Türkiye'de yaşam süresi uzadı

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görsev Yener, Türkiye'de yaşam süresinin uzağını söyledi.

Beynin dinamik yapısıyla ilgili araştırmaların yapıldığı İstanbul Kültür Üniversitesi Beyin Dinamiği, Kognisyon ve Karmaşık Sistemler Araştırma Merkezi (IKU Beyinmer) tarafından düzenlenen "EEG Beyin Osilasyonları ve Kognitif" çalıştayı düzenlendi.

TÜRKİYE DÜNYADA EN HIZLI YAŞLANAN İKİNCİ ÜLKE

Alzheimer'ın hem Türkiye'nin hem dünyanın bir problemi olduğunu söyleyen Dokuz Eylül Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Görsev Yener, "Türkiye dünyada en hızla yaşlanan ikinci ülke" dedi. Bu açıdan duruma bakıldığında yaşlılıkta artan Alzheimer riskinin ülke ekonomisi ve sağlığı için bir sorun olduğunu söyleyen Yener, bu nedenle daha en baştan bu hastalığın önlemesi ve fark edilebilmesi için yapılması gereken şeyler olduğuna değindi. 20 yıl önceki ortalamalara bakıldığında demansın yaşlara bağlı görülme sıklığının azaldığını belirten Yener, "Demansa karşı koruyucu etkisi olan iyi beslenme, hareket etme ve egzersiz konularında insanlar bilinçleniyor. Ama yaşlı nüfus artığı için etrafımızda gördüğümüz bunması olan birey sayısı son derece artmış durumda. Çünkü Türkiye'nin ortalama yaşam süresi arttı, dolayısıyla da yaşlısı çok arttı. O nedenle de bu hastalığa eskiye oranla çok daha fazla rastlıyoruz" dedi.

ALZHEİMER AŞILARI ÇOK BÜYÜK UMUTLAR VAAT EDİYOR

Alzheimer aşılarının büyük umutlar vadettiğini belirten Görsev Yener, "Ruhsatlı bir takım ilaçlar var ama bu ilaçlar hastalığın eksilen maddelerini yerine koyma şeklinde. Şu anda deneme aşamasında olan Alzheimer aşıları çok büyük umutlar vaat ediyor. Bir süre sonra bu iyileşmeler yapılacak. Bazı yeni deneysel tedaviler var ve sonuçlarının çok verimli olacağını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Bu noktada risk altında olan bireylerin saptanması da önemli. Eğer risk altındaki bireylere koruyucu tedaviler önceden uygulanabilirse uzun vadede bu kişilerin belki Alzheimer hastalığına kapılmasına engel olacağız. Bu konuda çok büyük umutlarımız var" diye konuştu.

DOĞU VE BATININ SENTEZİ OLMASI SEBEBİYLE İSTANBUL

Empati ve empatinin insan beyninde nasıl geliştiğini araştıran Northern Arizona Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyal Nörosinirbilimci Prof. Dr. Christopher Chad Woodruff, "Öğrencilerimle birlikte İstanbul'a gelmemizin sebepleri, şehirde doğu ve batı sentezinin yaşanması ve İstanbul'un empatiyi anlamada farklı perspektiflerden bakabilme noktasında önemli bir merkez olmasıydı. Bu nedenlerle sosyal sinir bilimleri dersi vermek için burayı seçtim. İstanbul'un tarihi dokusu çok önemli, Amerika'da bulamadığımız tarihi ve kültür çokluğunu burada bulduk. Çünkü Amerika'da çok daha homojen bir kültür var. O yüzden bu çoklu kültür, farklı perspektifleri anlamamız açısından çok önemli olacak" dedi.

FARKLI BRANŞLARDAKİ UZMANLAR BİR ARAYA GELDİ

Çalıştayda, nörolog, psikologlar ve sinir bilimleri öğrencileri olması sebebiyle multidisipliner bir tartışma ortamı olduğunu söyleyen IKU Beyinmer öğretim görevlisi Doç. Dr. Bahar Güntekin, etkinliğin bu nedenle çoklu disiplinleri yani beyni, beynin dinamik yapısını anlamaya çalışan farklı branşlardaki kişileri bir araya getirdiğini belirtti. Etkinliğin yapılma sebeplerinin başında Northern Arizona Üniversitesi'nden Prof. Dr. Christopher Chad Woodruff'un ilk defa yurtdışına çıkan 8 öğrencisi ile birlikte İstanbul'a gelmesi olduğunu söyleyen Güntekin, "Chad Woodruff İstanbul'da bir sosyal psikoloji ve sosyal sinir bilim dersi vermek istedi. Bu sırada merkezimizi de ziyaret etti. Önümüzdeki günlerde de İstanbul'un değişik mekanlarında bir yandan ders verip bir yandan sosyal sinir bilimlerini ve sosyal psikolojiyi öğrencilerine anlatacak" diye konuştu.