Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2431.00
BIST 100
9812.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Nisan 2021

Para Baronları Çin'i Sevemez

Çin’de yapılan ucuz üretim ile daha fazla kâr elde ettiğini gören iş insanlarının Çin’in tek partili yönetim sistemini göz ardı ederek kârlarına odaklanması; uzun yıllar boyunca Çin’in kimsenin fark etmeden büyümesine neden oldu.

Artan isdihdam ve gelişmiş ülkelerden gelen yapancı yatırım ile teknoloji transferi Çin’i, 15 yılda ABD ekonomisine rakip olacağı bir güce kavuşturdu.

Şimdi ise Çin bir dönemecin eşiğine geldi.

Alibaba Grup’un kurucusu ve Başkanı Jack Ma, 2020’nin Ekim ayında üst düzey devlet yöneticilerinin olduğu bir toplantıda Çin Hükûmet yöneticilerini eleştirdi.

Sonrasında bu eleştisini açıktan yaparak alınan tedbirlerin finansal piyasaların işlemesini engellediğini ve bu alandaki teknolojinin de önünü kapattığını savundu.

Ma’nın bu çıkışı birçok Çinli’nin desteğini aldı.

Bu duruma daha fazla sessiz kalmayan Devlet Başkanı Xi Jinping 2020’nin Kasım ayında Ant Group’un Şanghay ve Hong Kong borsalarındaki halka arzlarını şok bir kararla durdurdu.

Ardından Jack Ma’dan uzun bir süre haber alınamadı.

1999 yılında kurduğu Alipay ödeme sistemi ile Çin’de milyonlarca esnafa kredi veren Ma, şirketini 2014 yılında NewYork borsasında halka arz etmesi ile gerek Çin’den gerek ise farklı ülkelerden birçok zengin iş adamının şirketinin ortağı olmasını sağladı.

Sermayedarlar parasını daha da çoğaltacak araçların olmasını ister.

ABD’nin finans piyasası bunu çok iyi sağlıyor.

Ama para özgürlüğü de sever.

Günün sonunda elde ettiği kârı kolayca götürmek ister.

Tam da bu anlamda Jack Ma’nın eleştirileri akla geliyor.

Çin, piyasanın serbestliği konusunda tarafsız kalmaya çalışıyor görünse de ABD’den büyük bir farkı var.

ABD, kapitalizmin getirdiği çok uluslu şirketlerin hâkim olduğu bir düzen ile geleceğini şekillendiriyor.

Yeri gelince para baronları ile güç ve kâr paylaşımı yapıyor.

Petrol ve silah şirketleri ile yapılan işler dünyanın gözü önünde cereyan ediyor.

Komünist temelli bir yönetim ile demokrasinin açıkça uygulanmadığı ve yeterli şeffaflığın gösterilmediği bir Çin’de paranın geleceğinin garantisi yok.

Yaşanan ekonomik gelişmişlik Çin yönetimini bir ayrıma götürüyor.

Ya kısmi de olsa demokrasiye geçecekler -ki bu en yakın ihtimali ile Rusya demokrasisi gibi olur- ya da tam demokrasiye geçecekler.

Doğu Türkistanlılara yapılanlar göz önünde bulundurulunca Çin yönetiminin derinde yatan korkularına bağlı olan kuşkuculuğu ve güvensizliği Çin için tam demokrasinin uygulanmasını pek mümkün kılmıyor.

Tek Çin gibi görülmesine rağmen tarihten gelen ayrıma bakınca çok kolay bir şekilde altıya bölünebilecek bir Çin’in varlığı ise tam demokrasi seçeneğini aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu haline getiriyor.

Bu durumun farkında olan Çin, Kuşak Yol ile dünyanın tüm coğrafyalarına mal satacağı bir düzen kurmaya karar verdi.

Çin, ABD gibi bir cazibe merkezi olmak istemiyor ama para ile gelen gücün yaptırabileceklerini görmesi ile birlikte güçlenme arzusuna da karşı koyamıyor.

Bu nedenle Jack Ma’yı bir anda tekrar kamuoyu önünde gördük.

Aynı zamanda Çin’in bu yaşadığı çelişki nedeniyle de Jack Ma’nın şirket hisselerini devredeceği haberi geldi.

Çin özgür dünyanın bir parçası olacak dinamiklere sahip değil.

Askeri güce yapılan yatırım sadece tiranlığı beraberinde getirir.

Üretim avantajı sağlayarak zenginlerin kâr hırsını tatmin etmenin komünizmin genel anlayışına tamamıyla ters olduğunu söylemek Çin’in ideolojik olarak da boşlukta durduğunun tekrar bir ifadesi olur.

Dünya, Rusya’nın oligarklara yaptığını unutmadı.

Çin’in yeni bir Rusya olması da zenginlere güven verecek bir gelişme olmaz.

Çok uluslu şirketlerin varlıklarını Çin’e emanet etmesi mümkün değil.

Bitcoin gibi birçok kripto paranın başını çekerek ABD dolarına rakip olmak Çin’in ABD karşısında kotarmasını sağlamaya yetmez.

Eninde sonunda bu kripto paralara bir düzenleme gelecek.

Bitcoin ve Etherium’daki sert düşüşlerin de buradan kaynakladığı düşünülüyor.

Çin’in dijital para ile yaptığı ise kısmen daha mantıklı bir yol.

Türkiye de bu anlamda adımlarını atıyor.

Merkez Bankası tarafından kripto paralara getirilen sınırlama ilk adım. Dahası da gelecek.