Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

13 Temmuz 2020

Erdoğan ile bir milletin fetretten çıkışı

Her yeni eskir, her dönem farklı dinamikleriyle anılır.Türkiye’de kırılma noktaları pek çok bağlamda değerlendirilmekte.Ancak kalkınma ve manevi tadilat anlamında üç kırılma noktasından söz ediyoruz.Bunlar:

1.Menderes Dönemi: 1950-1960 arası bu dönemde milletimiz bir anlamda devlet nezdinde varlığını sağlamlaştırmıştır.Gerçekten de bu dönem farklı bir dokusuyla yad edilmiştir.Muhafazakar camia dediğimiz Anadolu yürüyüşü,devleti başbakanlık kurumuyla tanımıştır.Ki bu yüzden sağcılar dediğimiz kitle için başbakanlık makamı bu yüzden değerlidir.Bu dönemde gıda ve üretim anlamında bolluk olmuştur.Buğday siloları şehir merkezlerinde kule yığınını andırır vaziyete gelmiştir.Bundan önceki dönemde ekmeği karneyle alan halk için bu eşi görülmez bereket kaynağıdır.

Ak saçlılar,bu dönemdeki bereketi,ezanın asli hüviyetine dönmüş olmasının bir tezahürü olarak saymışlardır.Bu dönemde ilim ve hikmet revaç bulmuş,yok sayılan değerlere bağlılık memleketimizin dünya muvazenesinde var oluşuna zemin hazırlamıştır.

Ne var ki bu ilerleyiş bazı kesimlerin hoşuna gitmemiş,cunta idaresi milletin tepesine çökmesiyle bu dönem şaibelerle son bulmuştur.Ancak surda açılan gedikler,milleti uyandırmaya yetmişti.On yıllık bu dönüşüm Milli Görüş partileriyle şekillenmişti.Halk,bu teyakkuzla Milli Nizam ve Milli Selamet Partilerine sahip çıkmıştı.Doğal halindeki bu yükseliş 12 Eylül engeline takılacaktı.

2.Özal Dönemi:12 Eylül Anayasasına halkın büyük destek vermesinin sebebi bir an evvel askerin gidip yerine sivillerin gelmesi sebebiyleydi.Nitekim öyle de olmuş Özal’ın Anavatan Partisi, cuntaya rağmen tek başına iktidar olmuştu.

Doğrusu milletimiz Özal’ı tanıyordu.77 seçimlerinde MSP’den milletvekili adayı olmuş ancak kaderin cilvesi,seçilememişti.24 Ocak kararlarını hazırlayan, Demirel’in müsteşarıydı.

Özal, her şeyden evvel inançlı bir insandı.Anadolu mayasını biliyordu.Bayrağı ileriye taşıyacak, milleti “yol”la tanıştıracaktı.Telekominikasyon,şehirleşme,sanayi,barajlar,köprüler milletin hizmetine sunuluyordu.

Bu dönemdeki bereketin sebebi ise Özal’ın da tıpkı Menderes gibi dine ve dindarlara hürmetkar olmasıydı.

Ancak bilemiyoruz hangi karanlık odak onu durdu,kim engelledi?Şu gerçek ki Özal,varlığıyla Türk siyasetinin önemli bir kırılma noktasıydı.Doğal halindeki bu yükseliş Özal’ın aramızdan ayrılmasıyla son buldu.

3.Erdoğan Dönemi:Özal’ın vefatından 2002’ye kadar geçen süre Türkiye’nin kayıp yıllarıydı.Faili meçhuller,cunta girişimleri,inanca yönelik baskılar…

Erdoğan,bu kahramanlar zincirinin son halkasıydı.Önceki iki liderden daha donanımlı,daha sert,daha nasipli idi.Her şeyden ziyade halk onu çok seviyordu.

Erdoğan, ilk işe nemalarla başladı.Halktan kesilen ama halka ait olan paraları yeniden sahiplerine verdi.Ülkeye özgüven gelmişti.Yeniden yatırımlar başlamış,Edirne ile Kars arasına sıkışan Türkiye,yeniden toparlanmaya başlamıştı.

Erdoğanlı yıllardaki bereketin sebebi de yine sahip olduğu değerlere hizmet etmesinden kaynaklanıyordu.Zira Erdoğan,bu toprakların öz suyuyla yunmuş,yıkanmıştı.Yapacağı her işin hesabını Allah’a vereceğini biliyordu.

Bu dönemde başörtüsü yasağı kaldırılmış,okullarda Kur’an ve Siyer dersleri verilmeye başlanmış;inanca ait bütün tabular yıkılmıştı.

Adeta Erdoğan,adım adım büyüyen bu hareketin noktasından virgülüne bütün işlerini tamir etmişti.

Erdoğan’ın milletine yapacağı en büyük hizmet,dedesinden tevarüs eden Ayasofya’yı asli şekline çevirmek olacaktı.Zaten bu şeref de ancak öyle birisine nasip olurdu.

Peki bu fasıl bitti mi? Hayır bitmedi…Erdoğan’ın hikayesi bu toprakların hikayesi olacaktı.Ve bu hikayenin daha yazılacak çok bölümü var…