Dolar (USD)
32.43
Euro (EUR)
34.43
Gram Altın
2490.01
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Şubat 2023

​İnsan, kalbinin şifasını yitireli çok oldu.

Hani hemencecik kıyamet kopsa, kimse şaşırmayacak kadar insan ileri gidiyor.

İnsanın tarifi artık şöyle, kuytularda şeytanla istişareden sonra meydana inen bir insan aklı var artık.

Şu can çekişen insanlığı katledenin vebali nedir.

Bir tek canın var ey insan, insanlık davasına ihanet etmenin sebebi nedir.

Akçe-külçe nasıl da fütursuzca adamlığa-insanlığa ağır basıyor.

Kelimelerin ağırlığı, kelamın hikmeti artık ağır basmıyor adamlık mizanında.

Garip işler olmuş dünyaya, garip hisler dönüyor, ortalık şeytanlar bulmacasında, hayat hiçte bilmece değil.

Kibir kanserine hiçbir zaman şifa bulunamayacak, bu da burada dursun; ama kibir ki, kibirlilerin panzehri olduğu gerçeğini de unutmayasın.

Günahın tercümesini yapan yapana, neymiş efendim izzet-iffet eski lügatlerden kalmaymış.

Adam kılığına bürünen şeytanları göre göre, ruhu ıstırap çekiyor insanın.

Tertemiz davaları kirleten şarlatanların samimiyetsizliklerini ne temizleyecek.

Dünya, aslı astarını deleli şu son fasılda, tefekkür merhemini gönül tenine sürmeyi unutma günde yirmi dört saat.

Gerçekten “şeytan diye bir olgu” var mıydı, şeytanlaşmış nefislerin senfonileri rağbetteyken.

Ben sana bir sitem değil, bir öğüt de değil, ben sana bir dost tavsiyesi arz edeceğim: sen sen ol, kahpelerin hükmüne ram olma, sen sen ol.

Sende saklı hazinelerin kâşifi ol, orda deryalar hikmetle müjdeler salacak gönlüne, yeter, yeter ki sen sen ol.

Garip, garip işler olmuş şu son dönemecinde dünyaya.

Gül sulayana ceza, gül köküne kireç suyu dökene mükâfatlar veren şu devrin devranına şaşıyorum, şaşırtıyorlar.

A canım az daha gayret, gayretin hayretiyle muzaffer olunur sultanlar masasında bile.

İkiyüzlü münafıklığın ayrıntısına varıncaya değin kendisiyle övünmüşlük çürümüşlüğünü yaşayanlara sadece üzülün.

Üzülün, insan insanlığı katletti ve hükmü yok bu vebalin.

Ah seni kibir çağı, sosyal mecralardaki psikopatlığın ederinin yüksek olduğuna yanarım, sen de yan.

Evrensel bir tımarhaneye dönüşmüş yer küremizde kral çıplak diyen yok, dedik ya dünya son faslında, bu dönemeç son dönemece çokça benziyor.

Yakmış kül etmiş yürekleri, gönülleri, aşka gönüllüler nerde. Aşkı da maşuğu da meydanlarda satan satana, daha ucuz başka bir şey yok.

Sevdalar mobilya dükkanlarına mağlup, o en yüce ülküyü kirleten oturma guruplarına ne demeli.

Şaşırıyorum, insan kendine, kendi kendine ne yapmış öyle.

Hiç ölmeyecekmiş hissini içimize yerleştiren hissiz haydutlara da bir madalya.

Tuhaf, garip, acayip, ilginç, enteresan, boyutsuz, hudutsuz ve şuursuz sarhoş, ayyaş duygularda duraklarda insan…

Söylenecek çok söz var, susmanın iklimine sığınıyorum.

Sana sarılıyorum ey güller bahçesinin saf bahçıvanı.

Senden medet umuyorum kimseyi kimsesiz bırakmayan kimsesizler sultanı.

Bütün yanılgılarımıza rağmen, bizde kendini her an yeniden ümitle yeşerten ey o padişah, sensin sensin derman.

Çağımın dermanı sensin, bütün çağlara derman eyledin merhemini.

Hiçbir uygarlık uygar olamadı hiçbir zaman, senin hükmün yıldızlarla fermanlaşmışken.

Al yarana sür şu sürmeyi, kelebeklerin kanadından topladım.

Sakın insana kanma, sıfatı ‘gül kokulu’ olanın okulundan gayrı, gayrı kimseye kanma.