Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2435.84
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Haziran 2023

Türkiye Yüzyılı ve hedefler!

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şaka yapmadığını bir kez daha gördük.

Sayın Erdoğan'ın laf ola diye değil, yüksek amaçlar için büyük hedefler ortaya koyduğunu da görmüştük.

Sayın Erdoğan 13 yıl önce;

2023 hedefleri derken de,

2053 hedefleri dediğinde de,

2071’i hedef gösterirken de şaka yapmıyordu…

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gelecek vizyonunu net olarak ortaya koyan ender liderlerdendir. Çünkü Sayın Erdoğan, geçmişle bağını koparanın geleceği inşa edemeyeceğinin bilincindedir.

Sayın Erdoğan, anı değerlendirmeyenlerin geçmişten ders almadığını biliyor.

Sayın Erdoğan, geçmiş-an-gelecek tasavvurunu bütünleştirmeyenlerin yarınlarının olmayacağını biliyor ve bu olumsuz yaklaşıma sahip yönetici ve toplumların kısırlıktan, sığlıktan kurtulamayacağını bunun da her türlü hayra mani olduğunun bilincindedir.

Geçtiğimiz Cumartesi günü (3 Haziran 2023) seçimlerden zaferle çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızın göreve başlama törenindeydik.

Sayın Cumhurbaşkanımızın her daveti değerlidir lakin Cumhuriyet’in 100. Yılında, Türkiye Yüzyılı şiarıyla düzenlenen bu tören müstesna bir yere sahipti.

Türkiye’nin Yüzüncü Yılı’na tanıklık etmek, Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcına şahid olmak büyük onurdu. Bu vesileyle nazik ve onur veren davetlerinden dolayı Cumhurbaşkanı’mıza teşekkür ediyorum.

Muhteşem bir törene tanıklık ettik. Dünya, Milletin Evi olan Külliye’ye akmıştı. Dünyanın gözü kulağı oradaydı.

Tören bana Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransuva’ya (I. François) gönderdiği mektubu hatırlattı.

Hayır, şekle takılmıyorum, törenin muhtevasıydı bu çağrışıma sebep olan. Dünya, “Erdoğan ne mesaj verecek” diye töreni dikkatle takip ediyordu.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu törende yaptığı tarihi konuşmasında Yeni Yüzyıl’a dair fikirlerini ifade etmişti:

İnsan-Millet-Devlet!

Nasıl mı anladık?

Tabi ki konuşmasının özeti olan şu sözlerinden:

“Şeyh Edebali gibi, ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ dedik. Yunus Emre gibi, ‘Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ dedik. Ahmed-i Hani gibi, ‘İnsan, en büyük kalemin çizdiği nakıştır’ dedik…”

Bu sözlerin ne anlama geldiğini bilmek için bu milletin manevi değerlerini kavraması gerek, yetmez, geçtiğimiz yüzyılda bu ülkede yaşananların da bilincinde olması lazım…

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sözleriyle değil,

Atamalarıyla da ülkeye ve dünyaya mesajlar verdi:
Sayın Cevdet Yılmaz, Sayın Hakan Fidan ve son olarak MİT’in başına İbrahim Kalın’ın getirilmesi geleceğin Türkiye’si hakkında yeterli bilgi veriyordu.

Mesela Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getirilen Cevdet Yılmaz.

Sayın Yılmaz Bingöllü, Bingöl’den 4 dönem milletvekili olarak seçilmiş, 8 yıl bakanlık yapmış değerli bir şahsiyettir. Ekonomi ve Devletlerarası İlişkilerde son derece iyi yetişmiş, ülkenin kalkınmasına büyük katkıları olmuştur.

Ama,

Sayın Cevdet Yılmaz’ın çok bir özelliği daha var:

Sayın Yılmaz Bingöllü bir Zaza-Kürd.

Türkiye’nin 2 Numarasının bir Bingöllü oluşunun ülkemizin kardeşlik hukukuna, birlik ve beraberliğine verilen değeri gösterdiği gibi,

Sayın Yılmaz’ın bu göreve getirilmesi ile devletimizin ayrı-gayrı ve ötekileştirmelere ne kadar kapalı olduğuna da en iyi örnektir.

Dolayısıyla;

Bu görevden dolayı bütün Türkiye sevinmeli,

Çünkü Sayın Cevdet Yılmaz devlet tecrübesi ve terbiyesi konusunda olsun,

Devletin işleyişi hakkındaki donanımı konusunda olsun,

Temsil ve kabiliyet konusunda olsun,

Kabinenin ve tabi ki devletimizin 2 numarası olmayı hak eden bir şahsiyettir.

Başkan Erdoğan’ın Sayın Cevdet Yılmaz’ı Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na getirmesini sadece “tecrübeli bir bakan” olmasına bağlayıp meseleyi bu minvalde yorumlarsanız yanlış ve eksik bir yorum yapmış olursunuz.

Reis’in bu değerli ataması Cevdet Beyin şahsına, tecrübesine, donanımından kaynaklandığı gibi;

Ülkedeki 85 milyonun perçinlenen kardeşliğidir.