Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2437.40
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 May 2023

Sinan Oğan'ın kararı ikinci turu nasıl etkiler (mi)?

14 Mayıs seçimlerinin akabinde ulusal görsel ve yazılı medyada Kılıçdaroğlu’nun ve dolayısıyla Millet İttifakı’nın başarısızlığı en çok konuşulan konuların başında geldi.

Bu başlıktan sonra en çok konuşulan bir diğer husus ise Ata İttifakı adayı Sinan Oğan’ın yüzde beş oy almasıydı.

Oğan’ın aldığı bu oy oranı kimisi tarafından başarı, kimisi tarafından milliyetçilik akımının yükselişinin nişanesi, kamuoyunun çoğu tarafından ise sürpriz olarak yorumlandı.

Seçimin kural gereği ikinci tura kalması, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı yakalayıp geçmesi için gerekli oy oranın Oğan’ın oy oranı kadar olması, Oğan’ı ikinci turda kamuoyu tarafından daha çok ilgi duyulan bir siyasi haline getirdi.

Oğan ise her iki ittifakla da yaptığı görüşme sonrası Ata İttifakı’nın diğer bileşeni Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın hilafına Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini duyurdu.

Peki Oğan gerçekten oyunun galibini belirleyecek kilit isim mi?

Daha sade bir anlatımla Oğan, ‘Cumhur İttifakı’nı değil de Millet İttifakı’nı destekliyoruz’ deseydi, Millet İttifakı ikinci turda kazanabilir miydi?

Bu sorunun yanıtı; daha önce pek çok ulusal kanalda da ayrıntılarını anlattığım üzere kocaman bir “Hayır”.

Oğan’ın bu oyunun galibini belirleyecek kilit bir rolü yok.

Oğan ikinci turda Millet İttifakı’nı destekleyeceğini açıklasaydı dahi bu Erdoğan’ın açık ara kazanacağı gerçeğini değiştirmeyecekti.

Sebebi;

Bir kere ittifak seçim sisteminin yapısal doğal sonuçlarına alışalım. Bu sistemde ittifaklar arası kutuplaşma çok fazla oluyor.

Bu nedenle;

Seçmenin tercihe zorlandığı iki kutup arasında dış siyasetten, iç politikaya “yaşadığımız üzere” terör ve ülke menfaatleri tanımlamalarında bile ittifaklar uzlaşılamıyor.

Milli menfaat söylemleri ile yola çıkan iki ayrı ittifakın ortak küme elemanları sıfır, yani boş küme.

Hal böyle olunca bu seçim sisteminde iki ayrı ittifakın seçmenleri arasındaki sosyolojik çatlak adeta uçuruma dönüşüyor. Bu durumda iki ana politikayı da beğenmeyen az sayıda seçmen mevcut sistemin iki turlu olmasını da gözeterek kazanamayacağını düşünse dahi üçüncü bir adaya “tepkisel oy” vererek sayısal olarak bilinmek, görünmek istiyor. Bu sistemi daha yeni tecrübe ediyoruz. Ancak bundan sonraki her seçimde seçimi ikinci tura taşıyan doğrudan iktidar alternatifi olmayan üçüncü bir siyasi parti her zaman olacak.

Bugün sürpriz olarak nitelenen bu siyasi gerçek zamanla olağanlaşacak. Aslında “oyun kuralı” gereği bu kadar kutuplaşmanın olduğu bir siyasi zeminde her iki tarafa da çekimser kalan seçmenin oranının yüzde beş olması siyasal sosyoloji bakımından bir sürpriz olarak nitelendirilmemeli. Bu durum oyunun kuralları gereği olan ve kural içi bir durumdur.

Evet Oğan’ın aldığı yüzde beş oy oranının neden sürpriz olmadığını açıkladım.

Gelelim Oğan’ın ikinci turun galibini belirleyecek kabiliyette olamayacağına dair tespitimin gerekçelerine.

Yukarıda da bahsettiğim üzere Oğan’ın bir ideolojide birleşen seçmeni yok. Sadece aldığı oy oranı var. Bu oylar yukarıda da anlattığım üzere tepkisel oylardan başka bir şey değil. Tepkisel oylar niteliği gereği homojen olamaz.

Çünkü tepki oyları daha çok CHP’nin seküler seçmenin ve İYİ Parti’nin HDP ortaklığı sebebiyle gelen küskün oylar olsa da bir kısmı ise Ak Parti ve özellikle de MHP’ye küskün seçmenden geliyor.

Zafer Partisi’nden gelen en fazla yüzde biri bulan seçmenle zaten şimdiden yolları ayırdılar bile.

Bu durumda elde var tepkisel oylar. Bu tepkisel oylarda her iki ittifak içinde tepki refleksi barındırdığı için tamamının tek bir ittifaka kayıpsız bir şekilde konsolide edilmesi sosyolojik olarak mümkün değil.

Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Oğan’ın Cumhur İttifakı’na destek beyanı seçmen motivasyonu yönünden çok değerli.

Eğer Oğan Millet İttifakı’nı destekleyeceklerini söyleseydi Erdoğan’ın yüzde beş gerisinde kalan Kılıçdaroğlu ve seçmeni için bu beyan umut verici olacak ve bu umut, Kılıçdaroğlu seçmeninin sandığa gitmesi için önemli ve haklı bir gerekçe olacaktı.

Mefhumu muhalifinden, Oğan’ın Cumhur ittifakını destekleyecek olması Millet ittifakı seçmeninin sandığa gitme motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecektir. Bu olumsuzluk özellikle millet ittifakı seçmeninin oy kullanma oranını düşürecek ve kullanılan oy üzerinden yüzde hesaplanması nedeniyle mevcut durum Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile arasında ki farkın açılmasına neden olacaktır.

Kim bilir belki de 28 Mayıs seçimi sonrası siyasal sosyolojinin bir gereği olarak Erdoğan’ın farkı artırması alakası olmadığı halde Oğan’ın hanesine kazanım olarak yazılacak.

Ancak Oğan’ın kararının sayısal bir ağırlığı olmasa da sosyal etkisi muhakkak ki var. Sosyal etkiyi yadırgamayın, sonuçta siyasette sosyal bilimden beslenir ve siyaset sosyal bir süreçtir, rakamlar ise sadece sonuçtur.

Tıpkı ikinci turda sayısal ağırlığı olmayan Oğan’ın tercihini, seçimi neredeyse kazandığı kesin olan güçlü bir siyasi aktör olan Erdoğan’dan taraf kullanmasının Oğan’ın bundan sonraki siyasi hayatına katacağı değer gibi, sayısal değil, sosyal bir katma değer….