Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Haziran 2019

İyilik yolunda...

“İman varsa imkân da var.” Samimiyet olunca sonucu güzel, bereketi çok oluyor amellerimizin. Verimli tohumlar gibi bire on, ona bin veriyor. Evet, İman varsa gayret ve sonunda başarı var. Miskinlik, tükenmişlik yok, umut ve ümit var. İman karanlığa ışık, kötülüğe zırh oluyor. Dağları sallamak kadar kuvvet veriyor insana...

İmanlı yürekler; özgürlük, güven, barış ve adalet taşıyor her yere. Umutsuzluk ortamında umut olursunuz. Umut varsa hem umulan olursunuz hem de umduğunuza nail olursunuz sonunda…

Evet, İman umuttur, umudu aşılamaktır dünyaya. Umduğunuza kavuşmaktır. Bugün yaraya merhem el isek, yoksula aş, korkuya güven, savaş ortamında barış ve dünyada adalet isek… Düşsüzlerin düşü, kimsesizlerin sığınağı olduysak imanın gereğini yapıyoruz demektir. Gerekirse anadan, yardan ve serden geçeceğiz ama dünyayı sırtımıza alıp taşıyacağız Allah için. Yorulacağız ama şikâyet etmeyeceğiz. Gün geliyor sırtında taşıdığın insanı yüzüne baktığında tanıyamıyorsun. Yoldan dönenlere, arkadan vuranlara, hele bizi satanlara oralı olmayacağız.

Amacımız her gönülde yer almaktır. Allah’ın tahtında onun sınırlarını gözetmek, Onun mülkünü imar etmektir her kalpte. Gönüller imar edilince yeryüzü de imar edilmiş, her şey ihya edilmiş olacaktır. İnsanı düzeltince dünyanın düzeleceğini biliyoruz. Bu uğurda gayret gösterenleri yürekten selamlıyorum.

Bu yolda üzenler olmuyor değil bizi, oluyor. Kusurlarımızdan olmasın mı bu tavırları. Belki de bizi üzecek gücü onlara biz veriyoruz. İnsanların çoğu tek başına, sessiz sedasız, imansız ve idealsiz ölüyor. Bunu fark etmemek bizim suçumuz olmasın?

Dünyada sahipsiz, öksüz ve yetimlerin bizim umudumuza muhtaç olduklarını fark ediyor musun?

Gönül ve kalp sofralarımızda açılacak yere bağdaş kurdurmalıyız. Sevgimize, ilgimize, tatlı dilimize, ekşimeyen yüzümüze ne çok ihtiyacı var insanlığın. Dünyada tek sığınılacak güvenli limandır Müslümanlar. Eksik ve kusurlarımıza rağmen tek çare ve tek umut biziz.

Bugün, limanlarımıza gemiler uğramıyorsa suç bizdedir. Ne çok fırtınalar ne çok kavgalar yaşıyoruz kendi içimizde. O halde yeniden sakinleşmeli ve yeniden Kur’an’la kurmalıyız kendimizi. İşin can alıcı noktası bu… Hayatın her alanında daraldığımız, bunaldığımız, sıkıştırılıp ve sıkıştığımız bu günlerde kendi içimizden deva bulacağız. Sen bu yolda bir adım atarsan dünya arkadan sel olup akar. Sen kıvılcım olursan dünya birleşip lamba olur karanlıklara. Yeter ki biz kim olduğumuzu, ne kadar büyük bir davanın mensupları olduğumuzun farkına varalım

O zaman kendimize şu soruyu sorma vaktidir:

İyilik yolunda ben, ya da biz var mıyız, varsak ne kadar varız?

Aliya Izzetbegoviç, “Küresel Barış ve Adalet” ödüllerinin verildiği MAVERA VAKFI törenine davetliydim. Mesul oldukları şeylerde ortaya kalplerini ve gönüllerini koyuyorlar. MAVERA gibi vakıfların çalışmalarını görünce geleceğimiz adına umutlandım. Birden, binlerin olacağını biliyoruz. Birden bire de olmayacak bu. Zaman gerek. Herkesin bu çorbada tuzu olmalıdır diye düşünüyorum.

Bayram vesilesi ile yazımıza Cahit Zarifoğlu ile nokta koyalım:

“İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.

İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika ve Arakan...

İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları,

İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet.

İyi bayramlar kırılganlıklar, üzüntüler.

İyi bayramlar ey Hüzün”

Bayramınız Mübarek Olsun.