ABD, Hindistan-Pakistan’a İngiliz  ‘Seçimi’ yaptırıyor

İngilizlerin dondurduğu kadim sorun Keşmir sınır meselesi, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim artarak devam ediyor. Her iki ülke arasında Keşmir'in Hindistan tarafında bir terör saldırısı ile başlayan kriz, karşılıklı misilleme ile devam eden süreç, şimdi de savaş, nükleer silahlar içeren askeri çatışma ve bölgesel gerginlikler gibi risk ve analizleri de beraberinde getiriyor.

Öncelikle Hindistan ve Pakistan arasında 3 kez savaş nedeni olan Keşmir meselesi yüzünden yakın bir zamanda 'savaş' beklemiyorum. Zira Pakistan'da İngilizlere yakın İmran Khan hükümeti ekonomik zorluklarla baş etmenin yollarını arıyor. Hindistan'da ise milliyetçi-sağcı Modi hükümeti, ekonomik problemlerden ötürü eleştirilerin odağında. Hatta Hindistan'da yakın zamanda küçük bir devalüasyon bile yaşandı. Dolayısıyla her iki ülkenin, bir savaş ekonomisi yapacak gücü yok.

Askeri açıdan Pakistan Ordusu, ABD karşıtı İslamcı bir hüviyete büründü. Bunda ABD'nin Taliban ve DEAŞ'a destek vermesi, Afganistan iç savaşın Pakistan'a yarattığı olumsuzluk ve ABD'nin Hindistan'a yakınlaşması büyük etken oldu. Nihayetinde ABD'de Pakistan ordusuna verdiği yıllık 800 milyon dolarlık yardımı birkaç yıl önce askıya almıştı.

Hindistan, bir süredir Pakistan ve Çin'e karşı, ABD ve İsrail yakınlaşmasından oldukça bahtiyar gözüküyor. Ancak İngiliz ve Rusların çekincelerini de göz ardı etmiyor. Zira yıllarca ABD, Pakistan'ı açık desteklemiş, böylelikle Hindistan'a karşı caydırıcı bir durum oluşturmuştu. Özellikle Milliyetçi Modi'nin Panama Papers yolsuzluk skandalında adının geçmesinin ardından Hindistan, açık bir şekilde ABD-İsrail yörüngesine girdi. Hindistan önceleri desteklediği Çin'in 'Demir İpek yolu' projesinden çekildi. Bu ani politika değişikliği Hindistan Başbakanı Modi'nin İsrail'i ziyaret edip 30 milyar dolarlık anlaşmasıyla devam ederken Hindu Başbakan, İsrail'i ziyaret eden 'İlk Hindu başbakan' sıfatı kazanmasıyla devam etti. ABD'li enerji şirketlerinin Hindistan Kaya Gazı rezervlerin üretim lisans hakkını elde etmesiyle perçinleşti. Son olarak Netenyahu'nun Hindistan'ı ziyaret eden ilk İsrailli Başbakan ünvanı almasıyla Hindistan siyasetinde ölçek büyüdü.

Bu yakınlaşma İngiliz siyasetinin etkili olduğu Hindistan'da elbette hoş karşılanmadı. Bunun üzerine ekonomik daralma Modi Hükümetini iyice hedef tahtasına koydu. 2017'nin sonlarında Modi'nin Hindistan Halk Partis (BJP) yerel seçimlerde ciddi yara aldı. Hindistan dış siyasetinde ABD+İsrail yakınlaşması Modi hükümetini alan açsa da; İç politika da ekonomik ve siyasi nedenlerden ötürü Modi ve BJP ciddi prestij kaybı yaşıyor. Modi ve BJP'ye kırsal da çiftçiler, şehirlerde işçi ve orta sınıf ve tüccarlar yoğun eleştiriler getiriyor. Hindu Milliyetçisi ve muhafazakar sağcı olarak bilinen BJP ve Modi, bu yıl yapılacak seçimleri kaybedebilir. Nitekim Modi, son yapılan eyalet seçimlerinde, milliyetçilerin yoğun olduğu eyaletlerde bile başarısız oldu.Ancak, ülke genelinde halen başat aktör ve birinci parti olmayı sürdürüyor. Britanya ise Modi'nin geliştirdiği bu dış politika paradigma değişiminden rahatsız.

Tüm bu denklem içerisinde Pakistan ve Hindistan arasında devam eden Keşmir Krizi, aslında bir ABD-İngiliz krizidir. Hindu milliyetçisi Modi'nin zayıflayan iktidarı, son bir haftada yaşanan Keşmir krizinin neden olduğu milliyetçi dalgadan ötürü Modi prestijini artırmış durumda. Nitekim Pakistan-Hindistan krizinde itidal çağrısını Pakistan ve İmran Khan yaparken, krizi artırmak isteyen ve konuyu abartanların Hindistan ve Modi taraftarları olması analizimizin seyrini ve doğruluğunu da gösteriyor. Sonuç olarak 'kontrollü bir kriz/çatışma'nın Hindistan genel seçimlerine kadar süreceğini düşünmekle birlikte İngiliz siyasetinin Hindistan'da bir siyasi ve ekonomik kaosu hazırladığını da görmek gerekir.Çünkü Modi ve BJP, genel seçimleri belki kazanır ama tek başına iktidar olması zor. Ekonomik kriz, bir koalisyon hükümetine doğru itiyor. ABD ve İsrail aksı; krizi tırmandıracak söylem ve tutumla Pakistan İmran Khan hükümetini IMF politikalarına mecbur bırakmak aynı zamanda Milliyetçi Modi hükümetine, genel seçim öncesi destek vermek istiyor.Böylelikle Modi karşıtı İngiliz siyasi ve ekonomik bloğun yükselişine engellemek, Pakistan'daki İmran Khan İngiliz destekli siyaseti ekonomi temelinde sıkıştırmak istiyor. Son olarak Suud Veliaht Prens Selman'ın Pakistan ziyareti, sadece İran'a uygulanan petrol ambargosunda Pakistan'a Pazar açmaktan ziyade; ABD'nin öncül bir süvarisi gibi Pakistan'a karşı siyasi ve ekonomik basıncı artırma hamlesidir.