Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.59
Gram Altın
2491.76
BIST 100
9556.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Ocak 2023

Kutsal

İslam aleminin mübarek üç aylara başlamasıyla Türkiye, Müslümanlar ve İslam’ın mukaddes saydığı değerler üzerine saldırılar alevlendi. Her Ramazan ayında, her kandil gününde, her bayramda İsrail’in Filistinlilere uyguladığı insanlık dışı katliamları artık kanıksamıştık.

Bugüne kadar Türkiye’de başörtüsü dahil İslami değerlere saldırılar ise dış mihraklardan çok içimizdeki fondaşları tarafından yapılıyordu. İslami değerlere saldırılara da sözde laiklik adı altında CHP’de kendini bulan marjinal sol gruplar bayraktarlık yapıyorlar, devlete Müslümanlara nefes aldırmama misyonunu yüklüyorlardı. Fondaş medyanın işaret fişeğini çakmasıyla, İslami kurum, kuruluş, dernek, değer ne varsa algı operasyonlarıyla suçlu ilan ediliyor. Kendini temize çıkarana kadar da akla kara seçiliyordu. Başörtüsüyle okula giden kızdan, Cuma namazına giden lise, ortaokul öğrencisine, Kur’an öğrenen çocuktan Kur’an öğreten hocalara kadar yanına birazda ajitasyon katarak işledikleri çağdışılık suçundan vazgeçmeleri, vazgeçmedikleri takdirde de müstahak oldukları cezaları çekmeleri için ver yansın ediliyordu.

Batı tarafından yüzyıllardır sömürge veya köle olarak görülen Müslümanları ötekileştirmeleri batılıya anormal bir olay olarak gelmiyor. İslam düşmanlığı ve ırkçılıkla hem içlerinde azınlık olarak yaşayan Müslümanlar baskı altında tutulurken hem de batı çıkarlarıyla çelişebilecek herhangi bir güç odağının başı daha küçükken ezilmesi sağlanıyor. Bunun için de terör örgütleri alabildiğine kullanılıyor. El-Kaide’nin neşvü neva bulmasında ABD ve müttefiklerinin Afganistan’da İslami değerlere, kadınların ırzına kadar her türlü mukaddesata saldırılarının rolünün olmadığını mı düşünüyorsunuz. Ha keza Irak ve Suriye’de Müslümanların yok edilmesi için manivela olarak kullanılan DEAŞ’ın filizlenmesinde ABD ve müttefiklerinin, özellikle de şii fanatizminin Müslümanların kutsallarına, canlarına, mallarına, ırzlarına, kadınlarına saldırılarının hiç mi payının olmadığını zannediyorsunuz. Batı önce alçakça saldırır veya maşalarına saldırtır, sonra aradan çekilir kendilerini korumak isteyenleri de terörist veya fanatik ilan ederek tüm bir toplumu veya devleti hedef alır.

Bu üç aylarda Türkiye’nin seçim sathına girmesi, içerde CHP zihniyeti ve peşine taktıkları fondaşlarının helalleşme yutturmacasıyla kendilerine çeki düzen vermelerine yol açtı. Bay Kemal’in başörtüsü kanunu yutturmacasının Anayasal güvence karşılığı bulması fondaşların foyalarını bir kez daha gün yüzüne çıkartıverdi. Kendilerine göre siyasal İslamın iktidara gelmesini önlemek için Selman Rüşdi’nin şeytan ayetleri üzerinden Aziz Nesin melununun provokasyonunu şakşaklayanların bugün başörtüsü üzerinden helalleşme talepleri komik kaçmıyor mu? 28 Şubatımızdaki Fadime Şahin,, Ali Kalkancı, Müslüm Gündüzlerimizi unuttuk mu yoksa.

Türkiye’deki Müslümanların boş bırakıldıklarında yıllardır siyasal İslamın başı olarak gösterdikleri Erbakan’ın hayallerini devam ettirerek İHA, SİHA, TGC ANADOLU, MMU gibi fuzuli işlerle uğraşacaklarını, Ayasofya’yı açarak Rumları kızdıracağını, Çamlıca’ya Taksim’e, Levent’e cami yapacaklarını hesap eden küresel fon sahipleri, kutsala saldırı işiyle bu sefer NATO’ya girmek için Türkiye’nin okeyine ihtiyaç duyan İsveç’i görevlendirdiler.

İsveç’te terör örgütü yandaşlarının Erdoğan’ın kuklasını astıktan sonra yakmalarına, Erdoğan posterleri ve Türk bayraklarının yerlere serilerek besleme alçaklar tarafından çiğnenmesini ifade özgürlüğü olarak niteleyen İsveç, Üç aylara girmeden hemen önce meclisinde İslam’ın kutsallarına hakareti ifade özgürlüğü sayan bir kanunu kabul etti. Ve hemen ardından Paludan isimli çocuk tacizcisi Türkiye Büyükelçiliği önünde melun eylemini polislerin koruması altında yaptı. İslam dünyasından gelen tepkilere sadece İsveç’in maruz kalmaması için olay önce Hollanda, daha sonra da Danimarka’da tekrarlandı. Tepkilerin dozuna göre, Almanya, Fransa, İngiltere hatta tüm AB ülkelerinde bu alçak ifade ifade özgürlüğünün benzerlerini yaşayacağımızın işareti olarak, İsveç, Danimarka, Hollanda gibi Almanya, Fransa ve ABD’de Türkiye’deki vatandaşlarına seyahat uyarısı yaparak gerilimi tırmandıracakları sinyalini verdiler.

Her ne kadar fondaşların altılı masası Erdoğan’ın karşısına çıkacak aday konusunda henüz hem fikir olamasalar bile, İslamın kutsalına saldırarak istemedikleri iktidarı tecrit etme politikası üzerinden seçim kampanyasını çoktan başlattılar. Bu saldırıların mantığını anlamak için bize ezberletilen tarihin yanında batının bizi görmek istediği tarihe de bir göz atmamız gerekiyor. Batı için Müslüman demek Türk demektir. İslamı yok etmek için çıktıkları Haçlı seferlerinin tamamı Türkün imanlı göğsünde parçalanarak geri tepmesini batı hala unutamıyor. Kosova, Moğaç, Niğbolu, Viyana önleri batının hala korkulu rüyası. Vesfalya’nın o dengesini korumak için güdülen bir Türkiye’ye bunun içinde altılı masanın seçim galibiyetine ihtiyaçları var.

Bu seçimlerde eğer Erdoğan iş başından uzaklaştırılarak Türkiye dizginlenmezse, İngiltere-Rusya, ABD-Çin rekabeti yüzünden Müslümanlar rahat bir nefes alır, Türkiye ile birleşerek batının çürümüş düzenine karşı, bilimiyle, teknolojisiyle, sosyal, toplumsal ve siyasal yapılanmasıyla insanlığın kurtuluşuna vesile olacak yepyeni bir aydınlanma çağının işaret fişeğin çakar.

Üç aylar demişken, bu yıl Ramazan 23 Mart’ta başlıyor, Kurtuluş savaşını yöneten Meclisin açıldığı 23 Nisan’ı Ramazan bayramı ile birlikte idrak edeceğiz. İki bayram arasında ise 14 Mayıs Demokrasi bayramı bizleri bekliyor. Kutsalımıza saldırarak sözüm ona Türkiye’yi başkanını, başkanlık sistemini tahkir ederek kendilerine bağımlı bir iktidara kapı aralamak isteyenlere ‘Yeter söz milletin’ cevabının verileceği bu bayramda mukaddese, kutsala nasıl sahip çıkılacağını da bu millet gösterecektir. Allah’ın izniyle Türkiye’yi kirli emellerine kurban etmek isteyenler bu milletin şahlanışıyla bir kez daha hüsrana uğrayacak. Türkiye, Filistin başta olmak üzere bütün İslam aleminde kutsalımızın, mukaddesimizin ayaklar altına alınmadığı huzurlu bir Kurban bayramı kutlayacağız. Vesselam….