Hasan Basri Çantay hoca…

İSMAİL Çalışkan’ın Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında çıkan HASAN BASRİ ÇANTAY isimli kitabı, bu değerli âlimin hayatını anlatıyor. Kitapta Hasan Basri Çantay’a ait çok orijinal resimler de mevcut.

Osmanlı dönemindeki adıyla Karesi, cumhuriyet dönemindeki adıyla Balıkesir’de (1887) dünyaya gelen Hasan Basri Çantay, daha küçük yaşlarda İslâmi ilimlere ilgisi ile dikkatleri üzerine çekti. İlerleyen yıllarda iyi bir edib ve yazar oldu. Gençlik yıllarında başlayan gazetecilik hayatı, ömrünün sonuna kadar devam etti desek yanılmış olmayız. Yüzlerce makalesi yayınlanan, onlarca kitap yazan ve hepsinden önemlisi 3 ciltlik Kuran-ı Hakim ve Meâli Kerim isimli eserin müellifi olan Hasan Basri Çantay’ın hayatını anlatmak bu köşeye elbette sığmaz.

Akif’i ikna eden odur

Onun Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadele övülmeye değerdir. Mehmet Akif’i hem İstiklâl Marşı yazmaya hem de Kur’an-ı Kerim’in tercümesine başlamaya razı eden odur. Akif’in, BÜLBÜL isimli şiirini atfettiği kişidir Hasan Basri Çantay…

Hilafeti savunur hep!

İlmi konularda kendisine danışılan, dini konularda Atatürk’le bile tartışacak kadar cesaretli olan biridir Hasan Basri Çantay… Her ne kadar bazı konularda tenkitlere uğrasa da, o; son derece saygıdeğer bir vatanperver ve ilim erbabı biridir. Cumhuriyetin kurulmasından sonra cemiyet hayatının ve İslâmi yaşayışın bozulmasından son derece muzdarip olmuş bir müslümandır. Atatürk’ün hilafeti kaldırmak istemesine HAYIR diyen ender vekillerden biridir. Hasan Basri Çantay, Atatürk’e, “Halife’nin yanlışlarından dolayı hilafet kaldırılmamalıdır” diyerek karşı çıkmıştır.

Zamane tarihçisi Kutay!

Cemal Kutay için “Zamane tarihçisi” yakıştırmasında bulunan Hasan Basri Çantay, Kutay’ın “Bütün ittihatçılar masondur” hükmüne şiddetle karşı çıkmış, asla ve asla mason olmadığını her fırsatta dile getirmiştir. Kutay’ın bu yazısı Çantay’ı çok ama çok üzmüş, kalbini yaralamıştır. Nitekim hoca, hayatının son yıllarında, kendine yönelik eleştirilere daha fazla tahammül edememiş, 1928 yılında yakalandığı hastalığı, 1964’te vefat eden kadar bünyesinde sabırla taşımıştır.

Kabri Edirnekapı Mezarlığında, hayattayken çok sevdiği Mehmet Akif Ersoy ile Babanzade Ahmet Naim Efendi’nin kabrinin yanındadır.

Allah ondan razı olsun…