Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.93
Gram Altın
2323.70
BIST 100
9103.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Şubat 2023

"Erdoğan Batı'nın dostu değil!"

Biz Erdoğan’ı tam da bu yüzden seviyor ve destekliyoruz.

Çünkü zalimin dostu olan mazlumun düşmanıdır. Zalimle birlik olan mazlumun karşısındadır. İslam düşmanıyla el ele olan Müslümanın düşmanıdır.

Amerika ve belli başlı ülkelerin oluşturduğu emperyalist Batı, dünyadaki her savaşın, yokluğun, sömürünün, katledilen yüz milyonların, talan edilen ülkelerin, viran edilen şehirlerin, ırzı kirletilen kadınların, hayalleri bedenleriyle birlikte bombalanan çocukların, insanın ve İslam’ın düşmanı zalim, vahşi, kan emici bir sistemi temsil eder.

Batı ile dost olan insanlık düşmanıdır. Batı ile dost olan vatana da düşmandır. Çünkü Batı tarihin hiçbir döneminde Türkiye’nin ve Müslümanların dostu olmamıştır.

Biz Erdoğan’ı Batının dostu olmadığı için seviyor ve destekliyoruz.

Erdoğan sevseydi ve yüzünü Batıya dönseydi, biz de ona sırtımızı dönerdik!

Yazımızın başlığı İngiliz The Guardin’daki bir yazıya ait.

İngiliz The Economist, Alman Stern, ABD merkezli Foreign Policy'nin ardından İngiliz The Guardian’da, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO ve Batı’nın demokratik ilkelere karşı giderek artan düşmanca tutumu artık cezasız kalamaz” diyerek Türkiye’yi hedef aldı.

Amerika’da, yaklaşan Türkiye seçimlerine 'askeri müdahale' seçeneklerini ortaya koyan yazılar yazılırken, İngiliz gazetesinin “Türkiye cezalandırılmalıdır” şeklinde yaptığı yayın, emperyalist ülkelerin Türkiye’yi eskiden olduğu gibi kukla haline getirecek bir yönetimi iktidara taşımak için gerekirse savaş çıkartmaya niyetli olduklarını gösteriyor.

Neden her taraftan aynı anda saldırmaya başladılar deniliyor?

Çünkü seçim dönemine girdik ve görünüşe göre Tayyip Erdoğan yine fark atarak seçimi kazanacak. Bunu bildikleri için hem içerden hem dışardan saldırıyı artırdılar. Büyük ihtimal ilerleyen günlerde bu saldırılar farklı şekillerde de devam edecek.

Türkiye seçim atmosferine girmeye başlayınca doğal olarak ilk hareket dışardan başlar. Çünkü bizde muhalefet unsurlarının rotası dışardan çizilir.

Tayyip Erdoğan’ı indirmek için nasıl bir strateji izleneceğinden, kullanılacak her argümana, Batı ülkelerinin hazırladığı plan dahilinde hareket edilir.

Öncelikle İsveç’te başlayan İslam’a ve Müslümanlara saldırı furyası ile Batı ülkelerinin özellikle Türkiye’deki konsolosluklarını kapatmaları, Avrupa ve Amerika’da çoğu devlet ve istihbarat birimlerine bağlı medya organlarında, Türkiye ve Tayyip Erdoğan aleyhine çıkan yayınlar aynı merkezden gelen hareketler. Bunun üzerine bir de içerde muhalefetin adeta “Batı bizi desteklesin biz Batının istediği politikaları uygulayacağız” dercesine bir “mutabakat metni” yayınlaması birbiriyle bağlantılı görünüyor.

“Rusya ile araya mesafe konulacak ve Batı’nın istediği ambargo şartlarına uyulacak. S-400 füzeleri hurdaya çıkartılacak. ABD şifre vermezse uçamayan F-35’ler alınacak. İsveç ve Finlandiya’ya üyelik hakkı verilecek. MİT’i bölgede en etkin istihbarat kurumu haline getiren Mit başkanını görevden alınacak. Kuvvet komutanlarını yine eskisi gibi Genelkurmay’a bağlanacak. İstanbul Sözleşmesi seçim gecesinde yürürlüğe konacak. Yerel yönetimler idari ve mali açıdan yeniden yapılandırılacak. Libya’dan, Azerbaycan’dan, Suriye’den askerlerimiz çekilecek. PYD’nin laik oldukları müddetçe devlet kurmasında sakınca yok. Türk Cumhuriyetleriyle ABD izni dışında temas kurulmayacak. Özellikle Adalar Denizi- Ege- Yunanistan’a bırakılacak. Afrika’dan Balkanlar’a, dışarda etkin sürdürülen politikadan vazgeçilecek. İstanbul Havalimanı atıl hale getirilip eski havalimanı tekrar açılacak, güçlü bir liderlik çöpe atılıp koalisyona yol açan parlamenter sistem getirilecek vs. vs…

Bazıları resmen mutabakat metninde yer alan bazıları da daha sonra ekleneceği açık olan bu vaatleri kime veriyorlar sizce?

Batının Türkiye’den istedikleriyle muhalefetin istedikleri neden birbirine çok yakın sizce?

Muhalefetin mutabakat metni diye ortaya koyduğu şey Batı’ya teslimiyet metnidir.

Batı çıkarlarına uygun davranacak iktidar oluşturmak ve buna uygun davranmayan kişiyi devirmek için dünyanın her yerinde her ülkeye benzer operasyonlar yapıyor zaten. İnançları, aidiyetleri veya menfaatlerinden dolayı Batı’ya hizmet edecek kukla bulmakta sorun da yaşamıyor. Ama Türkiye’de yapılacak seçim onların ifadesiyle “2023’ün en önemli hadisesi.” Çünkü bu eşikte geçilirse Türkiye, Batı boyunduruğundan kurtulacak. Bunun farkındalar. Savunma sanayiinden dış politikaya, yerli üretimden kurulan altyapıya Türkiye yüz yıl sonra Bağımsızlığını elde etmeye başladı. “gerekirse savaş seçeneklerini de değerlendirerek buna izin vermemeliyiz” demeleri bu yüzden.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan