Diğer

Alevi sorununu kaşıma, PKK'ya destek mi?

0

Gün geçmiyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti eleştirisi adı altında İslam'a ve Diyanet İşleri başkanlığına sözlü saldırı yapılmasın…

Cumhurbaşkanına Anayasal sınırlarını hatırlatmalar,

Diyanet İşleri Başkanına görev tanımı yapmalar,

İlk ve ortaokulda başörtüsünün çocuk sözleşmesine aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştaya koşmalar,

Devlette Alevilere statü verilmediği gerekçesiyle ortalığı karıştırmalar,

Alevileri ikinci sınıf vatandaş muamelesi çekildiğini iddia etmeler,

Devletin Sünni geleneği ile başka din ve mezhepleri dışladığı teziyle mezhep kışkırtıcılığı yapanlar…

Operasyonlar sonrası PKK'nın zor duruma düştüğünü gören Kemalist ve Komünistleri bir telaştır aldı.

PKK'nın imdadına yetişme arzusuyla yeni cepheler açmakla akılları sıra paralel yapı gibi devleti, nereye vuracağını bilemez duruma düşürmek niyetindeler.

Barış çığlıkları, şehit cenazelerini istismar etme, sivil katliamı derken son olarak 1128 hain akademisyenin başkaldırısı devleti iş yapamaz hale getirme denemeleriydi.

Bunlar olurken CHP ile birlikte sol medyanın Alevi istismarı ise tam gaz devam ediyor.

Tabi gaz veren verene…

Malum sol cenahta sükûnete davet edenlerin yüzüne bakılmaz. Bu nedenle en iyi gazı veren en büyük alkışı alıyor.

Alkış alma heveslilerden biri de Odatv'de sözde Alevilik maskesi adı altında yazılar yazan Murtaza Demir.

Murtaza Demir'de cem evine gitmediği halde Alevi aşkı ile yanıp tutuşan yazarlardan.

Aleviliği kendi Marksist ideolojisince kullanmak isteyenlerden.

Son yazısında "Alevi hoşgörüsü"nün pabucunu dama atar cinsten bir yazı kaleme almış Murtaza Demir.

Murtaza, Alevilerin sorunlarını halletmek için kurulan masada, Alevilerin sorunlarını değil Sünnilerin yaşam tarzlarına saldırmayı marifet bilen Alisiz Alevilerden.

Yazı baştan aşağı Alevi-Sünni gerilimi arttırmaya yönelik…

Murtaza'nın Alevi olmadığı Alevi hakları için gayret gösterip hoş görüleriyle övünen Alevi din adamlarını aşağılamasından belli.

"Tam da böyle bir süreçte, Alevi örgütleri ve "İmam Hüseyin postunu temsil ettiğini" iddia eden bir kısım Alevi dedesi, AKP'nin 'strateji uzmanlarıyla' toplantı üzerine toplantı yaparak, bu anlayıştan hak ve hukuk bekliyor. Cahil, aciz ve zavallı bir görünüm içinde olan, bilmediğini bilmeyen, sürecin ülkeyi nereye sürüklediğinin dahi farkında olmayan bu muhteremlerin tutumu Alevileri utandırıyor, demokrat çevreler içinde mahcup ediyor, yerin dibine sokuyor.

Böyle bir tehdit ve yakın tehlikeyle karşı karşıyayken, "dedeye maaş, Alevi kurumuna bütçe" talebiyle, Türkiye'yi bu hale düşürenlerin kapısında paspas olmak, bu adamları cesaretlendirmek, katiline aşık olmak, kasaba boynunu uzatmak, gülünç ve millete madara olmak değil midir?"

Alevilikten önce "Müslümanların kardeş olduğu" gerçeğini göz ardı ederek Alevilerinin taleplerinin görüşüldüğü masada Alevi dedelerini, devlet temsilcilerinin yüzüne tükürmeye, masayı tekmelemeye çağıran Murtaza, "Sonra da bir kez olsun İmam Hüseyin, Nesimi, Hallac, Pir Sultan, Şah İsmail, Seyit Rıza gibi davranın; yüzlerine tükürün, masayı devirin çıkın!" sözleriyle Alevi-Sünni yakınlaşmasını istemediğini açık etti.