Ateş'in 'ateşle' ateşli serüveni

YOLUN SONUNDA, 25m2 yayınlarından çıkan, benim "romancık" benzetmesini yaptığım güzel bir fantastik yolculuk hikâyesi...

SÜLEYMAN KARAKULLUK

Hurihan Yıldırım Kurtaran, genellikle küçük çocuklara hitap eden mini romanlar (hikâyeler) yazan başarılı bir yazar. Bu kez karşımıza, Ateş isimli bir gencin, ağzından ateşler savuran Simurg (Zümrüdü Anka Kuşu) ile yedi vadiyi aşarak hedefine ulaşma emelini işleyen harika bir hikaye başlangıcıyla start alan ve farklı hikayelerle devam eden bir eserle kütüphanelerimizdeki yerini aldı.

Akıcı bir Türkçe

Kurtaran’ın en sevdiğim yönü, basit, akıcı ve kısa cümleler kullanması... “Okuyanın kafasını yormayan cümleler dansı”, Mimar Sinan Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı’nı başarıyla bitirdiğinin ispatı.

Sevimli Canavar Simurg

144 sayfalık “YOLUN SONUNDA isimli romancık, Simurg, yani Zümrüdü Anka kuşu efsanesiyle giriş yapınca, tarihi bir hikâye beklentisi oluşturuyor. Ama öyle değil... Fantastistik dünyalara yolculuk yaptırıyor okuyucuya.

Hurihan Yıldırım Kurtaran’ın son kitabı Yolun Sonunda’nın kapak resmi.

Futbol sevdalısı Ateş

Futbola aşık bir genç olan Ateş, çok başarılı bir futbol hayatının başında vahim bir sakatlık geçirir. İçini, “Yeniden futbola döner miyim?” korkusu kaplar. Ona sık sık hikâyeler anlatan dedesinin bu sıkıntılı günlerde anlattığı bir masal hayatını değiştirir. Dedesi ona, bu masaldan nasıl bir ders çıkardığını sorar.

O da, masalda adı geçen ejderha Simurg gibi güçlü olmak istediğini söyler. O geceden itibaren Ateş’in “ateşli kuş” Simurg’la olan ateşli oyunu başlar.

Efsaneye göre Simurg, diğer adıyla Zümrüdü Anka Kuşu, ağzından ateşler saçan korkunç bir ejderhadır. YOLUN SONUNDA isimli romancık da ise sevimli bir ejderhaya bürünmüş!

Simurg’un öğrettikleri

Simurg, Ateş’i 7 vadiden geçirirken

başarının yollarını da öğretir Ateş’e...

Kararlı olmak...

Bahane uydurmamak.

Dedikodu yapmamak...

İnançlı olmak, kendine güvenmek...

Bencil olmamak, yardımsever olmak...

Eşek Kulaklı Midas

Kitabın ikinci hikâyesi “Midas’ın Hazinesi” girişiyle bize Eşek Kulaklı Midas efsanesini hatırlatıyor. Bu Frigya Kralı Midas, hakikaten garip işler yapan bir kralmış… Bu hikâyede Cansu isimli öğretmenin öğrencilerine, görmek ile bakmak arasındaki farkı örneklerle anlatmasına şahit oluyoruz. Bu bölümde de Frig dönemine yolculuk yapan bir çocuğun macerasını okuyoruz.

Gordion Düğümü

Yine bir Frig efsanesi daha… Gordion’un Gizemli Düğümü… Ve yine Frig dönemine yolculuk. Büyük İskender’in çözemediği Gordion Düğümünü kılıcıyla parçalaması, sonun sabırsız biri olduğunun göstergesidir. İşte bu hikâyede sabırlı olmanın erdemine vurgu yapılıyor.

Bu üç hikâyenin sonunda “Düşündüren Sorular” yönelten yazar, okuyucularını bir nevi “Okuduğunuzdan ne anladınız?” diyerek imtihana çekiyor.

Farklı bir yazar-okuyucu iletişim tarzı…

Bence güzel..