Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.62
Gram Altın
2495.83
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Nisan 2021

Nefsi muhasebe…

Nefsin hiddet ve şiddetini kırıp onu sükûnete kavuşturan bir ibadet olan orucu tuttuğumuz Ramazan ayındayız.

Azalarımızın acıktığı ama nefsimizin doyduğu, zihnimizde ve ruhumuzda beşeri sorumluluğun yerini ilahi sorumluluğun aldığı önemli bir aydayız.

Rabbani bir terbiyeyle terbiye olduğumuz, ilahi mertebeye yükseldiğimiz mübarek bir aydayız.

Öyleyse hepimiz kendimizi o ilahi ölçüye uygun hale getirmeliyiz.

Haydi, herkes kendine şu soruları sorsun:

Allah’ı hatırladığımız zaman kalplerimiz ürperiyor mu?

Yalnızca Allah’a dayanıp güvenerek, emrettiklerini yapıp yasakladıklarını yapmıyor, Allah’ın ayetleri okunduğu zaman imanımız güçleniyor, Rabbimize güvenimiz artıyor mu?

Her şeyin Allah’tan olduğuna inanıp, telaşa kapılmadan, serinkanlı ve tevekküllü davranıyor, Allah’ın gören ve işiten olduğunu bilerek sürekli O’nu hatırımızda tutuyor, işlerimizi Kur’an’a göre yapıyor muyuz?

Resullerden, peygamberlerden hiçbirini diğerinden ayırt etmeden seviyor, kibirlenmeden ve yeryüzünde mütevazı, alçak gönüllü olarak yürüyor muyuz?

Hakkı bile bile gizlemeden, bilginin, bilimin ve ilimin önemine binaen kâinâtı, yaratılışı araştırıp, inceleyip ve hikmetine vâkıf olarak, ilahi emir gereği sürekli okuyup, bilgi sahibi olmaya çalışıyor muyuz?

Darda kaldığımızda Allah’tan başkasından medet ummadan, her zorluğa bir kolaylık olduğuna inanıp ümitsizliğe düşmeden, her sıkıntıda rahmani bir çözüm arayıp buluyor muyuz?

Öfkeye kapılmadan, hoşgörülü ve bağışlayıcı oluyor, eşlerimizle iyi geçiniyor, baskıcı değil, merhametli olabiliyor muyuz?

Allah’ın yasakladığı haramlardan olan zinadan kendimizi koruyor muyuz?

Boş şeylerden tümüyle yüz çevirerek, namazlarımızı huşu içinde ve dosdoğru kılıyor muyuz?

Anne ve babalarımıza iyi davranıyor, onlara öf bile demekten kaçınıyor muyuz?

Tembellik illetinden kurtulup işlerimizi Allah’ın rızasına uygun yapıyor muyuz?

Şeytani işlerden uzak durup, giyim ve kuşamımızda temiz ve güzel, yeme ve içmelerimizde müsrif olmadan ölçülü davranabiliyor muyuz?

Yeterince bilgi sahibi olmadığımız, yeterli delilimizin olmadığı boş şeylerin peşine takılmayı terk ediyor muyuz?

Cahillerle tartışmadan, yalan ve yanlış sözlerden beri durup, doğru sözü dinleyip ona uyuyor muyuz?

Sadece Allah’a ve onun emirlerine davet edip, sâlih amel işleyerek Allah’a teslim oluyor ve sadece O’na boyun eğerek itaat ediyor muyuz?

Allah’a asla şirk koşmadan, ayetlerini, dünyalık menfaat veya makam için satmadan, parçalara ayrılmadan, guruplara bölünmeden, şucu ve bucu diye din kardeşlerimiz arasına nifak sokmadan dinimizi sadece Allah rızasını kazanmak için yaşıyor muyuz?

Haksız bir kazancın peşinde koşmadan, ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yaparak helal ve temiz olan şeylerden kazanıp yiyor ve çocuklarımızı yediriyor muyuz?

Asla zanda bulunmadan, birbirimizle dalga geçmeden, birbirimize kötü kötü lakaplar takmadan, insanların yüzüne karşı kaş göz işareti yapıp alay etmeden, insanların kusurlarını örterek, insanları arkasından çekiştirmeden, onları küçümsemeden yaşıyor muyuz?

Kızgınlık anında öfkemize sahip olup, kınayıcıların kınamasına aldırmadan, yalan söylemeden, emanete ihanet etmeden, sözümüze sadık kalarak Allah rızasına muvafık bir hayat sürüyor muyuz?

Faizin her çeşidinden uzak durup, malımızın zekâtını hakkıyla verip, yetimin hakkını koruyor, ihtiyaç sahiplerinin, yolda kalmışların, darda olanların imdadına koşuyor, darlıkta ve bollukta infak edebiliyor muyuz?

Başkalarının kutsallarına sövüp hakaret etmeden, müminlere karşı müşfik ve dostane, hakikati gizleyen kâfirlere karşı sert olabiliyor muyuz?

Dilimizi eğip bükmeden, hakikati gizlemeden doğruları haykırıyor, anne babamız ve akrabalarımız aleyhine de olsa Allah için hakka şahitlik yapıyor ve daima adaleti gözetiyor muyuz?

Mallarımızla ve canlarımızla cihat ediyor, yeminlerimize sadık kalıyor, insanlar arasında adaletle hükmediyor muyuz?

Allah’a verdiğimiz sözü tutuyor, işlerimizde danışıyor, adaklarımızı yerine getiriyor, zorda ve darda kaldığımızda sabırla ve gayretle mücadele ediyor, verilen nimetlerden yerli yerince harcıyor muyuz?

İbadetlerimizi hakkıyla yerine getirebiliyor, iyiliği emredip kötülükten alıkoymaya çalışıyor muyuz?

Hepsi ilahi emir olan bu hasletlerle nefsimizi kuşandırıp yaşıyorsak gerçekten felaha, kurtuluşa kavuşanlardan oluruz vesselam.