Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2490.82
BIST 100
9462.99
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Nisan 2021

Orduyu isyana teşvik

MGK’nın (Millî Güvenlik Konseyi) 2424 sayılı kararı: " MGK'nın (Millî Güvenlik Konseyi) aldığı ve alacağı kararlardan anayasaya aykırı olanlar anayasa, yürürlükteki kanunlara aykırı olanlar da kanun değişikliği olarak yürürlüğe girer."

Emekli Amirallerin zihin dünyası bu..

Bütün darbeler millete karşı yapılmıştır. Bundan dolayı olsa gerek bildiriler, millete hitapla başlıyor.

"Sevgili Vatandaşlar,” ( 27 Mayıs 1960, Millî Birlik Komitesi )

"Yüce Türk Milleti, ( 12 Eylül 1980, Millî Güvenlik Konseyi )

"Türkiye Cumhuriyeti'nin değerli vatandaşları,” (15 Temmuz 2016, Yurtta Sulh Konseyi,)

Ve

"Yüce Türk Milletine,” 4 Nisan 2021, Emekli Amiraller…

Kelimeler de üslup da zamanlama da aynı…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Ramazan Bayramı’nda Karabağ’a gideceğini açıklamasından sonra bildiri yayımladılar.

2013’te de Gezi olayları öncesinde Filistin’e ( Gazze) gitmeyi planlamıştı…

Gezi Kalkışması nedeniyle bu ziyaret gerçekleştirilemedi.

Mahmut Övür, 6 Nisan 2021 tarihinde Sabah gazetesindeki köşesinde:

Bildiriye imza atan Ramazan Cem Gürdeniz, Kadir Sağdıç ve Hakan Eraydın'ın da aralarında bulunduğu 8 amiralin ortak noktasının Koç Vakfı Denizcilik Forumu üyesi olmaları herhalde tesadüf değil.” diyor.

Gezi’de de çapulcular, Divan’da idiler.

‘Emekli Cuntacılar’ niçin istihdam ediliyor?

28 Şubat’ın da Emekli Amirallerin de sivil ve sermaye ayağı yargı önüne çıkarılmalıdır.

Myanmar, Mısır, Yemen, Suriye, Irak vb. statüde bir Türkiye istiyorlar.

80 yıldır aynı melaneti sergiliyorlar.

Türk denizcileri” üzerinden” orduyu isyana teşvik ediyorlar.

Tarih: 4 Nisan 2021…

İşte bildirideki (muhtıra) o ifadeler:

Yüce Türk Milletine,

“… Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.”

Bu ifadelere dikkat edilmeli; devletin, hükümetin yanında değiller, “Denizcilerin” yanındalar.

Yani “Denizcileri” devletten de hükümetten de üstün görüyorlar.

Tam anlamıyla bölücülük, fitnecilik ve isyan çağrısıdır, bu…

Şehitleri de emellerine alet ediyorlar.

İttihatçılar da Abdülhamit Han’a kendisinin ve ailesinin garantisi olarak devleti değil de ‘orduyu’ gösteriyorlardı. Bu, devletin iflasının ilanıydı.

Cinnet hali…

Yeni taktik:

Kademelendirilmiş Bildiriler…

“Olursa devrim, olmazsa demokratik hak” diyorlar.

İlk bildiri, Deniz Kuvvetleri Emekli Amirallerden

Herhalde daha sonra, aşama aşama, grup grup, peyderpey;

Kara Kuvvetleri Emeklileri’,

Hava Kuvvetleri Emeklileri’,

Jandarma Genel Komutanlığı Emeklileri’, adıyla bildiri yayımlamayı, böylece tedrici olarak darbe zeminini oluşturmayı planlıyorlar…

Yıl; 1960… Darbeden 22 gün önce…

Kod adı : ‘555K’ idi. (5.ayın 5’inde, saat 5’te, Kızılay’da)

Yıl; 2021…27 Nisan e muhtıradan 22gün önce…

Kod adı: ‘44104’ mü?... (4. ayın 4’ünde, 104 Amiral)

Millî Şef: “ Şartlar oluşmuşsa darbe meşrudur.” buyurmuştu.

Tarih bilmezler…

Bildiride:

“…Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir.” deniliyor.

“Tarih boyunca” boğazları hangi devletler, “çok uluslu antlaşmalarla yönetmişlerdir.” acaba ?

Cehaletin dibi bu...

Osmanlı, hâkimiyet hakkından vaz mı geçmiş?

Bu mantığa (hezeyana) göre, Lozan, Montrö’den daha ileri bir antlaşmadır. Çünkü Lozan Antlaşması’na göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Boğazlar’da neredeyse hiçbir hakkı yoktu; bütün yetki Boğazlar Komisyonu’ndaydı.

İlle de çok uluslu mu olmalıymış(!)

Ama kendi ülkelerindeki farklılıklara tahammül edemiyorlar.

Bundan dolayı darbelerle ülke yönetimine ‘el koyma’ hastalığından kurtulamıyorlar.

Darbeciliğin üslubu tek…