Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve saygıyla anan Çelik, 'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır.' diyen Atatürk'ün hatırasına sahip çıkmanın önemini vurguladı.
Kocaeli Dilovası'ndaki fabrika yangınında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Çelik, AK Parti'nin yargı sürecini yakından takip ettiğini belirtti.
Kasım ayını önemli kılan konulardan bir tanesinin de Karabağ Zaferi olduğunu dile getiren Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla Karabağ'ın azatlığının anma törenlerinin gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Karabağ'ın özgürlüğü için şehit olan Azerbaycan askerlerine Allah'tan rahmet dileyen Çelik, şunları kaydetti:
'Azerbaycan Devlet Başkanı ve Başkomutan Sayın (İlham) Aliyev'e bir kere daha tebriklerimizi iletiyoruz. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarını tebrik ediyoruz. Kuşkusuz Karabağ'da, Karabağ'ın azatlığı için toprağa düşen her şehit bizim hepimizin, bütün Türk dünyasının, Türkiye'nin, Azerbaycan'ın ortak şeref nişanesidir. Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Biz yakın çalışma arkadaşları olarak şahidiz ki Karabağ'ın azatlığı için mücadele edilen günlerde, Sayın Cumhurbaşkanımız mesaisinin önemli bir kısmını buna ayırdı. Ve dakikalık, anlık, günlük, sürekli olarak oradaki cepheden haberleri takip etti. Bu arada da Karabağ'ın azatlığı için verilen mücadelede, Sayın Cumhurbaşkanımız iki devlet, tek millet anlayışı çerçevesinde yüksek bir hassasiyetle konunun takipçisi oldu.'
'Paşinyan'ın zaman zaman sağduyulu açıklamalarını görüyoruz'
Çelik, kazanılan Karabağ Zaferi sonrası hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in bölge barışı için kurulmasını ifade ettiği mekanizmaların, Kafkas barışı açısından çok önemli ve kıymetli olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
'Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız, 'bu zafer bir son değil, barışa giden yolun kilometre taşıdır' demişti. Ve o zaman hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Sayın Aliyev, 'Ermenistan, Azerbaycan'a dönük saldırgan amaçlarından vazgeçerse, bu durumda Ermenistan'ın da Kafkas barışına ve bölge barışına katkı sağlayacak bu mekanizmanın parçası olması gerektiğini' ifade etmişti. Son zamanlarda şunu da ifade etmek gerekir ki Ermenistan Başbakanı Sayın (Nikol) Paşinyan'ın açıklamaları bu bakımdan pozitif gündem oluşturuyor. Ermenistan'ı saldırgan, işgalci, eski marjinal günlerine çekmeye çalışanlara karşı daha sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz Sayın Paşinyan'ın. Özellikle Ermeni soykırımının başka devletler tarafından Ermenistan'ı Türkiye'ye saldırtmak için, diasporayı Türkiye'ye saldırtmak için nasıl bir tarih bilinci manipülasyonu haline getirildiğini, aynı şekilde Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki sorunların önemli bir kısmının da başka devletlerin bazı çıkarları, gözetmeleri çerçevesinde Ermenistan'ın manipüle edilmesiyle ortaya çıktığını gösteren son derece önemli açıklamalar yapılıyor. Dolayısıyla bütün bu kışkırtmalara karşı da Sayın Paşinyan'ın zaman zaman sağduyulu açıklamalarını görüyoruz. Bu da katkı sağlayacak bir şeydir çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Aliyev, daha zaferin kazanılmasından hemen sonra 'Ermenistan saldırgan ve işgalci tutumundan vazgeçerse, bu bölgesel barış mekanizmasının parçası olmalı' demişlerdi. Bunun da bu yolda ilerlemesinden memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.'
'Cumhur İttifakı krizlerin ittifakı değil'
Cumhur İttifakı'nda kriz bekleyen odaklar olduğuna dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Başka hiçbir kabiliyetleri olmayan, başka herhangi bir şekilde siyaset üretimiyle kendisini gösteremeyen, bütün varlığı ve geleceği Cumhur İttifakı'nda bir kriz çıksın diye uğraşan, marjinal, gerçekten aşırı uçlarda dolaşan, memlekette de sadece kriz havası koklamaya çalışan birtakım odaklar var. Tabii bunlara bir kere daha morallerini bozacak cevapları veriyoruz. Cumhur İttifakı'nda bir çatlak yok, bir kırgınlık yok. Hatta bunların her saldırısından sonra Cumhur İttifakı'nın daha da güçlendiğini görüyoruz çünkü bu şer şebekelerini Türkiye'nin başına, bölge barışının başına neler getirmeye çalıştığını çok iyi görüyoruz. O da bir kere daha Cumhur İttifakı'nın varlığı ve ülkemiz için değeri hakkındaki bilincimizi ve görüşlerimizi tazelememize yol açıyor. Geçenlerde Sayın Devlet Bahçeli de çok güzel ifade ettiler. 'Bunlar, Cumhur İttifakı gibi bir ittifak şimdiye kadar görmedikleri için Cumhur İttifakı'nı bir koalisyon zannediyor. Cumhur İttifakı bir koalisyon değil. Devletin varlık mücadelesi verdiği 15 Temmuz gecesi tamamen milli bir yaklaşımla, milli bir duruşla oluşmuş, milletin bu günlerine ve geleceğine sahip çıkmak için meydana getirilmiş bir irade.'
Onlar koalisyonlardaki pazarlıkçı idareyi Cumhur İttifakı'nın iradesiyle karıştırıyorlar. Koalisyonlardaki pazarlıkçı idare ile Cumhur İttifakı'ndaki bütünlükçü ve organik bir birlikteliğe dayanan irade arasında fark var. İdare ile irade arasındaki farkı bilmedikleri gibi koalisyonla Cumhur İttifakı arasındaki farkı da idrak edemiyorlar. Bir de tabii hep krizle birlikte Cumhur İttifakı'nı sorgulamaya çalışıyorlar. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere onların ortaya koyduğu çerçeve ve irade doğrultusunda Cumhur İttifakı'nın bütün yöneticileri net bir şekilde o yönü değerlendirebiliyorlar ve bu konuda da büyük bir siyasi yetenek ortaya koyuyorlar. Hep beraber bunu yapıyoruz.'
Cumhur İttifakı'nın krizlerin ittifakı, krizlerden etkilenecek bir ittifak olmadığının altını çizen Çelik, İttifakın, krizleri çözmenin ve aşmanın ittifakı olduğunu vurguladı.
'Milli Ağaçlandırma ve Yeşil Vatan Seferberliği'
Ömer Çelik, 11 Kasım gününün Milli Ağaçlandırma ve Yeşil Vatan Seferberliği Günü için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı çağrıyı hatırlatarak, parti olarak tüm teşkilatlarıyla Yeşil Vatan'ı korumak ve güçlendirmek için hep birlikte sahada olacaklarını ifade etti.
Bütün illerde ve ilçelerde tüm vatandaşları da Milli Ağaçlandırma ve Yeşil Vatan Seferberliği gününe katılmaya davet eden Çelik, şunları kaydetti:
'Vatanımız, dünya, bütün bir gezegen bize Yaradan'ın emanetidir. Onun için ona sahip çıkmak, onu korumak, sınırlarımızı korumak gibidir. Sadece sınırlarımızın içerisinde kendi medeniyet köklerimize, kendi medeniyet değerlerimize uygun bir hayat sürmenin yolu da bizim kendi medeniyetimizde var olan yeşilin, mavinin ve diğer tüm renklerin korunduğu, doğanın korunduğu bir yaklaşımdır. Doğa bizim kölemiz değil, doğa bizim yoldaşımız, doğa bizim kader arkadaşımız. Tabiat, karşısına geçeceğimiz bir şey değil, onunla beraber kendi hayatımızı anlamlandıracağımız bir şey. Dolayısıyla tabiatı, doğayı kader arkadaşımız olarak görmeliyiz, aynı kaderi paylaşıyoruz. Bu biricik gezegenimizi, şimdiye kadar bilinen dünyalar içerisinde yaşam olan tek gezegeni ve bunun içerisinde bir mücevher gibi duran vatanımızı, bu 'Yeşil Vatan Seferberliği' çerçevesinde aynı yaklaşımla ele almalıyız. '
(Sürecek)