Yüzde kaç cimrisin?
Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm
getirmeyen kimsedir.” [1]
Açıklama:
Kur’an’ı insanlara açıklayıp nasıl yaşanılacağını öğretmek
için gönderilen peygamber efendimiz aleyhisselam adı anıldığında okunması üç
saniye bile sürmeyen, üç kelimden müteşekkil bir cümleyi telafuz etmeyen kimse
hakkında bizlere bir uyarıda bulunmuştur…
Yukarıdaki hadisimizi dikkatli okuduğumuzda Peygamber
efendimiz aleyhisselama salâvat getirmeyen bir kimse Allah’ın sevmediği ve
kınadığı bir vasıf olan ‘Cimri’ vasfıyla muhatap olunuyor...
Sözlüğe baktığımızda cimrinin tanımında bu ifadelere
rastlamıyoruz… Fakat sünnet vahiy mahsulü olduğu için mükemmel bir benzetme
yapılarak bizlere sunulmuştur. Cimri ne manaya gelir diye sorun herhangi birine
size şöyle cevap verir: ‘Cimri; malının eksilmesini istemeyen bir kimsenin
malından hiç kimseye vermemesi ve biriktirmesi.’ Cevabını verir.
Bu hadisimizde de asıl cimrinin mal biriktirip eksilmemesi
için kimseye malından koklatmayan kimse olmadığını, asıl cimrinin telaffuzu çok
kolay olmasına rağmen cimrilik edip söylemeyen kimse olduğunu bizlere
öğretmiştir.
Allah’ın cimrileri sevmediğini çok iyi biliyoruz… Cimrilik
hem insanda dünya sevgisini yeşertir, hem kur’anda geçen mal biriktirenlerin
tehdidine maruz bıraktırır, hem insanların kınamalarına sebep olur hem de infak
gibi güzel bir ibadetten uzaklaştırır… Evet… Maddi anlamdaki cimrilik insana
böylesi acı bir tahribat yaparken Peygamber efendimiz aleyhisselamın asıl
cimrinin o olmadığını bizlere haber veriyor…
Malı seven bir yaratılışa sahip olan insanoğlunun zihinsel
ya da bedensel bir emeğin karşılığı olan malının eksilmesi somut bir vakadır…
Çocuklar bile oyuncağını bir başkasıyla paylaşmak istemezler… Bunu az çok
anlarız. Ama;
Telaffuzu üç saniye bile sürmeyen bir salavat hangi mantıkla
okunmaz!!! Düşün bir, telaffuz etme zorunluluğu olmayan Allah-u Teâlâ bile
sevdiği bir kuluna (peygamber efendimiz aleyhisselama) salâvat getirmesi ve
insanların da salâvat getirmesini istemesine rağmen bir insan nasıl olurda
salâvat getirmez?
“Allah ve melekleri Peygamber’e çok salâvat getirirler. Ey
mü’minler! Siz de ona çokça salât ve selâm getirin” (Ahzâb suresi 56)
Bazı konuşmacıların konuşmaları esnasında salâvat
getirmemeleri, sorduğunuzda ise cümlenin akışını kestiklerini söylemesi ne
kadar da üzücü… Üç saniye içinde salâvat getirmek bakın insana neler
kazandırıyor;
1- Salâvat
getiren bir kimse Allah’a itaat ecrini alır
2- Salâvat
getiren bir kimse sünnete uyma ecrini alır
3- Salâvat
getirdiğinde varsa yanlarında kimseler, onlarında salâvat getirmelerine sebep
olacağından onlar üzerinden de sevap kazanır.
4- Salâvat
getiren bir kimse cimrilik tehdidinden uzaklaşmış olur.
5- Salâvat
getirmek bir sevgi alametidir. Allah ve resulünü sevdiğini ispat etme ecrini
alır.
Bu kadar bir sevap üç cümlelik telaffuz içine
sıkıştırılmasına rağmen bir insan sanki cennetle müjdelenmiş gibi salâvat getirmiyor!
Bu kimse sevgi cimriliği de yapmıştır aslında…
Rabbim, peygamber efendimizin adı anıldığında salâvat
getirmeyi unutmamamızı nasip etsin. Âmin.