Büyük İslam Alimi Ebu Hamid Muhammed Gazali'nin İhyau Ulûmi'd-Dîn eserinin Abdestin Keyfiyeti bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.
Abdestin Keyfiyeti
Kişi istincadan kurtulduğu zaman abdestle meşgul olur. Rasûlullah'm taharetten sonra abdest almaması vaki değildi. Abdest almak isteyen önce misvak kullanmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Ağızlarınız Kuran'ın yollarıdır. Bu bakımdan onları misvak kullanmak suretiyle temizleyiniz.18
Misvak kullanırken Kur'an okunmalı ve Allah'ın adı namazda zikredileceği için ağzın temizliğine niyet etmelidir. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Misvak kullanılarak kılınan bir namaz, misvaksız kılınan yetmiş namazdan daha üstündür.19
Eğer zor geleceğinden korkmasaydım, her namazda misvak kullanmayı ümmetime emrederdim.20
Misvakla dişlerinizi temizlemeden, sarı dişli olarak huzuruma neden geliyorsunuz? Misvak kullanın.21
Hz. Peygamber her gece birkaç defa misvak kullanırlardı.22
İbn Abbas 'Rasûlullah daima bize misvak kullanmayı emrederdi. Rasûlullah'ın misvak kullanma hususundaki emri öyle bir raddeye geldi ki neredeyse misvak hakkında Allah tarafından bir hüküm geleceğini zannettik'23 buyurmuştur.
Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur:
Misvak kullanınız. Çünkü o,ağzı temizler ve Allah'ın rızasına vesile olur.24
Hz. Ali (r.a) 'Misvak kullanmak insanın zekasını geliştirir ve balgamını söker' buyurmuştur.
Yine bir rivayete göre, Hz. Peygamberin ashabı sabahları evlerinden çıkarken misvaklarını kulaklarının arkasına yerleştirirlerdi.25
Misvak Kullanmanın Keyfiyeti
Misvak, erak veya başka ağaçların sert ve kiri giderici dallarından yapılır. Dişlerin enine boyuna sürülür. Eğer sadece enine veya boyuna kullanmak istiyorsa o zaman enine kullanmak daha evladır.
Namaz vakitlerinde abdest alınırken misvak kullanmak müstehabdır. Abdest, namaz kılmak için alınmasa dahi...
Uyku, uzun zaman sükût etmek veya kötü kokulu birşeyi yemekten ötürü ağızın kokusu bozulduğu zamanda da misvak kullanmak müstehabdır. Misvağı kullandıktan sonra yüzünü kıbleye çevirerek abdest almaya başlamalıdır.'Bismillahirrahmanirrahim' diyerek abdeste başlanır.
Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Besmele çekmeyen bir kimsenin abdesti mükemmel ve tam sayılmaz!
Besmele'den sonra şu duayı okuyup, üç defa elini su kabına sokmadan önce üç defa yıkamalıdır:
Ey Allahım! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım ve şeytanların gelip burada hazır bulunmalarından da yine sana sığınırım!
Ellerini yıkarken de şu duayı okumalıdır:
Allahım! Ben senden iyilik ve bereket istiyorum. Meymenetsizlik ve helak olmaktan sana sığınırım.26
Sonra abdestsizliğin giderilmesi ve namaz için niyet etmelidir. Yüzünü yıkayıncaya kadar kalbinde bu niyeti devam ettirmelidir.
Eğer yüzünü yıkarken niyeti unutmuşsa abdesti kafi gelmez. (Bu hükümler Şafiî mezhebine göredir).
Niyetten sonra sağ eliyle ağzına vermek üzere suyu avuçlar, üç defa ağzını gargara yapmak suretiyle çalkalar ve döker. Ancak oruçlu olan bir kimse suyu midesine kaçırmamak için gargara yapmaktan sakınmalıdır. Ağzına su verirken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Seni çokça anmak ve Kur'an'ını okumak üzere bana yardım et!
Ağzından sonra burnuna vermek üzere bir avuç su alır. Üç defa burnunu çalkalar. Nefes almak suretiyle suyu genzine kadar çekmeli ve sümkürmek suretiyle dışarı atmalıdır.
Burna su çekerken şu dua okunmalıdır:
Ey Allahım! Benden razı olduğun halde cennet kokusunu bana nasib eyle!
Sümkürürken de şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Âhirette sığınağın kötüsünden ve ateşin pis kokularından sana sığınırım!
Sümkürükten sonra suyu avuçlar, yüzünü, alnından başlayarak çene altına kadar uzunluğuna, kulak memesinden öbür kulak memesine kadar derinliğine yıkar. Alnın iki tarafında birleşen beyaz hatlar yüzün değil, başın hududuna dahildir
Su, kadınların adet edinerek cımbız ve saire ile tüylerini aldıkları şakak kısımlarına kadar yetiştirilmelidir,
Bu, ipin iki ucundan biri kulak kepçesinin üst kısmına, öbür ucu da alın zaviyesine konduğu takdirde yüzün hududunda kalan yerler yüzden sayıldıkları için yıkanmalıdır.
Yüz yıkanırken kaşların, bıyıkların, zülüflerin ve kirpiklerin kökleri de yıkanmalıdır. Çünkü bu kıllar,' insanların çoğunda hafiftir.Bu bakımdan bunların köklerinin yıkanması icab eder. Zülüfler sakalın üst başlangıcından yukarı ve kulaklara kadar gelen kıllardır.
Hafif sakalın köklerini yıkamak vacibdir. Gür sakala gelince, onun altını yıkamak vacib değildir.
Çene çukurunun hükmü ise, gür ve seyrek olmasıyla sakalın hükmüne tabidir. Sonra bütün bu fiilleri üçlemelidir veya sakalın sarkıtılmış kısmının üzerine su dökülmelidir.
Parmak uçlarını göz pınarlarına ve çapak yerlerine ve sürmenin toplandığı yerlere usulca koyup oraları temizlemelidir.
Rivayet ediliyor ki Efendimiz (s.a) bunları yapmıştır.27
Bunları yaparken maddi kirlerle beraber manevî kirlerin de gözlerinden çıkmasını ümit ederek yapmak gerekir. Böylece her azayı yıkarken manevî kirlerin temizlenmesine niyet etmelidir.
Yüzünü yıkarken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Dostlarının yüzü ağardığı günde nurunla benim yüzümü ağart. Düşmanlarının yüzü simsiyah kesildiği günde yüzümü karartma!
Gür sakalını, yüzünü yıkarken hilallamak (parmakla karıştırmak) müstehabdır. Sonra ellerini dirseklerle beraber üç defa yıkamalı ve parmağındaki yüzüğü oynatmalıdır.
Ellerini ve yüzünü hududundan fazla yıkamalı, suyu, bazusunun en yukarısına kadar götürmelidir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a), müslümanların abdest mahalleri pırıl pırıl parladığı halde kıyamet gününde haşrolunacağını müjdeleyerek bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
Abdest azalarını imkan nisbetinde fazla yıkamaya gücü yeten bir kimse gayret göstersin.28
Kıyamet gününde Allah'ın mü'min kullarına giydirdiği hilye, abdest suyunun yetiştiği yere kadar ulaşır.29
Sağ elinden başlamalı ve sağ elini yıkarken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Kitabımı sağıma ver ve hesabımı kolaylaştır! Sol kolunu yıkarken de şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Kitabımı sol elime veya arkama vermenden sana sığınırım!
Kollarını yıkadıktan sonra iki elini ıslatarak, sağ elin parmak uçlarını sol elin parmak uçlarına bitiştirmeli, başının ön kısmına koyarak ensesine doğru çekmelidir. Oradan da tekrar alnına doğru çekmek suretiyle bütün başını meshetmelidir. Bunu üç defa30 yapmalıdır.
Başını mesh ederken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Beni rahmetinle ört. Bereketlerinden bana indir. Arşının gölgesinden başka gölge bulunmadığı bir günde arşının gölgesinde gölgelendir.
Başını meshettikten sonra yeni bir su ile şehadet parmağını kulağının kepçesine, baş parmağını kulaklarının arkasına koymak suretiyle kulaklarının içini ve dışını mesheder. Meshten sonra ellerini, silinmemiş yer kalmasın diye, kulaklarının üzerine koyarak bu şekilde meshi üç kere tekrar etmelidir. (Hanefî mezhebinde mesh bir defadır).
Kulaklarını meshederken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Beni, sözü dinleyip en güzeline tabi olanlardan eyle. Allahım! Ebrar kullarınla beraber bana cennet münadisinin sesini duyar.
Kulaklarını meshettikten sonra yeni bir su ile boynunu meshetmelidir. Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Boynu meshetmek, kıyamet gününde bukağıların boyuna geçirilmesinden insanı emin kılar.31
Boynunu meshederken de şu duayı okumalıdır:
Ey yüce Allahım! Benim boynumu ateşten azad eyle. Kıyamette asîlerin boynuna geçirilen bukağılar ve ellerine takılan zincirlerden sana sığınırım!
Boynunu meshettikten sonra sağ ayağını üç defa yıkar ve sol elin parmaklarıyla sağ ayağın parmaklarını alttan hilaller. Sağ ayağın serçe parmağından başlayarak, sol ayağın serçe parmağında bu vazifeyi bitirmelidir. Sağ ayağını yıkarken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Ayakların ateşe kaydığı günde benim ayağımı dosdoğru köprü üzerinde sabit kıl!
Sol ayağını yıkarken şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Münafıkların ayağının kaydığı bir. günde ayağımın köprüden kaymasından sana sığınırım!
Ayakları yıkarken bacaklarının yarısına kadar yıkamak müstehabdır. Abdesti bitirdikten sonra başını kaldırıp göklere bakarak şöyle demelidir:
Allah'tan başka ilah olmadığına, Allah'ın tek ve bir olduğuna, onun ortağı ve şeriki olmadığına şahidlik ederim. Muhammed'in de Allah'ın kulu ve rasûlü olduğuna şahidlik ederim.
Ey Allahım! Sen ortaktan münezzehsin. Senin ortağın olamaz. Senin hamdinie senden başka ilah olmadığını bilir ve ikrar ederim.
Rabbim! Ben kötülük yaptım, nefsime zulmettim. Senin affını diler ve senin kapına dönerim. Beni affet ve tevbemi kabul eyle. Zira düşkün kullarına rahmet eden ve tevbe edenlerin tevbesini kabul eden ancak sensin.
Ey Allahım! Beni tevbe eden kullarından eyle. Beni maddeten ve manen temizlenen kullarından kıl. Beni salih kullarının zümresine ilhak eyle. Çok sabreden ve çok şükreden bir kul eyle. Seni çokça zikreden, sabah akşam seni tesbih eden bir kul eyle beni...
Denilir ki; abdestten sonra bu duayı okuyan bir kimsenin abdestine manevî mühür vurulur ve o abdest arşın altına gider, orada kıyamete kadar Allah'ı tesbih ve takdis eder ve abdest sahibine de o kadar sevap yazılır.
Abdestin Mekruhları
1.Üç defadan fazla yıkamak veya meshetmek mekruhtur ve
bunu yapan zulmetmiş olur.
2.Suyu israf etmek mekruhtur. Rasûlullah'ın (s.a) abdest aza
larını üç defa yıkayıp meshettiğini ve bunu yaptıktan sonra şöyle dediğini rivayet ederler:
Daha fazlasını yapan hem zulüm, hem de kötülük eder!32
Bu ümmetten bir kavim olacaktır. Dualarında ve abdestlerinde ifrata kaçacaklardır,33
Deniliyor ki: 'Abdestte fazla su sarfetmek kişinin bilgisinin zayıflığına delalet eder'.34
İbrahim b. Edhem İnsanoğluna vesvesenin ilki abdestten gelir' buyurmuştur.
Hasan Basrî de 'Abdest hususunda insanların üzerine gülen
Velhan adlı bir şeytan vardır' demiştir.
3.Abdestten sonra elini silkip abdest suyunu sağa sola
sıçratmak,
4.Abdest esnasında konuşmak,
5.Abdest alırken yüzüne su çarpmak mekruhtur.
6.Bir grup kurutmayı mekruh görerek şöyle demişlerdir:
'Abdest suyu hasenat kefesinde tartılır. Bu bakımdan silinmeme
lidir\ (Şafiî mezhebine göre hüküm böyledir),
Said b. Müseyyeb ile Zührî de bu görüştedirler. Fakat Muaz b. Cebel'den, Rasûlullah'm abdest aldıktan sonra yüzünü, elbisesinin kenarıyla sildiği rivayet edilmektedir.35
Âişe validemiz de (r.a) 'Rasûlullah'ın bir mendili vardı, onunla silinirdi' buyurmuştur.36 Fakat Hz. Aişe'den gelen bu rivayet tenkid konusu yapılarak; 'Bu hususta Rasûlullah'tan şayan-ı îtimad bir rivayet gelmemiştir' denilmektedir.
7.Bakır kaplardan abdest almak mekruhtur.
8.Güneşin hararetiyle ısınmış su ile abdest almak mekruhtur.
Bu kerahet, tıbbi bakımdandır.
Şu'be'ye bakır kaptan abdest alması için su getirildiğinde, bu sudan abdest almamış ve bu su ile abdest almanın mekruh olduğuna dair İbn Ömer ve Ebû Hüreyre'den bir hadîs rivayet etmiştir.
Kalbin temizlenmesinin tevbe, çirkin huylardan uzaklaşma ve güzel ahlakla ahlaklanmaya bağlı olduğu kesinlikle bilinmelidir.
Çünkü zahirî temizlikle iktifa eden kimse, adeta padişahî pisliklerle dolu olan eve davet eden kimseye benzer. Evinin dış kısmını badana etmiş, iç kısmını süpürmeden, silmeden bırakmış bir kimse gibi olur! Padişaha karşı bu küstahlığı yapan kişi, Allah'ul-Alem büyük bir cezaya çarptırılmayı hak etmiş demektir.
Abdestin Fazileti
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Kim güzelce abdest alıp iki rek'at namaz kılarsa ve o iki rek'at namazda kalbinden dünyanın herhangi birşeyini ge-çirmezse, annesinden doğduğu gün gibi günahından olur.37
Aynı hadîsin başka bir rivayetinde; 'O iki rek'atta unutkanlığa düşmezse geçmiş günahları affolunur' denilmektedir.
Yine Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur;
Allah tarafından günahlara keffaret oları ve derecelerin yükselmesine vesile bulunan şeyi size haber vereyim mi? Sıkıntılı zamanlarda tam manasıyla abdest alır, camiye yürür ve kıldığı namazdan sonra ikinci bir namazı bekler!
Hz. Peygamber bu sözün ardından üç defa İşte, ribat budur' demiştir.38
Hz. Peygamber (s.a) abdest azalarını birer defa yıkayarak: 'Bu öyle bir abdesttir ki Allah, namazı ancak bu abdestte kabul eder' buyurmuştur. Abdest azalarını ikişer defa yıkayarak abdest alıp şöyle buyurmuştur: 'Kim, ikişer defa azalarını yıkamak suretiyle abdest alırsa, Allah ona iki defa ecir verir'.
Hz. Peygamber bir defasında da abdest azalarını üçer defa yıkamak suretiyle abdest alarak şöyle buyurmuştur: Benim abdestim ve benden önceki peygamberlerin abdesti ve Allah'ın dostu Hz. İbrahim'in abdesti işte böyledir.39
Abdest alırken Allah'ı anan bir kimsenin bütün bedenini Allah Teala temiz kılar. Kim abdest alırken Allah'ı zikretmezse, onun ancak suyun değdiği azalan temizlenir. Gerisi ise manevi kirle kalır.40
Abdestli olduğu halde yeniden abdest alan bir kimse için Allah Teala on sevap yazar.41
Abdest üzerine abdest, nur üzerine nurdur.42
Bütün bunlar abdestin yenilenmesine teşvik ve tergib sadedinde zikredilmiştir.
Müslüman, abdest aldığı zaman, ağzına verdiği su ile ağzındaki günahlar çıkar.
Burnuna aldığı suyu dışarıya atarken onunla beraber burnundaki günahlar atılır.
Yüzünü yıkarken günahlar yüzden, hatta göz kirpiklerinin altından teker teker çıkıverirler.
Ellerini yıkarken tırnaklarının altından çıkacak derecede ellerinden günahları çıkar.
Başını meshederken günahlar başından çıkarlar, hatta kulaklarının dibinden bile çıkar.
Ayaklarını yıkarken günahlar ayak tırnaklarının altından dökülür.
Sonra kişinin bu abdestle mescide gitmesi ve namaz kılması da kişi için nafile sayılır.43
Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber 'Abdestli olan, oruç tutan gibidir' buyurmuştur.44
Abdestini güzel alıp, bitirdikten sonra, kişi gözlerini semaya kaldırıp Eşhedu enla ilahe illallahu vahdehu la şerike lehu ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûlühu derse cennetin sekiz kapısı birden kendisine açılır ve istediği kapıdan cennete girebilir.45
Hz. Ömer (r.a): 'Sahih ve kamil bir abdest, şeytanı senden uzaklaştırır' demiştir.
İmam Mücahid de şöyle der: 'Kimin gücü, temiz olarak, Allah'ı anarak ve Allah'tan af dileyerek gecelemeye yetiyorsa mutlaka böyle yapsın; zira ruhlar hangi durum üzere bedenlerden çıkarlarsa mahşere de aynı durumda girerler'.
17) Bezzar, (İbn Abbas'dan zayıf bir senedle); İbn Mace ve Hakim, (Ebû
Eyyûb, Cabir ve Enes'den)
18) Ebû Nuayın, Hilye, (Hz. Ali'den); İbn Mace, (Hz. Ali'den mefküf olarak)
19) Ebû Nuaym, (İbn Ömer'den zayıf bir senedle). Ebû Davûd ve Hakîm,
(Hakim hadîsin sahih olduğunu söylemiştir); Beyhakî, (Hz. Aişe'den);
hadîsin zayıf olduğunu söylemiştir.
20) Buharî ve Müslim, (Ebû Hüreyre'den)
21) Bezzar ve Beyhaki, (İbn Abbas'tan)
22) Müslim, (İbn Abbas'tan)
23) İmam Ahmed
24) Buharî» (Hz. Aişe'den); Nesaî Ye İfan Huzeyme
25) Hatîb, (Malik'ten); Ebû Davud ve Tirmizî
26) Tirmizî, İbn Mace
27) İmam Ahmed, (Ebû Umame'den); Darekutnî, (Ebû Hüreyre'den zayıf bir
senedle) .
28) Buharî ve Müslim, (Ebû Hüreyre'den)
29) Buhari ve Müslim, (Ebû Hüreyre'den)
30) Meshin üç defa yapılması Şafiî mezhebine göredir.
31) Deylemî, Müs?ıed'ul~Pirdeus, (Hz. Ömer'den). Irakî zayıf olduğunu söylemiştir.
32)Ebû Davûd ve Nesaî, İbn Mace, (Amr b. Şuayb'dan)
33)Ebû Davûd, İbn Mace, İbn Hibban ve Hakim, (Abdullah b. Mugaffel'den)
34) Bu söz, selef-i salihîne ait bir sözdür, hadîs değildir. Bu bakımdan
Irakî'nin 'asılsız bir hadîstir' şeklindeki hükmü yanlıştır. (Zebîdî)
35) Tirmîzî, (hadisin garib olduğunu ve isnadında zaaf bulunduğunu
söylemiştir).
36) Tirmizî
37) İbn Mübarek, Zühd vc Rekaik; Buharî V2 Müslim, (Hz. Osman'dan)
38) Buharî ve Müslim
39) İbn Mace, (İbn Ömer'den zayıf bir senedle)
40) Darekutnî, (Ebû Hüreyre'den zayıf bir senedle)
41) Ebû Davud, Tirmizî ve İbn Macc, (İbn Ömer'den zayıf bir senedle)
42) Rezin, Müsned; (İbn Hacer, bu hadîsin zayıf olduğunu söylemiştir)
43) Ebû Davûd, İbn Hace, (Senabici'den sahih olarak)
44) Deylemî, (Ebû Hüreyre'den)
45) Nesaî, (Ukbo b. Amir'den.)