Vatan savaşında CHP karşı tarafta

Doğu Perinçek, S-400’lerin ABD ve İsrail tehditlerine karşı elzem olduğunu söyledi. Başkan Erdoğan’ın Türkiye İttifakı söylemini olumlu bulduğunu belirten Perinçek, CHP ile İP’in FETÖ ve PKK’yla yan yana olduğunu ve vatan savaşında karşı tarafta yer aldığını söyledi.

KORAY TAŞDEMİR

Kimse Erdoğan’ı dışlayamaz

Türkiye, Başkan Erdoğan’ın “Türkiye İttifakı” söylemine doğru gidiyor. Erdoğan’ı dışlayarak Türkiye’de bir hükümet kurma ihtimali yok. Erdoğan’ı dışlayanlara soruyoruz, “Hadi Erdoğan’sız bir birlik kurun da görelim.” Böyle bir durumda FETÖ ve PKK ile hükümet kurmak zorunda kalırsınız. Zaten böyle bir proje de var. CHP ve İP bu projenin başını çekiyor.

**************

S-400’ler kesinlikle alınmalı

S-400 Türkiye’ye yönelik tehditlere bir cevaptır. Doğu Akdeniz’de Amerika, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi tatbikatlar yapıyor. Güney sınırımızda ABD, PKK’yı silahlandırıyor. Karadeniz’de Amerika Ukrayna ile anlaşıyor ve Türk akımını engellemeye çalışıyor. Bu tehditlere karşı Türkiye kendini S-400’lerle savunacak. S-400 alınmazsa çözülme olur.

**************

CHP, PKK’yı hendekten çıkarıyor

Türkiye, PKK’yı 2015’ten sonra PKK’yı hendeğe gömüyor, CHP, PKK’yı hendekten çıkarmaya kalkıyor. Türk ordusu Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtı’yla PKK’yı eziyor, CHP “Ortadoğu batağına batıyorsunuz” diye buna karşı çıkıyor. Türkiye Akdeniz’de petrol araması yapıyor, CHP “Aramayın, geri çekilin” diyor. PKK ve FETÖ’yle işbirliği yapıyor. Bunların Atatürk’le ilgisi yok.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Koray Taşdemir’e konuştu, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekti.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek son zamanlarda dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri Milat’a değerlendirdi. Türkiye’nin S-400 alımı, Türkiye-ABD ilişkileri, güney sınırlarımızda ve Güney Akdeniz’deki tarafımıza yönelik tehditler, CHP’nin PKK ve FETÖ ile kol kola yürümesi, Türkiye İttifakı, Türkiye ve Asya ekonomileri arasındaki işbirliği gibi pek çok konuda sohbet ettik. Türkiye’nin bir istiklal, bir vatan savaşı verdiğine özel vurgu yapan Perinçek, milli unsurlar ile kurulacak bir Türkiye ittifakının sorunların üstesinden gelmemizde kilit rolü oynadığına değindi. Bu vatan savaşında CHP’nin, PKK ve FETÖ tarafına geçtiğini söyleyen Perinçek, CHP’nin ne bağımsızlık noktasında ne de etnik milliyetçiliğe karşı tavır noktasında Atatürk’le alakasının kalmadığını vurguladı.

Erdoğan’sız bir ittifak FETÖ ve PKK ittifakı olur

-19 Mayıs’ta Samsun’da Tütün Limanı’nda siyasi liderler ile poz verdiniz, bu kare Türkiye İttifakı’nın somut bir karesi miydi? Siz Türkiye İttifakı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin sorunları ağır ve zor sorunlar. Hem ekonomi de hem güvenlikte bu zorlukları yenmek için geniş güçlere ihtiyacımız var. Tek başına Recep Tayyip Erdoğan ve tek başına AK Parti’nin bu zorlukların üstesinden gelemeyeceği bir aşamaya geldik. Bizim istiklal savaşımıza benzeyen bir döneme girdik. Onun için bu zorlukları alt edecek bir kuvvete ihtiyacımız var. Biz buna milli hükümet diyorduk, Sayın Erdoğan buna ‘Türkiye İttifakı’ dedi. İkisi aslında aynı şey. Türkiye zaten bu ittifaka doğru gidiyor çünkü başka türlü başarmak mümkün değil. Tayyip Erdoğan’ı dışlayarak Türkiye’de bir hükümet kurma ihtimali ve seçeneği yok. Onun için Erdoğan’ı dışlayanlara soruyoruz, “Hadi Erdoğan’sız bir birlik kurun da görelim.” Böyle bir durumda FETÖ ve PKK ile hükümet kurmak zorunda kalırsınız. Zaten böyle bir proje de var. CHP ve İP bu projenin başını çekiyor ama Türkiye buna müsaade etmez. Amerika’nın tehditlerine karşı Türkiye İttifakı şart, ekonomide de zorlukları paylaşacak bir sürece girdik. Samsun’daki o fotoğraf da Türkiye İttifakı’na yönelik bir kamuoyu oluşturma girişimi olarak dostları sevindiren dostları korkutan bir manzaraydı.

Atlantik sistemi önderliği kaybetti

-ABD’nin S-400 konusunda Türkiye’ye olan yaklaşımı ve ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan’ın F-35 mektubu konusunda ne düşünüyorsunuz. Bu mektup tarihi Johnson mektubuna benzetildi.

İsmet Paşa 1964’te ‘yeni bir dünya kurulur ve Türkiye orada yerini alır’ demişti. O zaman yeni bir dünya kurulmuyordu ama şimdi yeni bir dünya kuruluyor. Dünya ekonomisinin büyümesine bakıyoruz, Çin’in katkısı yüzde 39, Hindistan’ın katkısı yüzde 19, Amerika’nı katkısı ise yüzde 10. Çin ve Hindistan’ın katkısı yüzde 60’a varıyor ABD burada yüzde 10’da kalıyor. Asya ekonomileri büyüyor, bunlar büyümese dünya büyümeyecek. Atlantik sistemi önderliği kaybetti, bu çağ arkada kalıyor. Bu yeni dünyada Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye önemli ülkeler.

ABD ve Kanada’da 2030 yılına dair yansıtmalar yapılmış. Buna göre 2030’da dünya ekonomisinde Çin 64 trilyon dolar yurtiçi hasılası ile birinci, Hindistan 36 trilyon dolar ile ikinci Amerika ise 33 trilyon dolar ile üçüncü sırada. Dördüncü Endonezya, beşinci Türkiye, altıncı Brezilya, yedinci Mısır, Almanya onuncu. Bakın öyle bir dünya kuruluyor ki Türkiye beşinci, Almanya onuncu sırada. Bundan on yıl sonra ise Amerika Çin’in yarısı kadar üretecek. İlk on ekonomiye baktığımızda Atlantik sisteminden Amerika üçüncü Almanya onuncu sırada. Yükselen ekonomiler ise Asya ve ezilen ve ezilen gelişen dünyanın temsilci ülkeleri yer alıyor. Türkiye de bu yeni dünyanın kuruluşunda önde gelen ülkelerinden.

S-400 ABD ve İsrail tehdidine karşı bir hamle

S-400 Türkiye’ye yönelik tehditlere bir cevaptır. Bir ülke silahı kendini korumak için alır. Onun için silahı alırken tehdidin nereden geldiğine bakılır. Tehdit Amerika ve İsrail’den geliyor. Doğu Akdeniz’e baktığımız zaman Tevrat’dan alınan isimlerle İsrail çeşitli tatbikatlar yapıyor. Türkiye’nin hedef olduğu açıkça ilan ediliyor. Amerika, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Yönetimi başka tatbikatlar da yapıyor. Güney sınırımıza baktığımızda Amerika, PKK’yı silahlandırıyor, DEAŞ’ı ve PKK’yı Türkiye’nin üzerine Amerika salıyor. Karadeniz’e bakıyoruz Amerika Ukrayna ile anlaşıyor ve Türk akımını engellemeye çalışıyor. Karadeniz’de de Amerika tehdidi var. Bütün cephelere baktığımız zaman Türkiye’ye Amerika’dan ve onunla birlikte İsrail’den tehdit geliyor. O zaman Türkiye onlara karşı kendini savunacak. S-400 de bunlara Türkiye’nin güvenliğini sağlayacak. Onun için S-400’ler alınacak, almazsa Türkiye için bir çözülme olur ve ekonomi de güvenlik de bundan etkilenir ama bu alınmama ihtimalini görmüyorum.

CHP 1946’da Atlantik çizgisine yanaştı

-CHP’yi Atatürkçülük noktasında eleştiriyorsunuz, CHP size göre Atatürkçü çizgiden nerede ayrıldı?

Önce 1945 yılında başladı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan etkileri Türkiye’de görülmeye başlandı. ABD Türkiye’ye girerken hem iktidarda CHP hem de DP Atlantik sistemine doğru yöneldi. İlk defa CHP’li Nihat Erim “Küçük Amerika olacağız” dedi. Bunu söylemek Atatürk’ten vazgeçmek demek. Atatürk’ün ağzından böyle bir şeyi duymanızın imkânı yok. Bu Türkiye’den vazgeçmek anlamına geliyor. Büyük Türkiye olacağız diyebilirsiniz. 80’den sonra ise Özal ile Türkiye’nin dış dünya ekonomisi ile bütünleşme programı geldi. Bu programla üreticileri suçlama ekonomisi getirdiler. Burada CHP bir muhalefet yürütmedi. CHP buna uyum gösterdi. Özellikle son dönemlerde CHP karşı tarafa geçti.

Türk ordusu PKK’yı vuruyor ses CHP’den çıkıyor

Türkiye, PKK’yı 2015’ten sonra PKK’yı hendeğe gömüyor, CHP, PKK’yı hendekten çıkarmaya kalkıyor. Türk ordusu Fırat Kalkanı, Afrin Harekâtı ve sınır ötesi operasyonlar ile PKK’yı eziyor, CHP “Ortadoğu batağına batıyorsunuz” diye buna karşı çıkıyor. Türkiye Doğu Akdeniz’de petrol araması yapıyor, CHP “Aramayın, geri çekilin” diyor. PKK ve FETÖ’yle işbirliği yapıyor. Bunların Atatürk’le hiçbir ilgisi yok. Atatürk’ü bugün Amerika ve İsrail’in tarafında düşünebiliyor musunuz? Atatürk Seyit Rıza, Şeyh Sait isyanlarını bastırdı. CHP Seyit Rıza’yı idol ve kahraman yaptı. Onun için CHP’nin ne Türkiye’nin bağımsızlık ve bütünlüğü konusunda ne de etnik ayrılığa karşı kararlılıkta Atatürk’le ortak bir noktası yok.

-CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözünden rahatsız olmasına nasıl bakıyorsunuz?

Oradaki asker elinde silah olan Mehmetçik değil, orada asker Mustafa Kemal’in davasının neferleri anlamında kullanılıyor. Buna ilk Kemal Kılıçdaroğlu karşı çıktı ve “Mustafa Kemal’in yurttaşlarıyız” dedi. Burada bir Atatürk’e karşı bir tavır var, ikincisi Türkiye’nin bugün yaptığı vatan savaşına tavır var. Vatan savaşının her aşamasında CHP şu günde karşı tarafta. 24 Temmuz 2015’te TSK’nın hükümetin kararıyla PKK’ya karşı operasyona başladığı günden beri CHP hep Mehmetçiğin, Türk ordusunun karşısında FETÖ’nün ve PKK-HDP’nin yanında. İşte Mehmetçiğe kurşun sıkanlarla birlikte seçime giriyor. Bugünkü saflaşmada yeri çok açık. Türkiye Rusya’ya yaklaştıkça CHP’nin sesi çıkıyor, Çin’le yaklaşıyor, CHP karşı çıkıyor. CHP dünya çapındaki saflaşmada da Amerika’nın istediği mevzide duruyor.

-Türkiye’nin önündeki en büyük sorun nedir sizce?

İki sorun görüyorum ama bunların sıralaması zaman zaman değişiyor. Şu an bence ekonomi sorunu öne geçti. İkinci sorun ise Amerika ve İsrail tehditlerine karşı vatanın bölünmezliğini koruması ve terörü temizlemesi. Güncel gelişmelere göre biri diğerinin önüne geçebiliyor. Bunların ikisi de aslında birbirilerini destekliyor. Yani ekonomik sorunlar terörle mücadelede de sorunlara neden oluyor. Terörle mücadele de ekonomiyi olumsuz etkiliyor. İkisinde de hasımlar aynı. Ekonomide Amerika’nın bize dayattığı borçlanma ekonomisi dediğimiz o ekonomiden kurtulma mücadelesi yürütüyoruz, güvenlikte de Amerika’nın tehditlerine karşı mücadele veriyoruz.

NATO Türkiye’ye düşman

-Türkiye’nin NATO’daki yerini nasıl görüyorsunuz, Türkiye NATO ilişkilerini nasıl düzenlemeli?

NATO da Türkiye düşman, NATO tatbikat yapıyor, Atatürk ve Erdoğan’ın kafalarına silah dayanmış fotolarını görüyoruz. NATO, Türkiye’yi aforoz etti. Kâğıt üzerinde üye gibi görünüyoruz ama bizi düşman gibi görüyorlar. Doğu Akdeniz’de Amerika, İsrail ile tatbikat yapıyor ama NATO ülkeleri onlarla beraber. NATO bize düşman ama biz bu oluşumun içinde veto hakkımı kullanarak onları çelmelemeye çalışabilirim veyahut NATO’dan çıkarım ki bence bu daha doğru. Bu anlamda Türkiye’nin Suriye ile bir an önce görüşmeye başlaması lazım. Bölgenin PKK’dan temizlenmesi için Suriye’nin toprak bütünlüğü şart. Doğu Akdeniz’de ABD ve İsrail tehditlerine karşı Suriye ile birlikte olmamız lazım. Rusya ve İran sürekli Türkiye’ye “Acaba Suriye’de ne yapacaklar?” diye bakıyor, Suriye anahtar bir rol oynuyor.

Rumlar Türkiye ile baş edemez

-Doğu Akdeniz çok sıcak bir hava söz konusu. Bu süreç nereye varabilir?

Güney Rum Kesimi orada arama faaliyetinde bulunan Türk mürettebat için tutuklama kararı almış. Türkiye kesinlikle buna sessiz kalmaz. Dengeler bizim lehimizedir. Hiçbir zaman ne Yunanistan ne de Güney Kıbrıs bizimle baş edemez ama karşımızdaki kuvvetin ciddiyetini de görmemiz lazım. Amerika ve İsrail de var. Burada Türkiye’nin hem Rusya ile hem de Suriye ile işbirliği yapması lazım.

Ticaret savaşları Türkiye için fırsat

-ABD ve Çin arasında bir ticaret savaşı yaşanıyor, ABD’nin yukarıda belirttiğimiz gibi Türkiye ile de çeşitli sorunları var. Çin Türkiye’ye nasıl bakıyor, işbirliği noktasında yaklaşımları nedir?

ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşı Türkiye için bulunmaz fırsat. ABD’nin Çin’e sattığı malların birçoğunu Türkiye de üretiyor. Bu malları Çin’e biz satabiliriz, yani Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatması için bunu değerlendirebiliriz. İran’a yönelik ambargo da Türkiye’ye büyük avantaj sağlıyor. Bizim en büyük ithalat kalemimiz enerji. Bizim enerji kaynaklarımızı Irak, İran, Rusya ve Azerbaycan. Yani enerji güveliğimiz de Asyalı komşularımızda.

İran’a ambargo uygulanıyor, İran bizim komşumuz, biz Amerikan’ın dayatmalarını kabul edecek değiliz, kabul edersek zaten Türkiye diye bir şey olmaz. Hem komşuluk hukukumuza hem haysiyetimize hem de güvenlik çıkarlarına çok aykırı olur bu durum.

Asya ile ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz

Çin yöneticileri Türkiye’ye büyük bit değer veriyor. “Çin’in güvenliği Türkiye’den başlar” diyorlar, Türkiye’nin güvenliği de Çin’den başlar. Çünkü her iki ülke de Amerika’nın eğittiği silahlandırdığı örgütlere karşı mücadele ediyor. Çin’in elinde 4 trilyon dolar rezerv var. Çin bunu değerlendirmek istiyor. Biz bunları konuştuk, rakamlar da telaffuz ettik. Önümüzdeki beş yılda Türkiye’ye 200-300 milyar dolarlık bir yatırım yapsa ne kadar iyi olur. Türkiye’yi Çin’le yapılan ortak yatırımlarla bir üretim üssü haline getirebiliriz. Bunun yanında tabii Hindistan da Rusya da önemli. Türkiye artık Asya ekonomisinde yer alıyor, birinci ticaret ortağımız Çin, ikinci Rusya, üçüncü ise Almanya. Türkiye zaten ekonomik ilişkilere baktığımızda Asyalı olmuş, bunu geliştirmemiz lazım, bu bizim batı ile ilişkilerimiz de daha dik ve özgüvenli olmamızı sağlar.