​Dijitalizm faşizme dönüşüyor: Küresel şirketokrasi zorbalığı

İnsanlığın dijitalizmin faşizme dönüştüğünü göreceğini belirten Stratejist Murat Akan, "Bilgilerimizi terör örgütlerine satıp şantaj kapısına dönüştürebilirler. Eğer biz yerli ve milli yazılım oluşturamazsak adeta şirketokrasi kuran küresel şirketler insanlara tüm dediklerini yaptıracak" dedi.

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Küresel şirketlerin zorbalığı bitmiyor. Kendi ideolojisi ve çıkarları doğrultusunda düşünmeyenlerin hesabını askıya alan ve Türkiye’de ofis açmayan Twitter’ın ardından WhatsApp da bir skandala imza attı. ABD'li Facebook'un sahibi olduğu WhatsApp, 8 Şubat'a kadar sadece Türkiye’deki kullanıcılara tüm bilgilerini Facebook’la paylaşabilmek için zorunlu bir gizlilik sözleşmesi onayı dayatıyor. Dünyada milyonlarca kullanıcısı olan Facebook, Youtube, Instagram, Twitter ve WhatsApp’ın Türkiye karşıtı faaliyetleri son yıllarda daha da artmış durumda. İnsanların mahremiyetine saygı göstermeyen sosyal medya uygulamalarının sahipleri özellikle Türkiye’de hükümet yanlısı hesapları sorgusuz sualsiz askıya alırken PKK, FETÖ gibi terör örgütlerinin açıkça suç içeren tweetlerine bile müdahale etmiyor. Düşünce özgürlüğüne uygulamalar aracılığıyla müdahale edip ABD eski başkanı Donald Trump’ın hesabını bile engelleyecek kadar antidemokratik bir tavır sergileyenler, sahibi oldukları uygulamalarla insanlığı adeta kendilerine köle etmek istiyor. İnsanlığa dayatılan siber faşizmi Stratejist Murat Akan Milat’a değerlendirdi.

Komplo teorisi değil, gerçek

Teknolojik zorbalıktan yola çıkarak dünyanın çok farklı bir yöne gittiğini ifade eden Murat Akan, “Bazı olayları komplo teorisi olarak adlandıranların WhatsApp zorbalığından sonra fikirlerinin değiştiğine inanıyorum. Dünya farklı bir değişime ilerliyor, bunun sebebi de koronavirüs. Pandemiyi bir bahane, bir kaldıraç olarak kullanıyorlar. COVİD-19’la birlikte hayatımıza yeni bir dijitalizm girdi. Özellikle Çin merkezli şirketler dijitalizme büyük bir adım attılar. Zaten bilgilerimizi uzun zamandır saklıyor ve kullanıyorlardı. Şimdi bunları kendi isteğimizle kullanmak istiyorlar ve kendilerinin ülkelerin üzerinde bir hukuka sahip olduklarını ima ediyorlar” dedi.

Dijital faşizm dünyayı sarıyor

İnsanlığın 21. yüzyılda dijitalizmin faşizme dönüştüğünü göreceğini belirten Akan, “Twitter Trump’ı bile engelledi, işte faşizm budur. Bunun altyapısını hazırlıyorlar. Düşüncelerini beğenmedikleri sıradan insanların hesaplarını da askıya alacaklar ki bunu yapıyorlar. Bizim onayımızı alarak tüm mahremiyetimizi deşifre etmek istiyorlar. “Benim konuşmalarımı okusalar ne olur” dememek lazım, elde ettikleri bilgileri terör örgütlerine satıp şantaj kapısına dönüştürebilirler” diye konuştu.

Türkiye’deki hukuka meydan okuyorlar

Türkiye’nin kısa sürede kendi yazılımını geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Akan, “Eğer biz yerli ve milli yazılımımızı oluşturamazsak adeta şirketokrasi kuran küresel şirketler insanlara tüm dediklerini yaptıracak. Türkiye gibi ülkeleri üçüncü dünya ülkeleri gibi görüp istediklerini yaptırabileceklerini düşünen WhatsApp, Twitter gibi uygulamalar kendilerini Türkiye’deki hukukun üzerinde görüyor. Batı’da kendilerinden saydıkları insanlara faşizm yapmaya çekiniyorlar ama onlara da yapacaklar. Sıra Avrupa’ya da gelecek” ifadelerini kullandı.

Devletimiz yerli milli yazılım geliştirmeli

WhatsApp zorbalığına karşı vatandaşın direnç gösterdiğini söyleyen Akan sözlerini şöyle noktaladı: “WhatsApp’a tepki gösterip alternatif uygulama seçerken diğer bir yabancı uygulamayı kullanmak çözüm değildir. Mutlaka yerli uygulama kullanmak gerekiyor. Örneğin BİP desteklenmeli. En az bu tür yazılımlar kadar küreselcilerin insanları vurabileceği ilaç sanayi ve teknoloji gibi alanlara da devlet ayrıca eğilmeli, kendi üretmeli.”