Dolar (USD)
32.31
Euro (EUR)
34.90
Gram Altın
2300.16
BIST 100
9035.8
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Ağustos 2020

Millet-i Sadıka Gibi Aileyi de Yok Etmek İstiyorlar

Türkler, Anadolu coğrafyasına Miladi 1000 yıllarında gelmeye başladılar. Malazgirt'te Selçuklu Sultanı Alparslan ile Doğu Roma (Bizans) İmparatoru 4. Romen Diojen arasında yapılan savaşı Alparslan kazandı. Romen Diyojen yaralı olarak esir edildi.

Sultan Alparslan tarafından bir müddet ağırlanan Romen Diyojen (Dördüncü Romanos), fidye ve yıllık vergi ödeme sözü verdikten sonra, serbest bırakıldı.

Romen Diyojen İstanbul'a dönüş yolundayken, Bizans'ta Dukas Hanedanı iktidarı ele geçirdi. Romen Diyojen, Dukas Hanedanı'nın adamları tarafından, Adana'da yakalanıp, İstanbul'a getirildi. Gözlerine mil çekildi ve Kınalıada'da bir manastıra kapatıldı. Bir kaç gün sonra, gözlerindeki yaradan dolayı öldü.

Bu savaş sonrasında Türklerin Anadolu'ya yayılması hızlandı ve 1200lü yıllarda Anadolu, tamamen Türklerin kontrolüne girdi.

Mukaddes Kudüs şehrini ele geçirmek için Katolik Avrupa Devletleri tarafından oluşturulan Haçlı orduları; İstanbul ve Kudüs şehrini ele geçirdiklerinde yağma ve talan haricinde; Ortodosks, Rum, Müslüman kadınlarına akıl almaz tecavüz ve işkencelerde bulundular. Bütün bu tecavüz ve işkenceler, batılı tarihçiler tarafından dile getirmektedir.

Kürtler, özellikle Doğu ve Günyeydoğu Anadolu; Ermeniler, Anadolu'nun hemen hemen her yerinde ve Rumlar ise Anadolu'nun orta ve batısında, yaygın olarak yaşamaktaydılar.

Türkler, 800 yıl, bin yıl bu halklarla bir arada, büyük bir problem yaşamadan birlikte hayat sürdüler. Bunda Devlet-i Âli Osmanî'nin Gayr-i Müslimlere karşı, adil ve pederane bir yaklaşımla idaresinin etkisi büyüktür.

Avrupa Müstekbirleri - Emperyalistlerinin, 1789 Fransız İhtilâli'nin getirdiği kavramlardan (Eşitlik, özgürlük, adalet, kardeşlik) birisi de Nasyonalizm - Irkçılık fikridir. Bu fitne tohumu, Osmanlı coğrafyasında önce Balkanlar'da neşv-ü nema buldu. Yunanlılar ve Bulgarlar, Osmanlıya karşı ayaklandılar.

İşte tam bu dönemde, Millet-i Sadıka diye bir tabir kullanıldığını görüyoruz.

Bu dönemde Ermenilerin çoğunluğu, kendi dilerinden çok Türkçe konuşuyordu.

Osmanlı'ya olan bu bağlılıklarından dolayı Ermenilere, Millet-i Sadıka denilmeye başlandı.

Birinci Dünya savaşı sırasında, İngiliz, Rus ve Fransızların kışkırtmalarıyla özellikle Doğu Anadolu'da Ermeniler tahrik edildi. Ermeni Gençleri, ırkçı fikirlerle iğdiş edilerek çeteler oluşturuldu ve bu çeteler silahlandırılarak; bölgede yaşayan Müslüman ahaliye saldırttılar. Bin yıla yakın bir zamandır, bir arada huzur içerisinde yaşayan insanlar, birbirine düşürüldü ve on binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Osmanlı Devleti, bölgenin sükunete kavuşması için Doğu'daki Ermeni ahalinin çoğunluğunu; Adana, Hatay, Suriye ve Filistin'e tehcir etmek zorunda kaldı.

Dün bunu yapan Batılılar, bu gün de Anadolu insanının Aile yapısını yok etmek için çeşitli hile ve desiselere yöneldiler.

Bunlardan birisi, son günlerde çokça tartışılan İstanbul Sözleşmesi...

İstanbul sözleşmesi, toplum ve ile yapısının korunması için olmazsa olmaz bir çok maddeyi içinde barındırmasına rağmen; aralara serpiştirilmiş bazı deyim ve tabirlerle; aileyi parçalayacak tuzaklar dolu.

Maddelerdeki bu tuzakları tek tek incelemeyi başka bir yazıya bırakarak; İstanbul Sözleşmesi tabirinin kendisinin, bir tuzak olduğunu düşünüyorum.

Daha önce bu hususta yazdıklarımı buraya alarak dikkatinizi bu tabire çekmek istiyorum.

İstanbul'un Müslüman toplumlar üzerinde, bir saygınlığı var.

Dünyanın neresine giderseniz gidin, Müslümanlara 'İstanbul' dediğinizde bir saygınlık bir ihtiram hissiyatına şahit olabilirsiniz...

Bu saygınlık ve ihtiramı yok etmek için, bu sözleşmeyi özellikle Türkiye'nin dönem başkanlığında ve İstanbul'da yapılan toplantıda gündeme getirip, kabul edilerek; sözleşmenin adının uluslararası alanda 'İstanbul Sözleşmesi - Istanbul Convention ' diye adlandırılmasını sağladılar...

İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'ye kurulmuş bir tuzak olduğu kanaatindeyim.

Neden derseniz...?

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan