Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2494.88
BIST 100
9463.13
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Müslümanların Kapanmayan Yarası: KUDÜS

Kudüs, yaklaşık 400 yıl boyunca Devleti-i Ali Osmanlı himayesinde huzur içinde yaşamış bir ülkedir. Ta ki; 1916 yılında İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Skyes-Picot anlaşmasına kadar…

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun (BM) 1947 yılında aldığı 181 nolu karara göre Kudüs’ün yönetimi BM’ye bırakılmış ve uluslararası bir şehir olması öngörülmüştür. Ancak BM genel kurulunun aldığı kararların bağlayıcı olmaması dolayısıyla İsrail başına buyruk hareket etmeye devam etmiştir.

İsrail’in işgal ettiği Kudüs topraklarında bulunan Mescid-i Aksa’yı kontrol etme çabası sıklıkla bölgede tansiyonu yükseltmektedir. Bölge halkını provoke edip yasa dışı bir şekilde işgal faaliyetlerini devam ettirmek isteyen İsrail belirli dönemlerde Mescid-i Aksa’ya ve oradaki Müslümanlara zulmederek onları kışkırtmaktadır.

Bölge halkını ekonomik olarak kısıtlayan İsrail, dış ticaretin kendisi üzerinden yapılması nedeniyle her türlü giriş çıkışı kontrol etmektedir.

Ticaret Bakanlığımızın derlediği bilgilere göre, Batı Şeria ve Gazze Şeridinden İsrail’e girmek isteyen Filistin kamyonlarına, tüccarlara kolay bir şekilde verilmeyen izin belgeleri gerekmektedir. İsrail’in güvenlik kaygıları yüzünden, Filistin kamyonları geçitlerde yük yükleme ve indirme sistemini kullanmak zorunda olup, güneş altında uzun saatler beklemek zorunda kalan malları, özellikle tarım ürünleri bozulma tehlikesi geçirmektedir. Yolcu uçaklarıyla malını taşıyabilmesi, Filistin tüccarına yasak olması ve yük taşıma uçaklarını kullanmak zorunda kalmaları maliyet açısından tüccarlara yük olup zaman kaybına yol açmaktadır. İsrail tüccarları her yerde malını satabiliyorken, Filistin tüccarının bütün kontrol noktalarında mallarını sadece Filistin Yönetimi’nin bölgelerinde satacağına dair bir taahhütname imzalaması gerekmektedir. Filistin tüccarlarının, İsrail limanları ve havaalanlarında olan yüklerini takip etme gibi bir şansları olmadığından, malları İsrail gümrüğünden alabilmek için İsrailli şirketleri aracı olarak kullanmaktadır.

Buna bağlı olarak yıllık 17 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe sahip olan ülkede işsizlik oranı %26-27 seviyelerindedir. 2019 yılı itibarıyla 1 milyar 103 milyon dolar olan ihracata karşılık 6 milyar 613 milyon dolarlık ithalat gerçekleşmektedir.

1,4 trilyon fit küplük bir doğalgaz rezervine sahip olmasına rağmen çıkarılamadığı için ekonomik gelir elde edilememektedir. Çıkarılsa bile İsrail’in baskıları, sınırlamaları ve abluka altına almasından dolayı satışı yapılamaz bir haldedir.

Cenin Sanayi Serbest Bölgesi, Filistin topraklarında ilk olacak bir sanayi serbest bölgesi inşa etmekten ibaret olup, Türk şirketi bölgeyi geliştirirken, Alman Kalkınma Bankasının görevi Filistin Yönetimine bölgeye alt yapısını geliştirmek için finansman sağlamaktadır.

Bunun dışında Filistin, İsrail, Ürdün ve Japonya’nın anlaşması neticesinde Eriha Sanayi ve Tarım Kompleksi kurulmuştur. 2012 yılında faaliyete geçen bu sanayi kompleksinde çeşitli yatırımlar yapılmıştır.

Beytüllahim Sanayi Bölgesi’nin yapımı devam etmektedir. Bunların dışında bir de Gazze Şeridi’ndeki Filistin’in ilk sanayi bölgesi olan 1998 yılında kurulmuş olan Gazze Sanayi Bölgesi bulunmaktadır. Gazze Sanayi Bölgesinin, 300'den fazla fabrika çalıştırıp ve yaklaşık olarak 20 bin kişiye iş vermek gibi uzun vadeli planları bulunmaktadır. Lakin Gazze’deki durumdan dolayı bu sanayi bölgesinde çalışmalar durmuş olup hâlihazırda az sayıdaki fabrika ile UNRWA tarafından depo olarak kullanılmaktadır.

Telekomünikasyon ve iletişim alanından bakıldığında ise İsrail tarafına Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki frekans spektrumuna mutlak kontrol hakkını vermiştir. Kudüs’ün doğusunda Filistin şirketleri ağlarının çalışmasını yasaklamıştır. Telekomünikasyonun uluslararası bağlantı noktalarının kontrolünü de vermiştir.

Uygulanan baskılar sebebiyle eğitim faaliyetleri, bilimsel araştırmalar ve daha yüksek katma değerli üretim imkânı bulunamaması ülke ekonomisinin gelişmesindeki en büyük engellerdir. İsrail ekonomisine büyük ölçüde bağımlı kalan Filistin halkı İsrail’in kendi vatandaşlarına verdiği sübvansiyonlar sebebiyle rekabet etmekte ciddi güçlük yaşamaktadır.

Ekonomik olarak büyük ölçüde İsrail’in kontrolü ve baskısı altında kalan Filistin kayda değer bir gelişim gösterememektedir. İsrail’in her yönden baskı kurduğu Kudüs özgürlüğünü dört gözle beklemektedir…