Ali Rıza Demircan Hoca: Haddini bil minik cahil!

Sezen Aksu isimli sanatçı, bir şarkı sözünde ilk peygamber Hz. Âdem (a.s.) ve hanımı Hz. Havva annemize "CÂHİL" dedi. Sanatçıların hemen tamamı dinimizi bilmez ama bir kısmının duyarlılıkları vardır. Sezen gibilerin ise böylesi bir hassasiyeti olmadığı gibi onlardan kasıtlı yermeler de beklenebilir. Ama bizi asıl üzen de bazı "İslâm" bilgini diye bilinenlerin, ona sahip çıkması oldu.

ALİ RIZA DEMİRCAN HOCA

MUHTEREM din kardeşlerim. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Sevgili, biricik Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize sâlat-ü sel"am olsun.

Sezen Aksu bir şarkı söyler. İçeriği çer çöp türü sözlerden oluşan şarkının güftesinde, bir ilgi de kurulamaksızın ‘Selam söyleyin o cahil Âdem ile Havva’ya‘ şeklinde şeytanca bir ifadeye yer verilir. Bu sözlerle herhangi bir erkek ve kadın kastedilmiş olabilir. Ancak Hz. Âdem ile Hz. Havva’yı da çağrıştıran bu sözlerin kullanılması gerçekten yanlış olduğu için bazı insanlarımızı da üzmüş ve kutsallarımızdan birine saldırı olarak değerlendirilerek sanatçı, evinin önünde yerilmiştir. Yerici protesto kendilerini Milli Bekâ Hareketi olarak tanımlayan grup tarafından yapılmıştır. Hareketin başkanı şöylece konuşmuştur:

“Bugün burada toplanmamızın sebebi, Sezen Aksu’nun yazmış olduğu bir şarkının içinde geçen ‘Selam söyleyin o cahil Âdem ile Havva’ya’ sözlerine tepki vermek. İnsanlığın atası olan İlk Peygamber Hz. Âdem Aleyhisselâm ve Hz. Havva Annemizin alenen aşağılanmasına karşılık bu ‘Minik Cahile’ haddini bildirmek için burada toplanmış bulunmaktayız. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki, biz buraya kimseyi tehdit etmeye gelmedik, biz buraya bu Milletin ve bu Ümmetin haklı sesi olmaya ve bu kalenin de İslam’ın son kalesi olduğunu dosta düşmana haykırmaya geldik” dedi.

Hatada kasıt var mıdır?

Sezen Aksu gibi sanatçıların seslendirdiği şarkıları edebî ve özellikle de dinî yönden incelediğimizde bir çok hatalar bulabiliriz. Bu tür yanlışları dinî olarak nitelenen ilahilerde de görüyoruz. Önemli olan hataların kasıtlı olarak yapılıp yapılmamasıdır. Söz buraya gelmişken bir hatıramı dile getireyim;

19 Haziran 2002 tarihinde yapacağı Teke Tek program için Fatih Altaylı’dan davet aldım. Konu cinsel içerikli şarkı güfteleriydi. Kendimi programa hazırlamak için gittim Beyazıt’taki Sahaflar’dan bir Şarkı Antolojisi kitabı aldım. 1.500 kadar şarkı güftesini/sözlerini inceledim. İnanınız son devirlerde yazılan ve şirk ile ahlaksızlık içeren birkaç güfte dışında İslâm açısından sakıncalı güfte görmedim. O programda Aziz Peygamberimizin adını anarken, katılımcılardan Nadide Sultan elini göğsüne götürünce gönül tellerim nasıl bir mızrablandı anlatamam, programda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Benimle birlikte Nadide Sultan da ağlayınca Fatih Altaylı donakaldı. “

Müzik Cinsellik midir?

Haram ve helâl türleri olan müziği cinsellik olarak nitelediğini hatırladığım Sezen Aksu ve benzeri popçuların şarkılarında ve Arabesk okuyan sanatçıların seslendirdikleri eserlerin güftelerinde inançlarımızla çelişen pek çok ifade bulabilirsiniz.

Sanatçıların hemen tamamı dinimizi bilmez ama bir kısmının takdir edebileceğimiz duyarlılıkları vardır. Sezen gibilerin böylesi bir hassasiyeti olmadığı gibi onlardan kasıtlı yermeler de beklenebilir.

İslâm’ın çocuklarına yakışmıyor

Bazı özelliklerini kabul hatta takdir etiğim toplumumuzca da bilinen bir kardeşimiz bu son olay vesile ile mutadı üzere yine Müslümanları yerdi. Nedense ben bu arkadaşın seküler düzenimizin piçliklerini yerdiğini hiç görmedim. Kur’ân yeter dediği ve ben de kulak verdiğim halde, gerçekten Kur’ân’a aykırılık içermeyen bir konuşmasını da dinlemedim. Bu arkadaşımızın Sezen Aksu olayı vesilesiyle twitter hesabından yaptığı açıklamalarla kendisini yeterince batırdığından batıllarını tahlil gereğini duymuyorum.

Şeytanın bak dediği yerdeler

İslam’ın çocuklarına Şeytanın Bak Dediği Yerden bakmak uygun düşmüyor. Bu arkadaşımızı, Peygamberliği* öncesinde yaptığı hatayı tövbesiyle gideren ve Rabbimizin de seçkinlerden kılıp doğru yola erdirdiği Hz Âdem’in yoluna davet ediyorum.

Belki nefsine zulmettiğini fark edip Hz. Âdem’in yolunu izler.

“İnsanın insanın cesedini gömmesini bilmediği bir dönemde çocuklarından birinin diğerine “Sen beni öldürmek istesen de ben sana el uzatmayacağım çünkü ben Alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” demesi, Hz Âdem Aleyhisselam’ın Peygamber kılınışına güçlü bir Kur’ânî işaret olsa gerektir. Peygamberi tebliğ olmasa Takva, günah Allah korkusu ve Cehennem ateşi nasıl bilinebilirdi. (Maide 27.29)

Sezen Aksu’ya gelinceye kadar

Genelde İslam’ın bütününü özelde Peygamberlik kurumunu dışlayan laik sisteme sessiz kalınırken örneğin LGBT yürüyüşü gibi modern piçliklere karşı çıkma türünden garabetlerimiz var. Sezen Aksu’ya gelinceye kadar yerilecek niceler var. Dinimizle, ortak akıl ve ilmi verilerle çatışan Münker’lere karşı çıkılması görevimizi unuttuk.

Bu sebeple Münker’lere tavır koyan müminleri takdirle karşılayalım, karşı çıkışta bazı hataları olmuşsa uyaralım ama duyarlı ve aktif gençlerimizi yermeye kalkışmayalım. Hele hele gençlerimizi ve diğer Müslümanları inkârcılarla bir olup takbih etmeye ve taşlamaya kalkışmayalım.