Trend

Abese Suresi nasıl tefsir edilir?

Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an''ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Abese Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an''daki Tekvir Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an'ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. Abese Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an'daki Tekvir Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

Abese Suresi 1-10. ayet

Suratını astı, yüzünü çevirdi.

Çünkü ona gözü görmeyen biri gelmişti.

Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı.

Yahut o öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecekti.

Sen ise kendini her şeye yeterli görenle ilgileniyorsun.

Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin!

Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelenle ilgilenmiyorsun!

Hz. Peygamber putperest önderlerin ikna edilmesi halinde onları izleyen halkın İslam'ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla da meşgul oluyordu. Böyle birine yaptığı konuşmanın ortasında yanlarına gelen bir amanın zamansız sorularından rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş ve ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teala, resulünü sitemli bir ifadeyle uyardı; onun, kimlere verilecek emeğin daha verimli olacağını kesin olarak bilemeyeceğini, topluluğun ileri gelenlerinden de sorumlu olmadığını bildirdi. Bundan etkilenen Hz. Peygamber'in, daha sonra zaman zaman Abdullah'ı gördüğünde, "Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba!" diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilmektedir. Bu vb. bazı iltifatlarının yanında, iki defa gazaya çıktığında yerine Medine'de kalanlara namaz kıldırmak üzere Abdullah'ı görevlendirdiği de rivayet edilmiştir (Zemahşerî, IV, 217).

Birkaç ayette Hz. Peygamber'in "zelle" denilen bazı hataları hatırlatılmış ve düzeltilmiştir (mesela buna yakın bir uyarı örneği için bk. Tevbe 9/43). Ancak bunlar içinde nisbeten sert bir üslûp taşıyan tek öğüt ve uyarı konumuz olan ayetlerdedir. Bu ayetler, vahyin objektifliğini ve peygamberin insanlığa kendi istek ve düşüncelerini değil, ilahî vahyi tebliğ ettiğini, ayrıca onun bir ilah gibi yanılgısız sayılmaması gerektiğini göstermesi bakımından son derece anlamlıdır. Bunun kadar önemli bir husus da Resûlullah'ın, kendi tutumunu eleştiren bu ayetleri, en ufak bir kaygı ve komplekse kapılmadan halka okuması, duyurmasıdır. Bu da onun davetindeki samimiyetini, hakikat sevgisini ve üstün ahlakını gösterir.

"Kendini her şeye yeterli gören" diye çevirdiğimiz 5. ayet Mekke'nin ileri gelen zenginlerini ve kabile reislerini ifade eder. Bunlar mal ve adamlarının çokluğu sebebiyle büyüklük taslayarak inkarcılıkta devam ediyor, Allah ve peygamberinin kendilerine doğru yolu göstermelerine ihtiyaçlarının olmadığını söylüyorlardı. Allah korkusu ile huzuruna gelen ama ise Kur'an'ın nuruyla aydınlanarak cehaletten kurtulmak ve günahlardan arınmak istiyordu.

Abese Suresi 11-12. ayet

Hayır! Şüphesiz bu ayetler birer öğüttür.

Dileyen ondan öğüt alır.

Şevkanî, 11. ayetin başındaki "hayır!" uyarısının açılımını şöyle ifade eder: Artık bundan sonra böyle hatalar yapma; zengine dönüp onunla ilgilenirken fakire ilgisiz kalma (V, 443). Aynı ayette birer öğüt olduğu bildirilen "bu ayetler" ifadesiyle sûrenin başındaki uyarıcı ve eğitici on ayetin veya sûrenin tamamının kastedildiği anlaşılmaktadır. "Dileyen ondan öğüt alır" mealindeki 12. ayette ise şu iki noktaya dikkat çekilmiştir: a) Bu uyarı, yalnız Resûlullah'a değil, onun şahsında bütün ümmetine ve insanlığa yöneliktir. b) Uyarıyı dikkate alıp yanlışını düzeltmek de hiçe sayıp hatalarında ısrar etmek de insanın kendi iradesine bağlıdır, sonucunu da buna göre alacaktır.

Abese Suresi 13-23. ayet

O, mukaddes sayfalardadır;

Yüce makamlara kaldırılmış, tertemiz sayfalarda.

Seçkin ve erdemli elçilerin ellerinde.

Kahrolası o insan! Ne kadar da inkarcı!

(Bir düşünse) Allah onu neden yarattı?

Bir spermden yarattı da ona şekil verdi.

Sonra ona yolu kolaylaştırdı.

Nihayet onun canını aldı ve kabre koydu.

Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltecek.

Hayır! İnsan, Allah'ın emrettiğini yapmadı.

"Mukaddes sayfalar"dan maksat Kur'an'ı içeren sayfalardır; Kur'an ilim ve hikmet ihtiva eden ilahî bir kelam olduğu için Allah katında şanı yüce ve değerlidir. Mukaddes sayfalardan maksadın "levh-i mahfûz" veya "önceki peygamberlerin kitapları" olduğunu söyleyenler de vardır (bk. Şevkanî, V, 444; ayrıca krş. A'la 87/18-19).

"Seçkin ve erdemli elçiler" diye tercüme ettiğimiz sefere (tekili: sefîr) kelimesini müfessirler, "yüce Allah'tan Hz. Peygamber'e vahiy getiren melekler, kulların amellerini yazan melekler (kiramen katibîn), kitapları okuyanlar (kurra), Kur'an'ı yazan sahabîler" gibi farklı anlamlarda yorumlamışlardır (Şevkanî, V, 444). Kelimeyi, "peygamberler, Kur'an'ı melekût aleminde kaydeden ve koruyan melekler" olarak anlamak da mümkündür.

Burada "Kahrolası o insan!" şeklindeki yergi ifadesiyle genel olarak insanlığın değil, Hz. Peygamber'le yaptıkları tartışmalarda yeniden dirilmeyi inkar eden putperestlerin, bir rivayete göre özellikle Ebû Leheb'in oğlu Utbe'nin kastedildiği belirtilmektedir. Âyetlerde gerek söz konusu kişiye gerekse yeniden dirilmek konusunda tereddüdü olan herkese, insanın hiç yokken varlık alanına nasıl çıkarıldığı hatırlatılmakta, böylece insanlar düşünme ve inanmaya teşvik edilmektedir. "Sonra ona yolu kolaylaştırdı" mealindeki ayeti müfessirler "Ana rahminden çıkmayı kolaylaştırdı" veya "Hayır yahut şer yolunu seçme imkanı verdi" şeklinde yorumlamışlardır. Taberî ayetin bağlamını dikkate alarak birinci yorumu tercih etmiştir (bk. XXIX, 35). Ancak bize göre ikinci anlam, yani insanın iyilik-kötülük, iman-inkar, doğru-yanlış şeklindeki alternatifler arasında seçim yapma gücüne sahip varlık olarak yaratılması daha çok hatırlatılmaya değer bir lutuftur; dolayısıyla ayetin bağlamına da daha uygundur. Çünkü bu özelliğiyle insan dünyadaki diğer bütün yaratılmışlardan üstün ve seçkin kılınmıştır. Bu gerçek yanında, insanın bir gün ölüp kabre konduktan sonra Allah'ın dilediği bir vakitte tekrar diriltileceğini hatırlatan 21-22. ayetler ile Allah'ın buyruklarına uymayanları kınayan 23. ayetten şu sonuç ortaya çıkmaktadır: Allah insana iyilik ve kötülük yolları arasında seçim yapma imkanlarını bahşetmiş, dolayısıyla ona ihtiyacı olduğu kadar özgürlük alanı açmıştır. Bu özgürlüğe sahip olması ona Allah'ın buyruklarını yerine getirme sorumluluğu yüklemektedir. Nihayet insan, bir gün bu hayatı terkedecek ve özgürlüğünü doğru kullanarak sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda hesap verecek, karşılık görecektir.

İnsan yediğine bir bakıp düşünsün!

Abese Suresi 24-32. ayet

Biz bolca su indirdik.

Sonra toprağı uygun şekilde yardık.

Oradan ekinler bitirdik.

Üzüm bağları, sebzeler;

Zeytin ve hurma ağaçları;

Gür ağaçlı bahçeler;

Meyveler ve çayırlar;

Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.

Yukarıda 18-20. ayetlerde insanın var oluşu ve mahiyetine ilişkin ilahî lutuflar özetlenmişti; burada ise onu çevreleyen ve varlığını sürdürmesi için gerekli ve faydalı olan haricî nimetlerin başlıcaları hatırlatılmaktadır. Bu hatırlatmanın amacı da hem muhatabı Allah'ın kudretinin büyüklüğü hakkında bilgilendirip iman etmesini veya inancını güçlendirmesini sağlamak hem de onu bu lutuflarından dolayı Allah'a minnet ve şükran hisleriyle ibadet etmeye, buyruklarına göre yaşamaya yöneltmektir.

Abese Suresi 33-42. ayet

Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.

O gün her kişinin işi başından aşkındır.

O gün birtakım yüzler ışık saçar;

Güleçtir, müjde almıştır.

Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş;

Kapkara kesilmiştir.

İşte bunlar inkarcılardır, günahkarlardır.

Kıyamet ve ahiretten bir kesitin son derece canlı bir tasvirini veren sûrenin bu son ayetleri, dünya hayatının geçici zevk ve tasalarını aşıp varlığının anlamı, değeri, amacı ve akıbeti üzerine düşünebilme seviyesine ulaşmış her insanı sarsıcı gerçeklerle yüzyüze getirmektedir. Kıyamet gününde evrende meydana gelecek olan olaylar korkunç sesler çıkaracağı için ona 33. ayette "sahha" adı verilmiştir. O gün geldiğinde aralarında akrabalık bağı bulunanların birbirinden kaçışının sebebi çeşitli şekillerde izah edilmiştir: a) Kıyamet olayları herkesi dehşete düşüreceği için o ortamda insanların birbirini düşünmeleri mümkün değildir; herkes kendi başının derdine düşer; b) Akrabalıktan doğan haklarını isteyecekleri endişesiyle insanlar birbirinden kaçarlar; c) Kişi, akrabaları onun içinde bulunduğu sıkıntılı durumu görmesin diye onlardan kaçar; d) İnsan, akrabasının içinde bulunduğu kötü durumu görmesine rağmen onlara yardım edemeyeceğini ve başlarına gelenlere engel olamayacağını bildiği için kaçar (Şevkanî, V, 446). Bir önceki sûrede (Naziat 79/8-9) kıyamet ve mahşerin dehşetinden dolayı bütün kalplerin korkudan neredeyse yerinden oynayacağı, gözleri korku bürüyeceği bildirilmişti. Abese sûresinin bu son ayetlerinden anlıyoruz ki inkarcı ve isyankarların korku, kaygı ve perişanlıkları devam ederken, müminlerin, durumları aydınlanınca kalplerindeki korku ve kaygının yerini ferahlık ve sevinç alacak, bu sevinç yüzlerine yansıyacaktır.

Asr Suresi nasıl tefsir edilir?

İhlas Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Felak ve Nas sureleri nasıl tefsir edilir?

Kureyş Suresi tefsiri nedir?

Nasr Suresi tefsiri nedir?

Fil Suresi tefsiri nedir?

Alak Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Kevser Suresinin tefsiri nedir?

Tebbet Suresi tefsiri nedir?

Kafirun Suresi nasıl tefsir edilir?

Tekasür Suresi nasıl tefsir edilir?

Tin Suresi tefsiri nedir?

Maun Suresi nasıl tefsir edilir?

Karia suresi tefsiri nedir?

Adiyat Suresi nasıl tefsir edilir?

Hümeze Suresi nasıl tefsir edilir?

Kalem Suresi tefsiri nedir?

Zilzal Suresi nasıl tefsir edilir?

Beyyine Suresi nasıl tefsir edilir?

Kadir Suresi nasıl tefsir edilir?

İnşirah Suresi nasıl tefsir edilir?

Duha Suresi nasıl tefsir edilir?

Leyl Suresi nasıl tefsir edilir?

Şems Suresi nasıl tefsir edilir?

Beled Suresi nasıl tefsir edilir?

Fecr Suresi nasıl tefsir edilir?

Gaşiye Suresi nasıl tefsir edilir?

A'la Suresi nasıl tefsir edilir?

Tarık Suresi nasıl tefsir edilir?

Burûc Suresi nasıl tefsir edilir?

İnşikak Suresi nasıl tefsir edilir?

Mutaffifîn Suresi nasıl tefsir edilir?

İnfitar Suresi nasıl tefsir edilir?

Tekvir Suresi nasıl tefsir edilir?