Uzmanından "sağlam yapı" için mühendislik tavsiyeleri

Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Yapı Anabilim Dalı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Akın Düzgün, dört dörtlük hazırlanmış bir projenin kusursuz uygulanması gerektiğini belirterek, "Öncelikle yapının mevcut geometrisini korumak gerekiyor ve yapının kullanım amacının dışına çıkılmaması gerekiyor." dedi.

Doç. Dr. Düzgün, deprem kuşağında yer alan Türkiye'de "sağlam yapı" için tasarımdan yapım aşamasına kadar uygulanması gerekenleri AA muhabirine anlattı.

Sarsıntıların engellenememesi nedeniyle depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Düzgün, şöyle konuştu:

"Yaşadığımız son depremde hasar gören yapılardan edindiğimiz izlenimler, deprem yönetmeliklerimize ya da yönetmeliklere uygun yapı tasarımının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Hasarların birçoğunda gördüğümüz izlenim, yapılar ağırlıklı olarak mühendislik hizmeti almamış, uygun olmayan malzeme kullanılmış, işçilik zayıf olan ya da zemin problemi olan bölgelerde yapılar ağır hasar görmüş. Dolayısıyla yönetmeliklere uygun bir şekilde tasarım yaptığımız zaman en azından binalarımız hasar görse bile can kaybını asgariye indirmiş olacağız."

"Yapılarımızı nemden uzak tutmamız gerekiyor"

Düzgün, depreme dayanıklı yapılarda dikkat edilmesi gereken 3 aşamanın olduğunu belirterek, ilk etapta yapılacak tasarım aşamalarında, uygun taşıyıcı sistem seçiminin, uygun yüklerin tanımlanmasının, analiz edilmesinin ve uygun projelendirme yapılmasının önemli olduğunu dile getirdi.

Ardından zemin etüdünün düzgün yapılarak ortaya yönetmeliklere uygun projelerin çıkarılması gerektiğini ifade eden Düzgün, "İkinci aşamada dört dörtlük bir proje yapsanız bile bunun uygulama aşaması var. Üretim aşamasında da çok sıkı bir yapı denetim hizmetinin alınması gerekiyor. Dört dörtlük hazırladığınız projeyi uygulamada da dört dörtlük uygulatmak zorundasınız. Öncelikle yapının mevcut geometrisini korumak gerekiyor ve yapının kullanım amacının dışına çıkılmaması gerekiyor. Kolon kesme, kiriş kesme, kesitlerin içinde boşluklar açma bu tür şeylerin olmaması lazım. Yapılarımızı nemden uzak tutmamız gerekiyor. Bu şekilde bu üç aşamayı göz önünde bulundurarak yapılarımızı depreme dayanıklı olarak tasarlayabiliriz." diye konuştu.

Düzgün, mevcut yapıların uygun güçlendirme teknikleri kullanarak güçlendirmenin faydalı olacağını, deprem izolatörlerinin yapı tasarımında kullanılabileceğini hatırlattı.

"Taze betona su katılmaz"

Yapıların zemin özellikleri ile dinamik karakteristiklerinin geoteknik mühendisleri tarafından tayin edilmesinin önemli olduğunu anlatan Düzgün, şöyle devam etti:

"Taze betona su katılması gibi bir durum söz konusu. Taze betona su katılmaz ancak kalıba koyduktan ve birazcık kendini tutmaya başladıktan sonra betonun dayanım kazanıncaya kadar nemli kalmasını sağlayabiliriz. Beton nemli kalacak ama taze betonda mikserden aldığınız kalıba döktüğünüz betona ilave su katılmamalı. İkincisi donatıları bağlarken enine donatılar, boyuna donatılar ve arasındaki betonu tutan kolunun veya kirişin sünek davranmasına katkı veren donatılar. Bunlarında ciddi bir şekilde bağlanması gerekiyor. Aralıkları ölçülerek ve hiçbir kaybı olmadan dört köşesinden kelepçe veya tellerle bağlanabilir. İlave olarak kanca boyunun içeriye doğru 135 derece bükülmesi gerekiyor. Aksi takdirde deprem yükü altında dışarıya doğru açılmak suretiyle görevlerini yerine getirememiş oluyorlar."

Düzgün, yapıda beton örtüsünün de önemli olduğuna dikkati çekerek, iyi bir beton örtüsü olmayan yapıdan düzgün betonarme davranış beklenemeyeceğini aktardı.

İnşaat yapmanın çok farklı meslek gruplarını bir araya getirdiğini ve her birisinin kendi görev sahasındaki işini yürürlükteki yönetmelikleri, bilimsel gelişmeleri dikkate alarak uyguladığında yapılarda herhangi bir sıkıntı olmayacağını vurgulayan Düzgün, "Yapılarda taşıyıcı elemanlara kesinlikle zarar verilmemeli. Mesela kolon ve kiriş kesme, kirişin ortasında delik açma, duvarın yerini kaldırıp bazen hani mutfağı balkona katmak gibi... Yani nasıl tasarlanıyorsa o şekilde bırakmak lazım. Dışarıdan müdahale yapmak iyi bir şey değil. İnsanlara güvendikleri ciddi yapı denetiminden geçmiş projesi belli, kullanım amacı belli, zemin etüdü düzgün yapılmış binaları yapıp kendileri de zaman içerisinde herhangi bir yerini bozmadan güven içerisinde oturulabilir." ifadelerini kullandı.