Moğolistan'dan eskiye dönüş

Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hasan Bahar, Moğolistan'da yaptıkları kazılarda, Orhun Kitabeleri ve Cengizhan'ın mezarını bulduklarını, 2001 yılından beri yaptıkları çalışmalarda Türkiye Moğolistan arasında dostluğun geliştiğini söyledi. Moğolların Cengizhan'ı adeta Tanrı gibi gördüklerini söyleyen Prof. Bahar, "Budizm ve eski geleneklerine son 10 yıldır hızlı bir dönüş var" dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Birlik Vakfı'nın düzenlediği "Moğolistan'da Türk İzleri (Bilge Kağan'ın Hazinesi)" konulu konferansta konuşan Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hasan Bahar Cengizhan'ın mezarı ve Orhun kitabelerinin kalıntılarını bulduklarını ve devletin buna sahip çıktığının belirtti. Prof. Dr. Bahar, "Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız da bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Devletimizin buraya sahip çıkması gurur verici. 2000 yılından beri Türkiye Moğolistan dostluğunun sürmesine katkı sağlamaktan dolayı mutluyuz" diye konuştu.

Kamlumbağa Ölümsüzlük Sembolü

Türkistan'ın ana merkezinin Moğolistan olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bahar, kültürümüzün temelinin bu coğrafyada atıldığını söyledi. Bahar sözlerini şöyle sürdürdü: "Sovyetler ile Çinliler bu bölge için uzun zaman mücadele vermiştir. Ancak Ruslar bu bölgenin Türk bölgesi olduğunu kabul etmezler. Aksine bu bölgeye 'Sovyet Orta Asyası' derler. Moğolistan ile aramızda 8.500 km var ama kültürel farklılıklar yok. Türkiye'nin iki katı büyüklükteki coğrafyada 2 milyon 800 bin nüfus var. Kendi geliri olmayan ülkede halk, yardımlarla geçiniyor. Türkiye de yardım yapan ülkeler arasında yer alıyor. Halkın yarısı hayvancılıkla uğraşıyor. Moğollar için Cengizhan çok önemli. İçeceklerine, sigaralarına marka olarak isim vermişler. Tanrı gibi görüyorlar. Moğollar için şapka ve kuşak çok önemli, namus gibi görüyorlar ve kimseye vermiyorlar. At yarışları, ok yarışları güreşler önemli. Misafirlerine nezaket olarak burun sigarası dedikleri enfiye ikram ediyor, geyik eti yiyorlar. Aşık oyunları UNESCO'da kültürel mirasa aday gösterildi. Budizm ve eski geleneklerine son 10 yıldır hızlı bir dönüş var. Ovo denen, mavi renkli, gök tanrıyı temsil eden anıt etrafında üç kez dönerek her seferinde bir taş atıyorlar. Buraya hatık dedikleri mavi bezler bağlıyorlar. Bu bezleri atlarına da bağlıyorlar. Kaplumbağa onlar için ölümsüzlük sembolü. Birisi kadını, birisi erkeği temsil eden 2 direkli büyük çadırlarda yaşıyorlar" dedi.