi.” ifadelerini kullanmıştı.

Tüm bunların yanında muhalefetin Suudi Arabistan, Katar, BAE gibi ülkelerden Türkiye’ye yatırım, finans gelmesini kabul etmediklerini yine kendi söylemlerinden görülebiliyor. Yani para Londra’dan, ABD’den, Almanya’dan gelince temiz para, Suudi Arabistan, Katar, BAE gibi ülkelerden gelirse kirli para diyorlar.

Peki, Temiz para dedikleri “Batı” parası Türkiye’ye neden gelir?

“Batı” sermayesini Türkiye’ye çekmenin yolu mevcut sistem içerisinde faizleri artırmaktır. Yani enflasyon şubat ayında %55,18 oranında ise sonraki aylarda bu oranın düşeceği varsayımı ile %40’lı seviyelere düşerse faizin en az %50 seviyesine yükseltilmesi gerekiyor.

Yüksek faize ABD’den, Almanya’dan, Londra’dan sıcak para gelir. (ABD ve AB’de bankalarda belirsizlik artarken ne kadar gelir ayrı bir konu)

Yüksek faizin ekonomik etkileri ne olur?

Yıllar önce olduğu gibi kur düşer, ithal ürünler ucuz hâle gelir. İthalat artar, ihracat azalır. İhracatta rekabet gücü azalacağı için mantıksız hâle gelir. Artık ihracatçı firmalar üretimlerini azaltmaya başlar. Yüksek faiz oranına bağlı olarak yatırımlar azalır ve işsizlik artmaya başlar. Üretim ekonomisinden vazgeçildiği için enerji ithalatı azalacaktır. Bu bağlamda cari açık önce azalacak sonra daha fazla artacaktır.

Bu evrede Türkiye’de artık ithal ürünler ucuzlamıştır. Ancak cebinde marka telefonları olan, yüksek marka otomobillere binen fakat faturalarını ödeyemeyen, benzin koyamayan işsiz ordusu olacaktır.

Depremzedelere konutların ücretsiz teslim edilmesi için IMF ile stand-by anlaşmaları imzalanması gerekir. Nitekim 2019 yılında muhalefet partilerinin temsilcilerinin bir otelde gizlice IMF yetkilileriyle görüştüğü basına sızmıştı.

IMF’den alınacak kredi sonrası ekonominin ipleri IMF’nin eline geçecektir. Artık memur ve emekli maaş zamları toplu sözleşmelerle değil, IMF dayatmalarıyla belirlenecektir. Doğalgaz faturalarına sağlanan %80’lik destek sonra erdirilecek, çünkü borcun ödenmesi gerekecektir.

Artan cari açık ile birlikte bir de IMF’ye olan borç ödemelerinin yapılması gerekecektir. Bu da dışarıdan daha fazla sermaye ihtiyacını doğuracaktır. Üretim ekonomisinden vazgeçip ithalat ekonomisine geçildiği için ihracattan da döviz girdisi olmayacak, artan sermaye ihtiyacı daha yüksek faiz ile daha fazla sermaye çekerek karşılanmaya çalışılacaktır.

Bu arada bu olası senaryolar varsayımdan ibaret değil. Muhalefetin seçim kampanyası sürecinde yaptıkları söylemlerden yapılan çıkarımlardır.

“Batı”dan gelecek sermaye sadece yüksek faiz için gelmeyecek…

Doğu Akdeniz’deki haklardan vazgeçilmesi istenecek. Terör örgütü PKK’ya operasyonların sona erdirilmesi, Türkiye’nin güney sınırlarında terör devleti kurulmasına ses çıkarılmaması istenecek. Kaldı ki muhalefetin ortaklarından en büyüğünün de KCK/PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP-Yeşil Sol Parti olacağı için kabul edilecektir.

Rusya’ya yaptırım uygulanması istenecek. Tabi bu arada nükleer santrallerin faaliyetleri sona erecektir. Tahıl koridoru anlaşması iptal olacak ve tahıl fiyatları yeniden yükselmeye başlaycaktır.

Enerji merkezi olma projeleri sona erdirilecek. Kömür yatırımları sona erdirilecektir.

Terörle mücadele ve Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan vazgeçileceği için savunma sanayi yatırımlarına ihtiyaç olmayacaktır.