Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2432.65
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Haziran 2019

Erdoğan düşmanlığı!

Sanırım aranızda boks maçı seyretmeyen yoktur. Boksörler maçın başında rakibine mide, böbrek, dalaktan çalışırlar. Dikkat dağıtmak ve yormak için ilk hamle böyle başlar. Oysa asıl hedef rakibin beynidir. Beyne indirici bir darbe zaferi getirebilir.

Dünyada siyasi, dini tüm sosyal yapı ve örgütlenmelerde asıl olan beyin ve beyin takımının korunmasıdır. Beyin liderdir, beyin takımı ise liderin yakın kadrosudur, yol arkadaşlarıdır.

Yaşı müsait olanlar Demirel ve Özal dönemlerini bilirler. Demirel yatıp kalkıp Özal’a, ailesine ve onun en yakınlarına saldırıyordu. Bunun nedenini yine Demirel vermişti:

“Siyaset ve her türlü mücadelede asıl hedef rakibin beynidir. Beyne alınabilecek kuvvetli bir darbe sadece onu sarsmakla kalmaz tüm vücudu olumsuz etkiler.”

Evet, nihai amaç Özal’ı düşürmekti!

Tüm hamlelerde kadrolarda bitkinlik ve yorgunluk yaratmak, planlama ve problem çözmede bozulmaların amaçlandığı kesindi. Parti ve bağlıları arasında iletişim zorlukları hatta düşmanlık peydahlamak, denge bozukluğu, uygunsuz söz ve davranışta bulunmayı sağlamak… Sağduyuyu ve iç görüyü azaltmak, farkındalıkta sorunlar yaşatmaktı. Kadrolar arasında ritim ve uyum bozukluğu ve ardından bünyede kopmalar yaratmak, vesaire…

Rahmetli Özal’ın başına gelenleri hatırlayın bir. Önce davulcu yakıştırmasıyla aşağılanan damadı üzerinden yıpratıldı. Dava ve yol arkadaşı sanılanlar tarafından haksız ve yersiz saldırılara uğradı. Her şeyin önceden, içten ve dıştan planlı olduğu belliydi.

Bugün de çeşitli yalan dolan ve iftiralarla Sayın Erdoğan ve yakın çevresine saldırıyorlar. Hatta daha fazlasını yapıyorlar. Güçlü liderliğin, birlik ve beraberliğin, bünyedeki güçlü bağışıklığın bu saldırıların üstesinden gelmesi ve savuşturulması, Sayın Erdoğan’ın haklılığı, hak ve dik duruşu bunlara geri adım attırmıyor bile. Bu ne hayâsız saldırıdır!

“Kayaları aşındıran dalgaların gücü değil sürekliliğidir.” misali bir türlü vazgeçmiyorlar. Özellikle İstanbul ve Ankara’nın el değiştirmesiyle güç kazandıklarına vehmedenler; yalan dolan ve iftiralarla, çakma proje adam ve devşirmelerle sonuca gitme çabasındalar. İnsanları birbirine düşürme, kamplaştırma, ülkemizin birlik ve beraberliğini bozma uğraşındalar. İnsanları Erdoğan hakkında, inanç ve davalarında şüpheye düşürmek istiyorlar. Bunların nihai amaçları ise Sayın Erdoğan’ı ve dolayısı ile memleketi teslim almaktır. Hayâsızca, sinsi ve planlı bir şekilde Sayın Erdoğan’ın en yakınlarına, Sayın Berat Albayrak’a haksızca saldırmaları bu yüzdendir.

Oyuna ve oltaya gelenler bir yana asıl problem bize benzeyip de bizden görünenlerdir. Sayın Erdoğan sayesinde bu dünyada gelinebilecek en yüksek mertebeye geldikten sonra; suçlayanları, kırıp dökenleri daha ilerisi saldıranları görmek hiç de şaşırtmıyor. Tarih şahittir ki, arkadan vuranlar sonradan çakallara yem oluyorlar.

Bu günlerde gönül birlikteliğine, kardeşliğe, has birliğe, samimiyete, hasbilik ve harbiliğe her zamankinden ne çok ihtiyaç duyuyoruz.

“Allah'a ve Resul’üne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”

“İman etmedikçe cennete giremeyeceğimizi, birbirimizi sevmedikçe de iman etmiş olamayacağımızı” bilmeliyiz.

Allah korusun… Bizim dünyamızda ve Türkiye’de kopacak kötü bir fırtınanın tüm gönül coğrafyalarımızda tufana dönüşebileceğini asla unutmayarak sandığa gidin…

Davanızda mökkem durun…