İstifa et Yusuf kardeşim!
Soma faciasının üzerinden 8 gün geçti. Bir başka ifade ile kazada şehit düşen madencilerimizin "yedisi çıktı."İnsan hayatı ve namusu üzerinden siyaset yapmamaya yeminliyiz. O yüzden birçok konuda yutkunuyoruz.
Biz yutkunuyoruz, ancak bazıları ölüm üzerinden alçakça siyaset yapmaya devam ediyor. Soma'daki ölümleri bahane ederek, "ikinci gezi hareketi"ni başlatmaya çalışıyor. İnsanların acılarını hiçe sayarak şerefsizce "müstehaktı"diyebiliyor.
Hele bir sendikacı müsveddesi var ki kazanın ikinci gününün gecesinde CNN Türk ekranlarında; "İçeride en az 400 ölü var. 400'ün altında madencinin ölüm haberi gelsin istifa edeceğim"diyebildi. Bu "arkadaş"ın istifasını şehitlerimizin 40'ı çıkıncaya kadar bekleyeceğiz ve o gün geldiğinde istifa etmezse ifşa edeceğiz.
Tabi hatalar tek taraflı değil, insanın olduğu yerde tek taraflı hatadan bahsetmek mümkün değil. Bu hatalı isimlerden birisi de Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel. Bahanesi, gerekçesi ne olursa olsun o ortamda Başbakanlık Müşaviri sıfatını taşıyan kişi o davranışta bulunma hakkına sahip değildi. Hele ki düşene bir tekme de bizim vurmamız asla söz konusu olamaz. Evet, kabul ediyorum ben de "tatlı su Müslümanı"değilim. Birisi benim namusuma, değerlerime hakaret etse ben de aynı tepkiyi veririm. Ancak verilecek tepki değerlerimize daha çok hakareti beraberinde getirecekse yutkunmak ve sabretmek en büyük erdemdir. Hatta bir eylem biçimidir.
Yusuf Yerkel'in durumunu sorduğumuz Ankara'daki bazı dostlarımız, "bilmediğiniz şeyler var"diyor. Açıkçası bilmek de istemiyorum. Kardeş sana bir dost tavsiyesi, "istifa et."Tayyip Bey'i biliyor ve belki de en çok bu karakterini seviyoruz. Hiçbir çalışma ve dava arkadaşını satmaz, yarı yolda bırakmaz. Ancak bu hassasiyet insanların yaptıkları hataların cezasını çekmemesini de beraberinde getirmemeli. Yusuf kardeşim istifa et ki bizi seni savunma zahmetinden kurtar. Sana dil uzatanlara karşı, "Kardeşim adam bir hata yaptı ve hatasının bedelini istifa ederek ödedi"diyerek göğsümüzü gere gere yazılar kaleme alalım. İstifa et ki kardeşim, AK Parti'ye gönül veren 20 milyon insan, "İşte biz AK Parti'ye bunun için oy verdik. Hatadan münezzeh olan yalnız Allah ve Peygamberlerdir. Bizim oy verdiğimiz partideki kadrolar hatalarının bedelini şerefli bir şekilde ödüyor" diyebilsin. İstifa et ki Soma faciasının en önemli kahramanlarından biri olan İsmail Adalı'nınanasından "bir bulgur pilavı yapıver de hep beraber yiyelim"diyerek herkese "işte benim bakanım bu"dedirten Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın tarihe geçen başarısı konuşulsun. Unutma ki sen bu erdemi gösterirsen, hem AK Parti hem de bu toplum sana sahip çıkacaktır.
ATEŞ BİZİM MAHALLEYE DE DÜŞTÜ!
Soma faciasında doğup büyüdüğüm Balıkesir'in Dursunbey ilçesi merkez ve köylerinden de 24 kardeşimiz şehit oldu. Yani bu ateş bir şekliyle bizim ocağımıza da düştü. Çocukluğumun geçtiği mahallede birkaç ev ötede oturan marangoz Mustafa Burmalı ağabeyimizin gencecik evladı Metin kardeşim de şehit oldu. Soma madenleri, Manisa, İzmir ve Balıkesir'in ilçe ve köylerinde oturanlar için önemli bir ekmek kapısıdır. Birçok çocukluk arkadaşım, ilkokul veya lise yıllarında aynı sıraları paylaştığımız birçok kardeşim bu madenlerde ekmek parası için gece gündüz çalıştı veya çalışıyor. O bölgenin insanı olarak madende çalışmanın zorluğunu, ancak bir o kadar da zorunluluğunu bilen bir kardeşinizim. O yüzden bakmayın siz "MC Donald'ssolcuları"nın, "bu madenler kapatılmalı" söylemlerine. Soma'daki madenler kapatılırsa 150 ile 250 bin arasında insan, ekmek parası için memleketlerinden uzak diyarlara göç etmek zorunda kalacaktır.
İYİ Kİ VARSIN TANER BEY!
Övgülerin en büyüğü ise Enerji Bakanı Taner Yıldız'a. Taner Yıldız, kazanın hemen ardından ilçeye gitti ve son şehidin naaşı çıkarılıncaya kadar kurtarma çalışmalarını vakarlı, başarılı ve bir o kadar erdemli bir şekilde yürüttü. Kabinenin tek sakallı bakanı olan Taner Bey, hepimize"İşte 21. Yüzyıl Müslümanı böyle olmalı" dedirtti. Hatta Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin grup toplantısında kendisinden övgüyle bahsederken, "böbürlenmek" yerine mahçup bir edayla "gözyaşı" döktü. İyi ki varsın Taner Bey, iyi ki sizin bakanlık yaptığınız dönemde biz de gazetecilik yapıyor ve bu satırları kaleme alabiliyoruz.
Hele son açıklamanız var ki, size saygı duymamak ve şapka çıkartmamak mümkün değil. Ölüm madeninin sahip ve genel müdürü bile suçu birbirine atarken, siz çıktınız ve "Buradaki kusur tartışılmaz. Bunu söylemekten çekinmemeliyiz. 'Bizim kusurumuz yok' deyip, üstünü örtemeyiz. Hepimiz sorumluyuz. Bir siyasi sorumlu aranıyorsa ben o sorumluluğu üstleniyorum. Bundan kaçamayız" diyerek bir defa daha bu ülkenin insanlarını onurlandırdınız.
Saygılarımlau2026
