AB, Türkiye ile diyaloğu tercih ediyor

AB yetkilileri, 21 Eylül'deki Dış İlişkiler Konseyi öncesinde Doğu Akdeniz'deki durumda ağustos başındakine kıyasla daha olumlu bir tablo bulunduğunu değerlendirdi.

Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, Doğu Akdeniz'deki durumda bir ay öncesine göre daha olumlu bir tablo bulunduğunu ve AB'nin diyalog yolunu tercih ettiğini belirtti.

AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını 21 Eylül'de Brüksel'de bir araya getirecek Dış İlişkiler Konseyi toplantısında Doğu Akdeniz, Belarus, Çin, Lübnan, Libya, Venezuela, AB-Afrika Birliği ilişkileri gibi konular görüşülecek.

Toplantı hakkında basına bilgilendirme yapan bir üst düzey AB yetkilisi, Doğu Akdeniz konusunda Türkiye'ye kısıtlayıcı tedbir kararı olup olmayacağı sorusunu yanıtlarken, "Son günlerde Oruç Reis gemisininin limana gitmesi gibi bazı olumlu gelişmeler olduğunu, ancak AB açısından Yavuz gemisinin çalışmalara devam etmesi gibi olumsuz bir durumun da söz konusu olduğunu" söyledi.

"Ağustos başındakine göre genel anlamda daha olumlu bir durum olduğunu değerlendiriyoruz." diyen AB yetkilisi, Dış İlişkiler Konseyi toplantısında durumun değerlendirileceğini ve 24-25 Eylül'deki AB Konseyi Liderler Zirvesine hazırlık yapılacağını belirtti.

Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik yaptırım önerileri bulunduğu, Rum kesiminin önerilerinin daha ağır olduğu ve bunlardan hangisinin görüşüleceği sorulan AB yetkilisi, "Rum veya Yunan listesi değil, olursa tek bir AB listesi olur. Bunu da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, üye ülkelerle istişarelerden sonra sunabilir." dedi.

AB yetkilisinin verdiği bilgiye göre, masada Türkiye'ye nasıl baskı uygulanabileceği veya nasıl diyalog yoluna gidilebileceğine yönelik seçenekler bulunuyor. Kıbrıs Rum kesiminin bazı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanması yönünde daha önceki çalışma grubu toplantılarında teklif sunduğu belirtiliyor.

AB dışişleri bakanlarının 21 Eylül'deki toplantısında buna yönelik bir karar çıkması beklenmiyor. Üye ülkelerin ilgili gruplarının bu konuda halen istişareleri sürdürdüğü ifade ediliyor.

AB yetkilileri, Türkiye'den Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini durdurmasını ve böylece diyalog yolunun açılmasına yönelik taleplerini dile getirerek, AB'nin Türkiye'ye yönelik şu andaki stratejik yaklaşımını "Önce şu anda masada olan sorunları çözelim. Doğu Akdeniz, farklı meseleler, anlaşmazlıklar, yanlış anlamalar olan çok zorlu bir bölge. Önce bunları çözelim sonra Türkiye ile olan tüm ilişkilerimizi genel anlamda ele alalım." şeklinde özetledi.

Türkiye'nin AB üyeliğine aday ülke olduğunun altını çizen AB yetkilileri, Türkiye-AB ilişkilerini tekrar rayına oturtmak gerektiğini vurguladı.

Dış İlişkiler Konseyi toplantısı hakkında bilgi veren üst düzey AB yetkilisi de "Türkiye ile AB ilişkisinin geleceği bu. Başka türlü bir ilişkiyi düşünmek istemiyorum." dedi.

AB yetkilisi, aşırıya varan tedbirlere başvurmadan da ileri doğru yol alınabileceğini, Türkiye ile iletişimin aralıksız devam ettiğini, asıl ve derin stratejik tartışmaların Türkiye ile gelecekte nasıl daha iyi ilişkiler kurulabileceğine yönelik olduğunu vurguladı. Ancak AB'nin temel tutumunun değişmediğini, durumda ilerleme olmaması halinde kısıtlayıcı tedbir seçeneklerinin masada olduğunu belirtti.

AB Yüksek Temsilcisi Borrell'in Avrupa Parlamentosunda geçen hafta yaptığı konuşmada Türkiye ile ilişkilerin "dönüm noktasında" olduğuna yönelik ifadeleri değerlendiren AB yetkilisi, şunları söyledi:

"Doğu Akdeniz'deki durum şu anda biraz daha sakin görünüyor. Tatmin olmaktan biraz uzağız ama daha sakin. Birkaç hafta önce istenmeyen olayların, bölgenin geleceği için çok ciddi sayılabilecek durumların eşiğindeydik. Borrell de bu anlamda, 'Ya tam bir karşı karşıya gelme durumu olacaktı ya da diyalog ve ilişkilerin geleceği için müzakere edeceğiz' anlamında konuştu. Türkiye aday ülke. Bu çok şey ifade ediyor."

AB yetkilisi, Türkiye ile birlik arasında göç, Suriye, Irak, Libya gibi birçok konunun bulunduğunu, her iki tarafın da konuşması gereken konuların tam üyelik, tam iş birliği olduğunu belirtti.

Rum kesiminin Belarus yaptırımlarına Türkiye şartı

Belarus'a yönelik yaptırımları Rum kesiminin Türkiye'ye yaptırım uygulanması şartına bağlaması konusunu değerlendiren AB yetkilisi, bu iki konunun birbirinden bağımsız olduğunu vurguladı.

AB yetkilisi, "Bu ikisi arasında bir bağ kurmuyoruz. Bu nedenle ikisinin farklı durumlar olduğunu aklımızda bulundurarak üye ülkelere tekliflerimizi götürüyoruz." dedi.

Üye ülkelerin her birinin farklı tutum takındığını belirten AB yetkilisi, Rum kesiminin, Belarus yaptırımları için şart koştuğuna yönelik kesin bir ifadede bulunamayacağını dile getirdi.

Türk şirketine Libya yaptırımı geliyor

AB Dış İlişkiler Konseyinde Libya'ya yönelik yaptırımlarla ilgili iki karar çıkması bekleniyor. Bunlardan biri Akile Salih'in yatırım listesinden çıkarılması. AB yetkilileri, Salih'in yaz boyunca siyasi bir çözüm için çaba göstererek tutum değiştirdiğini belirtti.

Libya ile ilgili diğer karar ise silah ambargosunu ihlal ettikleri gerekçesiyle bazı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanmasına yönelik olacak.

Bunlardan birinin Türk şirketi olduğu bilgisini veren üst düzey AB yetkilisi, bu durumun Türkiye ve Doğu Akdeniz konularından bağımsız olduğunu, yaptırım listesine alınacak kuruluşun "özel şirket" olduğunu özellikle vurguladı.