Tefekkür-zikir ve Arınma Zamanları

Gazetemizin yazarlarından Selvigül Kandoğmuş Şahin'in yeni kitabı "Arınma Zamanlarına" Ramazan öncesiyaşadığımız manevi havaya uygun yazılarla bezenmiş bir eser. Kitapta ele alınan konular, manevi derinlikli, insanI iç yolculuğa taşıyan yazılardan oluşuyor.

Selvigül Kandoğmuş Şahin, "Arınma Zamanları" isimli kitabında, gittiği ve gezdiği yerleri, yöreleri, beldeleri alatırken, oralarda yaşadığı kalbi duygularını en sade biçimde aktarıyor.

YÜREKLERE doğru bir sefer başlasa. Usul usul akan, derin vadileri aşıp gelmiş, berrak kar suları ile köpük köpük arıtan nehirler gibi yürüse yaşam damarlarımıza. Yüreğimizin en tenha duraklarına, kararmış, katılaşmış hallerine, buza kesmiş demlerine, soğuktan yarılmış, kabuk bağlamış yaralarına ve dahi dermansız sancılarına doğru ılık, arıtan şifa duruluğunda bir ırmak boşalsa…

Manevi derinlikli yazılar

Gazetemizin yazarlarından Selvigül Kandoğmuş Şahin'in yeni kitabı "Arınma Zamanlarına" manevi derinlikli yazılardan oluşuyor. Kitabta, mübarek Ramazan ayı öncesinde yaşadığımız manevi havaya uygun, okuyanı iç yolculuğa taşıyan konulara yer verilmiş.

Mutmain olan kalpler

"Kalbi selim olanların, kalbi mutmain olanların yüzlerine baktığınızda anlarsınız seferlerin menzillere nasıl taşındığını. Anlarsınız mutmain kalbin yansımaları ile yüze inen nurun ve durgun tebessümün, teslimiyet soluğu ile kuşanmış nuranî cehrenin vakur duruşunu..."

Yüreğine yaslandın mı?

"Ey yolcu, çıktığın bu yolda, azığın hayatın engebeli, çetin, zorlu yollarında sana yetmediği zaman, durup dinlenmek istediğinde, sorgulamalarla, çetin imtihanlarla sıkıştığında, başını ellerinin arasına alıp divaneler gibi çırpındığında, elini göğsüne koyup yaslandın mı yüreğine?"

Kutlu sefer başladı

"Senin için artık mübarek olan, mukaddes olan, kutlu sefer başladı. Sen artık tüm dünyalıklardan, tüm ayartanlardan, tüm zalimlerden, tüm haksızlıklardan ve tüm azgınlıklardan beri olarak bu kutlu yürüyüşe adım aldın."

Yola kimlerle çıkılır?

"İsmet Özel ne diyordu: “İkna edilmişlerle yola çıkılmaz. Yola, inanmışlarla çıkılır.” Senin gerçekten teslim olmuş gönülden inanmış yoldaşların var mı ey yolcu bak bir çevrene. Dostlarına, akrabalarına, arkadaşlarına, yarenlerine, evlatlarına. Nerede kiminle berabersen bir bak yanındaki yoldaşına."

İman dönüştürücüdür

Usta Nuri Pakdil: Gerçek iman: Dönüştürücüdür, tüm yeryüzünü; Hak’ka doğru” diyor ya. İşte o zaman tıpkı Usta’nın dediği gibi, bir inkılap duyarlılığı ile hayra, güzelliğe, istikamete attığın her adım seni yaşaman gereken gerçek seferlere taşıyacak ey yolcu unutma!

Kalbine yönel artık ey yolcu

SELVİGÜL Hanım, kitabında şöyle bir soru yöneltiyor okuyucuya:

"Kalbimizin selim ve teslim olduğunu, yumuşadığını nasıl bileceğiz? Kalbimizin istişare durağı olması için neler yapmamız gerekiyor? Vahiy ile terbiye olup yumuşamış bir halde midir? Allah’ın ayetleri ile muhkem bir halde midir? Huşu ve ürperti ile yöneliyor mu Rabbine?"

Ve sorunun cevabını şöyle veriyor:

"Kalbine yönel ey yolcu. Cennetlerin ve cehennemlerin karargâhı olan, nice inkılapların, devrimlerin meydana geldiği kalbine yönel. Bil ki cennet de orada, cehennemde. Kurtuluş da orada, esarette. Sen kurtuluşa revan ol. Sen Rabbine, Rabbinin nimetlerine yönel selim, arınmış, yumuşamış, ürperen, huşu ile teslim olmuş kalbinle."

Derunî düşünceler

Selvigül Kandoğmuş Şahin, kitabında ayrıca bir vesileyle gittiği, gezdiği yerleri, beldeleri, kendi manevi dünyasında canlandırdığı hayal dünyasından akıp gelen cümlelerle anlatırken, son derece güzel tasvirler yapıyor. Davet edildiği Kitap Fuarları'nda, okuyucularla kurduğu diyalogları, ziyaret ettiği mübarek beldelerde gördüklerini kendine has, yüreklere dokunan bir ustalıkla anlatıyor.. "Kısa Kısa" aktardığımız bölümlerde, Şahin'in derunî düşüncelerine sizlerde hak vereceksiniz.

Kudüs'e olan özlem

"En son 2009'da gittiğim Kudüs'e özlemim zaman geçtikçe daha bir arttı diyebilirim. Hayatımın en anlamlı namazlarını Kâbe’nin dibinde, Medine'de Efendimizin Ravzası'nın gölgesinde ve Mescid-i Aksa'nın kadim taşlarının üzerinde kıldım. Kudüs sevdası yüreğimi yaksa da Rabbim bu kutsal beldeden sonra Avrupa'ya gitmeyi, dünyanın pek çok ülkesini gezmeyi nasip etti."

Aydınlık günün ışığı

"Sonbaharın hüznü, ayazlı kışların üretken zamanlarına, soba sıcaklığının rehavetine, sıcak çayların buğusuna, uzun kış gecelerinin samimi sohbetlerine taşırken geliyor ve geçiyor mübarek aylar ve zamanlar… Yeniden baharı kuşanmış gibi akıyor üzerimize zaman aydınlık bir günün ışıkları gibi dökülüyor yapraklar sonbaharı kuşanmış ve bizler Efendimizi anıyoruz."

Baharın muştuları

"Baharın bir muştu gibi avuçlarımıza döküldüğü günlerde, hayret ve saygı makamındaki duruşumuza daha bir çekidüzen verir gibi Secde Suresi’nin ayetlerini okuyorum... Bahar, hayretimi ve hayranlığımı artırırken, bahar doludizgin kuşlarla, börtü böcekle, rengârenk çiçeklerle dökülürken kışın, kavrulmuş kurumuş toprağına ben ruhumdaki arınma ve yeniden diriliş sağan ırmaklara yönelme telaşındayım."

Sanatkâr acizdir...

"Resimle uğraşan sanatkâr, acizliğini duya duya çizer, boyar, resmeder. Tuvalinin başına geçtiğinde aslında yapacağı her bir tasvir gerçeğin bir taklidi ve benzeridir ama bu benzerlik hiçbir zaman aslı gibi olamaz buna imkân yoktur. Bir çiçeği tuvaline aktarır ama onun yaşam damarlarını aktaramaz. Sanatkâr gerçeğini hiçbir zaman yapamayacağı tablosuna yorum katarak kendi aciz, yetersiz taklidi eserini icra eder."

Âhiret yolculuğu

"Ey yolcu, âhiret yolunun has yolcusudur insan. Yaşadığı her an onu yeni başlangıçların ve sonların eteğine doğru sürükler. Bir zamanlar adeta saldırıya uğrar gibi geldiği geçici yalan dünyanın eteklerinden, an an nice yolculuklar sonu kendini gerçek hayatın başlangıcında bulacaktır. Bu gerçek hayat, “basübedel mevt” tir. Bu gerçek hayat, gerçek yurt; âhiret yurdudur. Ait olduğu, asıl olması gerektiği yer."

Kalpler bir ıslahevidir

"Kalpler karargâhtır, ıslahevidir kimi zaman. Ama sınavlar da kalplerde kaybedilir ya da kazanılır. Bu yolun gereği budur. Yolcu bunu bilir ya da bilmez ama kalp ona sırdaş, kimi zaman da dildaş, kimi zaman da düşman olur. Ama tüm kalpler sınavlara duçar olacaktır. Bu sayede, ‘sıdk’ veya ‘kizb’, ‘nifak’, ‘takva’, ‘ihlas’, ‘teslim’, ‘mutmain’, olan kalpler açığa çıksın. Sinelerin özü ortaya çıksın. Ki Rabbimiz sinelerin özünü bilendir."

Ey Yolcu kendine bak

"Şimdi ey yolcu dön ve kendine bak… Bildiklerinle amel ediyor musun? Gerçekten bilenlerden misin, bulanlardan mısın, arayanlardan mısın? Dön ve bak kendine. Amellerine, yaptıklarına, yapamadıklarına… Yaşadıklarına, yaşayamadıklarına, yürüdüğün tüm yollara ve yürüyemediğin tüm yollara tekrar tekrar dönüp bak."

Sonbahar yitiklerimiz

"Sararan yapraklar düşüyor, sonbahar rüzgârları yalnızlık türkülerine belenmiş yüreklerimize akarken, ıslanan toprağa, nemlenmiş solgun yeşilliklere son defa bakıyoruz. Sonbahar gelmiş ve bir yaz daha bitmiş. Sonbahar gelmiş ve bizler bir gümrah baharın sonuna gelmişiz, ellerimizde solgun çiçekler, ağaç gölgeliklerinde öylece yalnızlığımıza yürümek istiyoruz."

**********************

Erciş'teki İyilik Çetesi

YAZAR Selvigül Kandoğmuş Şahin, "Arınma Zamanlarına" kitabında bir "İyilik Çetesi"nden bahsediyor. Şahin bu çeteyi ve onlarla buluşmasını şöyle anlatıyor: "Erciş’te bir güzel çete işbaşında uzun zamandır. İyilik Çetesi adıyla iki öğretmen ve onların yarenleri Erciş gibi küçük, şirin kasabadan ülkenin her bir köşesine umut, sevgi, aşk, cesaret taşırken iyiliğin erdemli ve soylu duruşunu akıtıyorlar durmaksızın.

Ayşe ve Cihat Albayrak çifti, yaşadıkları bu küçük kasabadan en uzağa giderken, yüreklerindeki iyiliğin semeresini ödeyip, güzellikleri çoğaltmanın, iyilik ve erdemin büyüleyen ve onaran duraklarına tüm okurları, tüm çocukları çekmeye çalışıyorlar.

Bu soylu çağrıya uyarak 4. Erciş Kitap Şenliği’ne konuk olduk. Düzenlenen her kitap fuarına katılmak mümkün olamıyor. Seçim yapmak zorunda kaldığımız doğrudur yazarlar olarak. Ancak, dostluk ve yarenlikle düzenlenmiş bu çağrıya evet diyerek yola çıktık. Müstefit olduk, huzur bulduk, yeni dostlar katıp dostluk hanemize mesrur bir halde dönüş yaptık.