Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2504.47
BIST 100
9455.84
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Kasım 2022

Sayın Devlet Bahçeli ve Türkiye Yüzyılı!

Geçtiğimiz günlerde bundan tam bir ay önce 28 Ekim günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’mizin 60 yıllık rüyası otomobil üretimini faaliyete geçiren yerli otomobilimiz “TOGG’un” tanıtım programını gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu programda gelecek yüzyılımıza ışık tutan bir açıklama yaptı; “Türkiye Yüzyılı

İktidarda olduğu süre zarfında vizyon belgesi açıkladığı her dönemde ses getiren bir vurgu ile hafızalara yerleşen söylemler bu kez farklı bir anlam taşıyordu.

Birçok insan “Türkiye Yüzyılı” söyleminden esrarlı bir mana çıkarmadı dersem yerinde bir tespit olur.

Ancak o törende olan biri ya da birileri vardı ki bu söyleme hiçte yabancı değillerdi. İlk kez duydukları bir vurgu hiç değildi.

O törende yer alan ve Cumhur İttifakının kilit ismi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli bu söylemin asıl mimarlarından biri olarak gururla oturuyor ve bir hayalin, bir idealin gerçekleşmesinin mutluluğunu yaşıyordu.

Yıl 1992…

Sayın Bahçeli katıldığı bir programda konuşma yapıyor. Arkasında Türkiye ve Azerbaycan bayrakları var.

“-Cumhuriyetin ilanının 69. Yılındayız.” Diye söze başlıyor sayın Bahçeli. Ve devam ediyor;

“-Yıl 1992. 21. Yüzyılın eşiğindeyiz.

-21.yüzyılın Türk yüzyılı olmasını istiyor isek, gelin hep beraber haykıralım.

-Cumhuriyetin 100. Yılında, 2023 yılında, Lider Türkiye olarak Türkiye’yi hatırlayalım.”

Bu konuşma bugün milletin oyuna talip olan Cumhur İttifakını oluşturan partilerin ittifakın temellerini Türkiye yüzyılına, Türkiye geleceğine endeksli olarak bilinçli ve şuurlu bir adım olarak attıklarının göstergesi olarak hafızalarımızda yeniden tazeleniyor.

AK Parti lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öteden beri vurguladığı 2023 ve 2071 vizyonu, MHP lideri sayın bahçelinin Türkiye Yüzyılı ile birleşince anlamlı bir vizyon belgesi olarak tarihte ki yerini alıyor.

Göreceksiniz bu ittifak Türkiye’nin yeni bir devrim hareketi olacak.

Son İslam Devleti Osmanlı’nın yıkılışından sonra ortaya çıkan ve günümüzde sayıları elliyi aşan devletler yeniden hayat bulmak için Türkiye’nin lokomotif liderliğine umut bağlamış durumdalar.

Dağlık Karabağ’ı Ermenistan’dan söküp alan Azerbaycan Lideri İlham Aliyev’in zafer sonrası basın karşısında ki sevincini hatırlayınız.

Türkiye’nin verdiği destek ile ulaştığı zaferin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Kan ve göz yaşına duçar İslam ülkelerinin halklarının umut dolu gözlerinin heyecanı İlham Aliyev’in heyecanından farklı bir heyecan değil elbette…

Sadece Müslüman halkların değil, Ukrayna da savaşa, kan ve göz yaşına mahkûm Hıristiyan halkın umut kaynağı da Cumhur İttifakı lideri Erdoğan değil mi?

İşte böylesi güçlü bir vizyonu tarihsel seyrine uygun olarak hayata geçiren, batılı emperyalist, sömürgeci devletlerin coğrafyamızda hayat bulmalarının önünde dağ gibi bir engel olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet İttifakı denen temelsiz bir oluşuma kurban verileceğini beklemek akla ziyan bir bekleyiştir.

Bu millet, “ne olursunuz bir de bu kardeşinizi deneyin” diyen CHP liderinin çağrısını sezinlemişçesine İstanbul Büyükşehir Belediyesini teslim ederek denemek yolunu tercih etmesine rağmen bunu başaramamış, eline yüzüne bulaştırmış bir ittifakın genel seçimlerde hayat hakkı bulması makul olabilir mi?

Elbette bu kazanımı değerlendirerek halkın nazarında kalıcı bir yer edinemeyen bu ittifak aç tavuğun rüyasında kendisini darı ambarında görmesi gibi bir rüyaya kapılmış olabilir.

Cumhur İttifakı karşısında mesnetsiz ve temelsiz söylemlere bina edilen siyasi anlayışlarının zafer kazanacağını zannedenler, ülkesinin kara para aklama merkezi iftirasını Türkiye düşmanlarına şikâyet edenler, aralarında ortak bir adayı belirlemekten aciz olan bu anlayış 7 ay sonra rüyalarından uyanacak ve bir daha hayat hakkı bulamayacak şekilde Türk Siyasetinden silinip gideceklerdir.

Bugün içinde bulunduğumuz durum Dünya devletlerinin tamamının muhatap olduğu küresel bir kriz ile iç içedir.

Avrupa Birliği’nin sanayi lokomotifi Almanya ekonomik krizi iliklerine kadar yaşamaktadır.

2. Dünya Savaşından bu yana en yüksek bütçe açığı ile karşı karşıya kalan İngiltere Ekonomisi SOS veriyor.

En gelişmiş ülkelerden kabul edilen Kanada son kırk yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya…

Son 20 yıl hariç dışa bağımlı bir ekonomiye mahkûm olmuş, sanayileşme ve teknoloji alanında yüzde yüz ithalata muhatap olan ülkemiz, son dönemdeki atakları ile yerli ve milli sanayi hamlesini yapma yolunda mesafe katetmiştir.

Özellikle savunma sanayi alanında %74’lük bir seviye yakalanmış durumda. Afrika başta olmak üzere birçok yatırımlara imza atmış, üretimin temel hammaddesi enerji alanında Karadeniz enerji sahalarını hayata geçirmek yolunda olan, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yatakları için adımlar atan Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu iktidarın ekonomi yönetimine veren bir muhalefetin vizyon ve program ortaya koyamaması ayrıca bir garabet olarak siyaset gündeminde yerini korumakta…

Bugün Türk Devletler <topluluğu ile gündeme gelen ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bu topluluğa gözlemci olarak aldıran Türkiye 21. Yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olacağının müjdesini çoktan verdi bile…

Cumhur İttifakı 1990’lardan itibaren ortaya koyduğu vizyon belgesini bugün tek tek hayata geçirmişken bu millet başkasını iktidar koltuğuna oturtur mu sizce?

Sayın Bahçeli’nin bahse konu videosuna ulaşmak için aşağıda ki linki tıklayınız.

https://youtu.be/e7qwH2lp4WM