Sana koşuyorum beni ben yapan, kalbim avuçlarımda, ruh cevherim Peygamberim…
Sana sevdanın en müstesna İlahi terennümünde, aşkın en kılcal boyutlarıyla Muhammed Mustafa'ya hemhal… Müslüman olmanın en zengin mucizesini tümleyen neşe değil de ne? O değil de kim! Özlem nasıl anlatılsın ey aşkın varisi, fahri alem, nur bulutu, kutlu amentü, gül mükafatı, çüş-u huruş, hidayet öncüsü, sevgi buyuran, Muhammed… Doğrunun iman çığlığı, sultan-ı levlak, Resul-i Kibriya, gönül ümmetinin öncüsü, hidayet yağmuru, varlık terbiyecisi, evrenin en müstesna işareti, İlahi memur, nur kaynağı, aşkın zafer kumandanı, Allah'ın şeref halifesi… Gönülleri ateş ateş yakan, alev alev lavlayan, yakışıyla Kevser'i serinlik katan… Ey engin bekleyiş… Vefa bilgesi, Süreyya yolcusu, kutlu mana, küfre güzelliğiyle iman betimleyen, ahlak ölçüsü… Ötesini göremiyorum ey müşfik rahmetin müzeyyen deseni, sevgi cümbüşünün en saf tedirginliği, en masum aşk ilanının derinliği… Muhammed… aleyhisselam…
Bana, cahilliğime, hadsizliğime, merhametten kanatlar yapan… Ölçüsüz gönlümün ahenk aydınlığı… Surette köleliğim, siretime İlahi hürriyet sunan… Yüreğimin tüm metafizik akışı… Çaresizliğimin çözümsüzlüğüne talih sunan… Aşk dergahında, aşk kumandanına en yakın kılan… Beni Veda Tepe'sinde bekleyeceksin, beni, ben acizi, ben fakiri, ya Nebi! Kapında tasması boynunu acıtan salyalı bir köpek olmayı uman ben, bana aşkınla saltanatlar sunan Sen… Dedim ben kimim? Dedin: ''Ümmettim… Kardeşim… ''
Kendime uzaklığıma, dünyevi tecridime, solgunluğum, arafta yüreğim, perişan yüreğime, azap teneşirlerinde kavrulan kuraklığıma, çorak kalp gözüme, kimsesiz hayallerimin son deminin çöküşüne, özlemime, Sen, Sen iklim oldun Ya Ahmed, seni bahar bildim ey Muhammed, ben, filiz oldum seninle, başak oldum senden sonra, fidan ettin bir tek salavatla, ağaç kıldın işte o miraçla, su buluşturdun, rahmet tanıştırdın, dermana kavuşturdun, vuslat oluşturdun, aşk coşturdun… Şeref verdin, izzet verdirdin, nam estirdin, şan serptirdin, gurur bildirdin, kibir dindirdin…
Sen… Sen anadan öte, babadan öte, candan can…
Sana bin defa anam, bin defa babam feda, feda olsa ne ki…
Ve ben sana, sana ulaşsa, ulaşsaydım, kapında bir köle, kölenin köpeği olsam, ne büyük müjde, ne büyük mükafat…
Sen, Sen beni kendine kardeş kılan…
Anlıyorum da, nasıl sevmişim, nasıl ne asıl özlemişim… Nasıl yanmış, asıl yanmışım… Yangında nasıl dirilmiş, dirilmiş serpilmişim…
Şimdi kim nasıl bilecek, nasıl çözecek nabız nedir diye, niyedir diye… Sana, coşkunluğuna, adına, adınadır ya Muhammed…
Cenab-ı Zülcelal, Cemal-i Zülcelal, Sani-i Zülkemalin habibi… Ve benim mahbubum…
Seninle keşfettim, aşkın bütün burçlarının fatihi benim, sevdanın o serhadı, kaşifi benim, ben, ben Senin eserin… İşte bu cüret, işte bu iman, bu ihsan, bu imkan Sen, Senden…
Kendini bilenin Rabbini bildiği bilinir, senin sevgi katmanlarınla kendimi biliyorum ey yüce, sevginle ancak nefes alıyorum ya ala, ne cihangirler var seninle merhamet bürünen,
nasıl yanmasın gönül, güneşin membaı gözlerin iken, işte O'sun Sen, Sensin O Sen, ya Nebi: ''Örtün günahları, sevin yetimi'' diyen…
Sensin sabrın ve şükrün en büyük son halkası…
Sensin iffeti emanet bırakan edep memuru…
Öfkeyi gül yüreğinde eriten, ahlak Resulü…
Bize gururu öğreten, ayak bağına varıncaya değin her şeyi Allah'tan isteten…
Sözünde duran, emanet abidesi, şurası muhakkak ki: emindir her hecesi…
Zulmedene adaleti, mazluma merhameti ilkeleyen…
Üzerine güneş doğan en hayırlı günün dermanını müjdeleyen…
Muhammed… Ruhumun anne sütü… Sallallahüaleyhivesellem…
…
(Ya Nebiyallah, senden aldığım cüretle, sana aşkıma mükafatımın çoğunu bu dünyada istesem, bilirim ne büyük edepsizlik, istemenin edepsizliğini bilirim… Zira Allah azimuşşan, kulunun duasına icabet eden… Ve ben istesem Rab-bı Âla bana Medine'yi nasip etse ve sana ulaşsam ey Allah'ın aşk düsturu, gözyaşlarım dindirse bütün acıları…
NOT: Bayram herkesin; ama hakikatte Muhammed'den ayrı olan, kendine bayram var sanmasın… Mübarek bayramınızı, Muhammedi bir müjdenin sevinciyle tebrik ederim.